İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB'ye yönelik 'terör' soruşturmasına ilişkin açıklama yaptı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'terör' soruşturmasına ilişkin yaptığı açıklamaya yanıt verdi.
"CHP'de kaybettiği itibarı bizlere saldırarak, meseleleri demagojiyle anlatmaya çalışanlar boşuna çırpınış içindedir" diyen Soylu, "Bu bahsedilen kişi İmamoğlu saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana, 'CHP Genel Merkezi beni sevmiyor, bana yardımcı olur musunuz' diye ricası olmuştur" iddiasında bulundu.
Soylu, soruşturmaya ilişkin şunları söyledi: "Toplam soruşturulan süreç içerisinde işe 25 bin 361 kişi alındı. Ve 1668 kişi bunların içerisinde soruşturuldu. Bu 1163 kişi için irtibatı ve iltisakı var ama belediyede işe girmeye engel olmadığı için incelemeye alınmadı. Geri kalan 505 kişinin tamamı kendi döneminde alınmış ve kayıtları kamu görev yapmasına engel olacak nitelikte kişilerdir. 21 kişi daha ayrıldı. 484 kişisi bir vesileyle soruldu."
"505 kişinin işe girmesinde engel vardı" diyen Soylu, "Kendi suçunu örtbas etmek için belediye çalışanlarını kalkan yapmak ayıptır. Bu dosyalar sizden istendi" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun 'Benden önceki dönemde de vardı' dediğini belirten Soylu, "Bu soruşturma 1.1.2019'dan itibaren 31.12.2021'e kadar 3 yıl incelendi. 1668 kişinin 1427 kişisi İmamoğlu döneminde, 191'i Mevlüt Uysal, 50 kişinin de geçici, İstanbul Valisi'nin vekalet ettiği dönemde alınmış. Müfettişlerin yaptığı değerlendirmelerde bunların 191 ve 50 kişisi tamamen incelenmiş, işe girme engeli olmadığı görülmüş. İmamoğlu döneminde 922 kişinin istihbari kayıtları görülmüş ama onların da işe girmeye engel durumu olmadığı görülmüş" dedi.
Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Biraz önce İBB Başkanı'nın bu konudaki açıklamalarını takip ettik. Herkesin kendisini savunma hakkı vardır. Bu hem doğal bir haktır hem de demokrasi içinde olması gereken bir gerçekliktir.
Türkiye 40 yıldır terörle mücadele ediyor. Bu yaşanmışlıklardan öğrendiğimiz bir şey de, terör örgütlerinin meşru alanları kullanmaları, meşru alanlara sızmasıdır. Bunun altını çizerek söylüyorum. Dağdaki terörle mücadele ne kadar zorsa, bu ondan biraz daha zordur. Çünkü dağdaki teröristi biliyorsunuz.
Zaman zaman terörle iltisaklı belediyelere görevlendirmeler yapıldı. Yöneticilere 900 yıla yakın cezalar çıktı. Doğu ve güneydoğuda PKK ve KCK ile irtibatlı olduğu tespit edilen belediye başkanları, meclis üyeleri, personel görevden alındılar. FETÖ'den devlete sızmış yaklaşık 165 bin kişi kamudan çıkarıldı. Bizim bakanlığımızdan 50 bini aşkın kişi çıkarıldı. FETÖ'yle irtibatlı belediyeler oldu.
Bu devleti tüm terör örgütlerinden temizlemek için ortaya koyduğumuz bir mücadelenin sonucudur. Zorlu bir sürecin sonunda kamuyu çok büyük bir şekilde terör örgütlerinden arındırabildik. Bu yüzde 100 müdür; kriptosu var, uykuya yatmış olanı var, hamle yapmayı kendine görev almış olanlar var. Biz bunları sökebilmek için büyük bir çaba ortaya koyuyoruz.
Kamunun kendine ait sorumlulukları vardır. Görev yapanların da sorumlulukları vardır. Anayasa'nın 127'nci maddesi çok açık ve nettir. Yerel yönetimler için bizatihi bize yetki vermiştir.
"İMAMOĞLU BENDEN YARDIM İSTEDİ"
CHP'de kaybettiği itibarı bizlere saldırarak, meseleleri demagojiyle anlatmaya çalışanlar boşuna çırpınış içindedir. Bu bahsedilen kişi İmamoğlu saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana, 'CHP Genel Merkezi beni sevmiyor, bana yardımcı olur musunuz' diye ricası olmuştur. Biz 'kanun ne gerektiriyorsa yaparız' dedik ve yaptık. İşine geldiğinde alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin.
Elbette belediye başkanlığının sorumluluğu var. Hem terörden uzak durma hem de alet olmama durumu var. İBB Başkanı zaman zaman terlemiş, alnını silme zorunda kalmış, kaybettiği itibarı, hizmet yapamadığı için tarihin en başarısız belediye başkanı olarak nitelendirilen, İETT otobüslerini çalıştırmaktan, çöp toplamaktan yoksun böyle bir belediye başkanı elbette ki bunları kapatabilmek için İstanbul'a ilgi açığını kapatabilmek için, yargı kararından bulamadığı mağduriyeti buradan bulacak.
Bu basın toplantısının ortaya koyduğu şudur:
1. Bizim 9 Aralık 2021'de dile getirdiğimiz tüm iddianın ikrarını yapmıştır.
2. 'Terör örgütleri buraya girmemiştir' diyemiyor. 'KHK ile işten çıkarılanları biz hülle ile işe aldık yalandır' demedi.
3. Dağdaki teröristleri ve kamuya girmesi kesinlikle mümkün olmayan kişileri işe almadık diyemedi. Bunların hepsi İBB'ye alındı.
Bizim kabahatimiz ne, 9 Aralık 2021'de hayati yalanla malul olan Özgür Özel, bana bir sataşmada bulundu. İstihbarat elimizde olduğu için soruşturma izni verdik ve başladı. Sözde değer ailelerinden alınanları 'Almadım' dememiştir. Biz bu soruşturmayı sadece İBB'ye yapmadık, tüm belediyelerde yaptık.
İBB'YE 'TERÖR' SORUŞTURMASI
Toplam soruşturulan süreç içerisinde işe 25 bin 361 kişi alındı. Ve 1668 kişi bunların içerisinde soruşturuldu. Bu 1163 kişi için irtibatı ve iltisakı var ama belediyede işe girmeye engel olmadığı için incelemeye alınmadı. Bunlar içerisinde basın toplantısında bahsettiği kendisinden önceki dönemde alınan kişiler de var. Geri kalan 505 kişinin tamamı kendi döneminde alınmış ve kayıtları kamu görev yapmasına engel olacak nitelikte kişilerdir. 21 kişi daha ayrıldı. 484 kişisi bir vesileyle soruldu.
Sabah çok yalan dinlediniz. Hiçbir yerinde işe almadık diye cümle kurmadı. Sözde değer ailelerinden, KHK'lılardan alındı mı alındı. Geçen yıl o tarihten itibaren 1 yıl süren soruşturma yaptık. Bu soruşturmayı 8 kişilik müfettiş heyetiyle yaptık.
Bu soruşturmaya itiraz ediyorsun da hem İETT ile ilgili savcılığa gönderilen yolsuzluğu içeren, reklam billboardlarıyla yolsuzluğu içeren soruşturmalara niye ses çıkarmadın? Çünkü neler yaptığınızı en iyi siz biliyorsunuz.
"505 KİŞİNİN İŞE GİRMESİNDE ENGEL VARDI"
Bizim bunları atma yetkimiz olsa biz atardık. Asıl soruşması gereken soru şudur: Bu kişileri alırken referansınız nelerdi? Hangi yetenekleri dolayısıyla aldınız, bunları kim önerdi. CV bile istemediniz mi? AYM kararını öne sürüyorlar, AYM kararı sonrası biz eleman almadık mı? Devletin kendine ait mekanizması vardır. Süreci araştırmak bizim sorumluluğumuzdu.
'Benden önceki dönemde de vardı' diyor. Bu soruşturma 1.1.2019'dan itibaren 31.12.2021'e kadar 3 yıl incelendi. 1668 kişinin 1427 kişisi İmamoğlu döneminde, 191'i Mevlüt Uysal, 50 kişinin de geçici, İstanbul Valisi'nin vekalet ettiği dönemde alınmış. Müfettişlerin yaptığı değerlendirmelerde bunların 191 ve 50 kişisi tamamen incelenmiş, işe girme engeli olmadığı görülmüş. İmamoğlu döneminde 922 kişinin istihbari kayıtları görülmüş ama onların da işe girmeye engel durumu olmadığı görülmüş.
Kendini kurtarmak için İBB'nin yasladığı 505 teröristi güya yanındaki 3-5 aklıevvelin söylediği sözlere dayanak teşkil ederek 'Ben aldım, benden öncekiler de yaptılar' demeye getirmek aymazlıktır. Terinizi silebilirsiniz ama yüzünüzün karalığını silemezsiniz.
505 kişinin işe girmesinde engel vardı. Kendi suçunu örtbas etmek için belediye çalışanlarını kalkan yapmak ayıptır. Bu dosyalar sizden istendi.
"YARGIYI TEHDİT ETTİ"
Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Dedi ki 'Eğer bu terör soruşturmasını açarsanız gökkubeyi başınıza yıkarım.' Terör soruşturmasını açacak olan ben değilim. Biz dosyayı yargıya gönderdik. Bundan sonraki karar yargınındır. Ama şöyle diyebilir daha sonra, 'Ben bunu Süleyman Soylu'ya söyledim.' Çünkü dil bir pabuç...
Bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmiyor, bu olabilir. Bütün bunlarla ilgili bizi Cumhurbaşkanı'na, partimize şikayet ediyor. Bana 'milli güvenlik sorunu' diyor. Doğru. Ben bir güvenlik sorunuyum ama ben, PKK için güvenlik sorunuyum.
İMAMOĞLU'NUN "İSPAT EDEMEZSEN İSTİFA ET" SÖZLERİ
Ufak bir namusun varsa yalan söylemezsin. İstanbul'da yardım toplarken, yardımla ilgili bu yardım kanunlara uygun olmadığını tespit ettikten sonra çok doğal olarak o yardım toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı beni aradı ve dedi ki 'CHP Genel Merkezi zaten bana karşı, biz hemşehriyiz. Ne olursun beni onlara ezdirme.' Hayatı ikiyüzlülük olduğu için bunun elbette söyleyemez. Aramızda sonra bir telefon görüşmesi daha geçti. Onu da gidip CHP Genel Merkezi'ne şikayet etti. 'İçişleri Bakanı bana böyle dedi' diye."