Yeni parti kuracak deniyor ama Ali Babacan'ın neden bu konuda bir açıklaması yok?

Yeni+parti+kuracak+deniyor+ama+Ali+Babacan%E2%80%99%C4%B1n+neden+bu+konuda+bir+a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1+yok?
ABONE OL
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici bugün yayınladığı yeni yazısında bir okurunun mesajını değerlendirdi ve Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül'ün yeni parti kuracağına dair haberleri analiz etti. Yeni parti kurulacağına dair haberlerdeki bilgilerin sadece iddia ve duyumlara dayandığını, Ali Babacan'dan konuyla bir açıklama olmadığını dile getiren Faruk Bildirici gazetecilerin mesleki reflekslerini kaybettiğini ve araştırmanın yok olduğunu yazdı. Kaynağı belirsiz ya da gizli açıklamalarla sorumluluğun gazetecilerin üzerine kaldığını belirten Faruk Bildirici, basın mensuplarının Ali Babacan cevap vermese bile bu konuda Babacan'a soru sormalarını ve demeç almaya çalışmaları gerektiğini vurguladı. Faruk Bildirici'nin yazısı şu şekilde: Seçimin ardından daha da artan Ali Babacan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun yeni parti hazırlıklarıyla ilgili haberlerde eksiklik var. Dikkatli okurlardan Uğur Soldan fark etmiş bu eksiği ve soruyor: “Uzunca bir zamandır Ali Babacan'ın parti kuracağı haberleri çıkıyor. Bununla birlikte Ali Babacan'in tek bir beyanatını okuyamadık bu süreçte. Ali Babacan'a ulaşmak bu kadar mı zor? Ya da gazeteciler hiç mi merak etmiyor onun ne diyeceğini? Şahsen ben merak ediyorum.” Okur çok haklı. Ali Babacan ve arkadaşlarının parti kurma çalışmalarıyla ilgili haberler hep kulis bilgilerine, duyumlara ve iddialara dayalı. Davutoğlu’nun seçimlerle ilgili açıklaması, Ertuğrul Günay’ın sorulara verdiği yanıtlar ile Babacan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi dışında somut hiçbir açıklama, demeç vb yok. Yazılanlara bakılırsa Ankara ve İstanbul’da toplantılar yapılıyor; birkaç ay içinde de parti kurulacak. Ama gazeteciler, bu toplantılardan birini bile saptayıp somut verileri ortaya çıkaramıyor; Ali Babacan’ı bir yerlerde bulup soru soramıyor. Tabii ki Babacan ve arkadaşları konuşmak istemiyor olabilir ama en azından “Sorduk ama yanıtlamadı” diye bile yazılabilir, onu da görmüyoruz. Gazetecilik refleksleri zayıfladı AKP döneminde bastırılan, uysal hale getirilen gazeteciler, mesleki reflekslerini kaybetti. Araştırmak, takip etmek, sorularla zorlamak, izin verilen dışında yazmak yok artık. Açıklamayla, sohbetlerde edinilen kırıntılarla, bilgi notlarıyla, kulağa fısıldananlarla yetiniyor gazeteciler. Onları da muhabirler değil, genellikle köşe yazarları kaleme alıyor. Muhabirlik etkisizleştirildi zira… Babacan ve diğer ilgililerin somut demeci veya açıklaması da olmayınca bu tür “kaynağı belirsiz” ya da “kaynağın kimliği gizli tutulan” haberler yazılması kaçınılmaz. Ancak gazetecilikte “kaynağı gizli tutulan” haber yazmanın katı kuralları vardır. Ne yazık ki, Türkiye basın tarihi, bu kurallara uyulmadan Genelkurmay ya da kimi siyasetçiler adına yapılan ucube haber örnekleriyle dolu. Şimdi de AKP’den ayrılacakların parti kurma hazırlığı haberleri oluşturulurken etik kurallara yeterince özen gösterildiğinden şüpheliyim. Öncelikle kaynağı gizli tutulan haberler, başka şekilde bilgi alınamayan durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Bir gazeteci, kaynağın kimliğini gizleyerek haber yazacaksa o kişinin doğru bilgiye sahip olduğundan ve kendisini yanıltmayacağından kuşkusu kalmamalı. Kaynağın verdiği bilgiyi kontrol etmeli. Adını açıklamadığı kaynağın sadece konumunu değil, o bilgilerle ilişkisi ve gazeteciye aktarmasının nedeni hakkında okura da bilgi vermeli. En önemlisi de bilgi ve demeç arasında fark vardır. Bilgiye dayanan kaynağı gizli haber yazılabilir ama bir kişinin düşüncesini aktarmak için kaynağı saklı tutulan haber yazılamaz. Çünkü bilgi araştırılabilir, kontrol edilebilir; demeç ise kişiye özeldir. Bir kişinin sözleri onun adıyla anlam kazanır. İsim vermeden düşünce aktaran gazeteci de bütün riskleri, sorumlulukları kendi üzerine almış olur. FARUK BİLDİRİCİ'NİN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ  
twitter takip