BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze'de yeni bir ateşkes çağrısı başlığıyla bugün yeniden toplanması bekleniyor. Geçtiğimiz hafta ABD'nin veto kararına tepkiler sürerken, Filistin için yeni bir ateşkes umudu doğar mı? Doç. Dr. Serhan Afacan ile konuştuk.
Mustafa Kılıç / Bağımsız Gazeteci
7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail-Gazze savaşında çok sayıda sivil hayatını kaybetti, çatışmalar ise tüm şiddetiyle devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK), Gazze'de acilen insani ateşkes talep edilen karar tasarısını veto etmesine büyük tepki gelmişti.
Tepkiler sürerken BM Güvenlik Konseyi'nin de bugün, Gazze'de yeni bir ateşkes çağrısı ve İsrail ile Hamas'ın insani yardım için Gazze'ye erişime izin vermesi ile sağlanan yardımın BM tarafından izlenmesi yönünde bir talep üzerinde oylama yapması bekleniyor.
Peki ateşkes umutları tamamen tükendi mi? Mevcut karar bize ne söylüyor?
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih Bölümü'nde öğretim üyesi Doç. Dr. Serhan Afacan, bu sorulara şöyle yanıt veriyor:
“ABD’nin, BM Güvenlik Konseyi’nde ateşkes önerisini veto etmesi büyük bir kriz yaratmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ”ABD ile adalet olmaz” diyerek kararı eleştirmiş ve BM Güvenlik Konseyi’ni işaret etmişti. Bu gelişmeyle konseyden ateşkes durumunun çıkmayacağını anlıyoruz. Sanırım bu bir yıpranma savaşına doğru devam edecek. Yani Netanyahu, önüne vade koymadan bu saldırıları sürüdürecek. Bu durum biraz da bölgesel anlamda burada bir inisiyatifin -en azından süreci etkileyecek- oluşamadığını da gösteriyor.
NETANYAHU, “KONTROL BİZDE” MESAJI VERMEYE ÇALIŞIYOR
İsrail’in, Gazze’de harabeye dönen Şeyaya kentine bayrak çekmesinin temel nedeninin, bütün kontrolü ele geçirmiş gibi bir görüntü verme çabası olduğunu söyleyen Afacan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun planını ise şu ifadelerle özetliyor:
Biliyorsunuz İsrail kara hareketi başlatmadı. Sızlamalar şeklinde ilerliyor ve havadan bombaladığı yerlere sınırlı saldırılar düzenliyor. Netanyahu, bir taraftan da “İntikam alacağız, Ortaçağa çevireceğiz” diyerek iç kamuoyuna kendini çok fazla angaje etti. Orada kamuoyuna dönük “kontrol bizde” mesajı vermeye çalışırken, uluslararası toplumun tepkisine de aldırmıyor. Bir başka ülkenin toprağına bayrak dikmek uluslararası mevzuata göre açıklaması olan bir şey değil. Dolayısıyla Netanyahu psikolojik üstünlüğü ele geçirmek için bir PR yapıyor. Ama bunun çok karşılığının olmadığını da söylememiz lazım. Kassam Tugayları’ndan gelen açıklamalarda da bunun teyit edildiğini görüyoruz. İsrail, bu bayrak manipülasyonlarıyla sahip olmadığı bir üstün el imajı oluşturmaya çalışıyor."