On binler Saraçhane'de buluştu!

On+binler+Sara%C3%A7hane%E2%80%99de+bulu%C5%9Ftu%21;
ABONE OL

İstanbul halkı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı ‘ahmak davası’nda verilen hukuksuz karara karşı dün Saraçhane’de buluştu. Mitinge, 200 bin kişi katılı gösterdi.

BirGün'den İsmail Arı'nın aktardığı habere göre; Saraçhane’deki buluşma için kurulan sahnede, “Millet, iradesine sahip çıkıyor” ifadesi ve Türk bayrağı yer aldı.

Mitinge Altılı Masa’da yer alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldı. CHP'li büyükşehir belediye başkanları da etkinlikte yer aldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise daha önceden planlanan bir hastane randevusu nedeniyele programa katılamayacağını bildirdi. Karamollaoğlu'nu vekilen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir mitingde hazır bulundu.

Miting, saat 17.20 sularında İmamoğlu'nun konuşmasıyla başladı. İmamoğlu'nun ardından kürsüye CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Daha sonra ise DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından miting, Altılı Masa liderleri ve İmamoğlu'nun sahneye çıkıp birlikte kitleyi selamlamasıyla son buldu.

İMAMOĞLU: BU DAVA ÜLKE DAVASI

Mitingde ilk konuşmayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı. İmamoğlu şunları söyledi:

"Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur. Ama önce sizlere bir soru sormak istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar? 31 Mart'ta oyunuzu kullandınız saymadılar. Geçersizdir dediler. Sizin helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler. Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine, eskiden bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3,5 yıldır millete ait bankalardan bir kuruş vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim çok daha uygun koşullardan, dışarıdan fonlar bulup getiriyoruz.

16 milyon insanımızdan ne istiyorlar. Taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesi alırdı, artık Ankara'dan alınacak diyorlar. Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapse atmak için karar çıkardılar. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne dertleri var? Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta hasta hem de çok hasta. Sizlere söyleyeyim, bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok ama başka türlü bir karar çıkarsa başka türlü şekillenirse bütün arızalar başlıyor. Ellerinden geleni yapıyorlar ama nafile. Ne hukuk ne ahlak gözetiyorlar ne din ne iman gözetiyorlar. Gözleri hiçbir şey görmüyor. Bugün burada, işte bu büyük kalabalığı harkete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimiz için buradayız, haksızlığa karşı buradayız. Adalete karşı buradayız. Milyonlarca insan harekete geçiyor, demokrasi için ayağa kalkıyor. Demokrasi ve özgürlük için, hak hukuk ve adalet için ayağa kalkıyor. Bu bir adalet refleksidir. Bu rızanın kalktığının kanıtıdır. Bunlar açıkçası vicdansızlığın olduğu, milletin mağdur edildiği anlarda olur. Milletin iradesine alerjin varsa, seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan tavsiyemiz; siyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu senin gözünde eşit değilse, 85 milyon vatandaşımızı eşit görmüyorsanız siz yönetemiyorsunuz demektir. Bu ülkeyi yönetmiyorsunuz, sadece bir takım çıkar gruplarını, bir takım karanlık odakları yönetiyorsunuz.

İstanbul'da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar. Bir avuç insanın zenginliğine zenginlik katan bir düzendi bu. Görevi verin bu israf düzenini yok edelim dedim. Hatta hepinize hesap vereceğimizi ilave ettim. Kişilere gruplara, devletlere, vakıflara, cemaatlere, partilere kişisel yakınlığınızın olduğu, sadece kayırmacılık yaptığınız gruplara ve kurumlara yakın olmayacağız dedik. İstanbullular beni bu yüzden seçtiler, israf düzenine son verdik. Belediyenin kaynak yönünü değiştirdik. Bir avuç insan avucunu yalar oldu. Avucunu yaladılar. Bugün bize yapılanların tümü işte bu yüzden. Bir şey daha yaptık, İstanbul'da insaf düzeni kurduk, oluşturduk. İnsaf nedir biliyor musunuz, onların bilmediği bir şey. İnsaf düzeni vicdana dayanan adalet demektir. İstanbul 3,5 yıldır vicdana ve mantığa uygun bir şekilde yönetiliyor. İstanbul'da artık, hiçbir zaman İstanbullunun kaynağını heba edecek hiçbir şey izin vermiyoruz. İstanbuk'un artık insafsız bir yönetime tahammülü yok. Türkiye'de artık milletimiz insaf düzenini istemiyor. Onun için vatandaşın iradesini yok saymak için bin bir numara çeviriyorlar. Cumhuriyet çok değerlidir. Yöneticilerin yani bizlerin hadlerini bildiği bir rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiy haksız bir şekilde görevden almak ne demektir biliyor musunuz; haddini bilmemek demektir. Hukukla bağdaşmaz. 100. yılına girerken Türkiye Cumhuriyeti, bu ülke vatandaşlarının kanıyla canıyla mücadele ederek bin bir emekle kurulmuştur. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Atatürk'ün dediği gibi, toplumda en yüksek eşitlik, hürriyet ve adaletin korunması için adalet kuruldu. Atatürk, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor.

İşte Türkiye tam da bu yönüyle yol ayrımında. Milli iradeye alerjisi olanlarla bir yol ayrımındayız. Eşitlik ve adaletin sağlanmasını istiyorsanız başka hiçbir yolunuz yok, milli egemenliği kayıtsız şartsız yanında duranların yanında duracaksınız. Adres burası Altılı Masa. Altı masa, altı liderin bulunduğu masa. Tam da bunun için İBB Başkanı olarak 16 milyonun yetki verdiği bir kardeşniz olarak Altılı Masa'nın en çalışkan neferi olacağım. Hepinizin huzurunda söz veriyorum. Yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum. Benim sığınacak hakimlerim, savcılarım, mahkemelerim yok. Benim arkamda bu büyük millet var! Sizler varsınız, sizleer… Bu milletin birliğini inşa etmeye karar vermiş, bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu Türkiye İttifakı var. Sizler şimdi, bugün burada, yeniden ve çok daha güçlü şekilde birlik iradesi ortaya koyuyorsunuz. Bugün burada konuşan saygıdeğer liderler işte bu beklentinin siyasi iradesini temsil ediyorlar… Buradaki birlik iradesi, toplumu yoksulluğa, adaletsizliğe, çaresizliğe mahkum etmeye çalışan iktidarın karşısında ülkenin tek umudu, yegane çaresi ve en büyük gücüdür. Buradaki irade, Türkiye’nin demokratik ve güçlü bir devlete, huzurlu ve zengin bir topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmanın umudu, iradesi ve teminatıdır. Bu ittifak basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak, zorla baskıyla, yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, milli iradeye şekil verebileceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek. Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasisi tahrip olmuş, vatandaşları yoksulluğa mahkum edilmiş, meclisi çalıştırılmayan, adaleti çökmüş bir ülke olmaktan kurtulacağız. Bu ülkede kurdukları Bozuk Düzeni ortadan kaldıracağız. Rahmetli Bülent Ecevit’in sözleriyle söylersek… 'Bozuk du¨zen onarılır, ama bu du¨zen bozuk da değil, çu¨ru¨mu¨ş du¨zendir ve çu¨ru¨mu¨ş her şey gibi çu¨ru¨ğe çıkarılmalıdır.' Kamplara ayrılmış, kutuplaştırılmış aziz milletimizi hep birlikte birleştireceğiz. Hayat pahalılığına son vererek, hep birlikte mücadele içinde olacağız. Hürriyet şairi Namık Kemal’in dediği gibi… 'Zulüm ne kadar pervasız olursa olsun, zulmün binasını biz yıkarız. Dünyanın merkezine gömseler de, yerküreyi patlatır çıkarız.' Değerli hemşehrilerim çare belli. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Önümüzdeki seçimlerde ülkemize bu zulmü reva görenleri yolcu etmek. Önümüzdeki seçimler bu hedefler için çok önemli bir fırsat. Önümüzdeki seçimlerde vereceğimiz karar bellidir… Özgür ve Demokratik bir ülkenin kanunlara saygılı vatandaşları mı olacağız, yoksa kapı kulları mı? Benim umudum çok yüksek. Herkesin eşit olduğu özgür bir Türkiye için çok umutluyum. Sadece küçük bir azınlığın değil Edirne’den Kars’a her vatandaşın ülkesinden, devletinden ve yaşadığı yerden mutlu olduğu bir memleket istiyoruz. Hiç kimsenin yargıyı bir sopa gibi kullanmaya cüret edemedeği bir ortamı. Hep birlikte başaracağız. Gençlerin geleceğini uzaklarda değil kendi memleketinde aradığı ve bulduğu bir Türkiye hayalim var. Halk iradesinin davalarla kayyumlarla ipotek altına alınmadığı, yargı darbeleriyle millet iradesinin zedelenmediği bir ülke umudum var. Allah'a güveniyorum çünkü o, doğru olanı yolda koymaz. Sizlere güveniyorum, çünkü siz iradenizi set koymak isteyenlere üç yıl önce tam iki kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz. İyi ki varsınız, hepinize teşekkür ediyorum. Umudunuz hiç eksik olmasın bu karanlık günleri aşacağız. Daha büyük bir azimle çalışacağız, asla öfkeye kapılmayacağız ama hep birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış bir dava değil, bu daba parti davası değil. Bu dava adalet davası bu dava eşitlik davası. 2023 çok güzel olacak. Herkes kazanacak, çocuklarımız, gençlerimiz kazanaca. Bu akşam bizleri yalnız bırakmadınız çok teşekkür ediyorum. Her şey çok güzel olacak"

KILIÇDAROĞLU 11 MADDE SIRALADI

Ekrem İmamoğlu'nun ardından konuşma yapan Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Hiç endişe etmeyin, iktidar olacağız. 11 madde halinde düşüncelerimi paylaşacağım sizinle.

1- Mevlana der ki, adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur, kainat onun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımız adaletsizliktir. Hepinizin huzurunda söz veriyorum, adalet ya gelecek ya gelecek!

2- Adalet dağıtacak olan kişi, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaate göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde adaletsizlik olur.

3- Adaleti dağıtacak kişi, sarayın sofrasına asla oturmayacak. Sofraya oturan alimin verdiği fetva yanlıştır.

4- Milli irade 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur; egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bir yargıç aracılığı ile darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden inşa edeceğiz.

5- Adalet artık temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Sokakta herhangi bir vatandaşa sorun! Büyük kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek ama bizler Altılı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız. Adaleti bu ülkeye mutlaka getireceğiz.

Bugün Türkiye'de hiç kimse kendisini güvende hissetmiyor. Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Dayısı olana kimse ses çıkarmıyor, bir genç tweet attığı zaman sabahın köründe gözaltına alınıyor. Bu manzarayı bitireceğiz. Asla bir daha bu manzarayı yaşamayacaksınız.

6- Yargıç koltuğunda oturup yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, parti teşkilatından gelenleri hakimlik, savcılık koltuğuna oturturlar, çetelerle yan yana gezerler. Adalet ağacındaki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Adaletin ağacı görkemli ve sağlıklı olacak.

7- 'Zulmün artsın ki tez zeval bulasın' der atasözümüz. Zulüm öteden beri var bu ülkede. Vekillerimiz tutuklandı. Gazeteciler tutuklandı, İstanbul İl Başkanımız siyasi yasak kapsamına alındı. Bu tablo zulmün arttığı bir tablodur. Bu da yakında zeval bulacaktır demektir ve onları göndereceğiz.

8- İBB Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar asla kabul edilemez. Toplumun vicdanını yaralamıştır. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Şunu herkes iyi bilsin, Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir milimlik dahi geri adım attırmayacaktır, kararlılıkla başkanın arkasında duracağız. Bizim kupon arazi merakımız yok, rant yiyicilere hizmet etme görevimiz yok. Her belediye başkanımız halka hizmet eder. Halka hizmet Hakk'a hizmettir. Açık ve net ifade edeyim, hiçbir güç İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz. Görevini onuruyla ve şerefiyle yapacak.

9- Göndereceğiz! Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Yetim hakkı yiyenleri, milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Altılı Masa kararlı, bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz.

10- Hiç kimse unutmasın, umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir 100 metre koşusu değil, bu bir maratondur. 6 ay sonra maraton bitecek, yeni bir Türkiye göreceksiniz. Kucaklaşan, bereketli bir Türkiye göreceksiniz.

11- Asla başınızı öne eğmeyin. 6 ay kaldı, geliyoruz. İktidar olmak için geliyoruz!"

BABACAN: TÜRKİYE 1'DEN BÜYÜKTÜR

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise şöyle konuştu:

"Ekrem Bey'e yapılan bu haksızlığı reddediyorum. Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Atanan kayyumlarla rövanş alınmasını reddediyorum.

Biz herkes için adalet demek için buradayız. Türk, Kürt hiç fark etmez. Sünni, Alevi hiç fark etmez. Biz hep beraber Türkiye’yiz. Bütün Türkiye için özgürlük, adalet diyoruz onun için buradayız.

3Y tekrar bu milletin başına çöktü. Yolsuzluk ,yoksulluk, yasaklar var. Ekrem İmamoğlu’nu yasaklamaya çalışan bir zihniyet bu, çok yazık.

Bu ülkeyi bataklığın içine düşürmüş durumda. Farklı fikirlerden, zihniyetlerden korkmayan bir Türkiye istiyoruz. Biz özgürce konuşan, cesur bir Türkiye istiyoruz. Biz buradayız, halkın yanındayız. Hiç endişeniz olmasın. Nasıl bir Türkiye’de yaşayacağımızı bu meydan belirleyecek. 85 milyon 1’den büyüktür. Türkiye 1’den büyüktür"

GÜLTEKİN UYSAL: ADINIZ AK OLACAĞINA ALNINIZ AK OLSAYDI

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal şunları söyledi:

"Bir büyük hüzün içerisindeyim, milletim için üzüntü içerisindeyim. Geleceği karartılan gençlerimiz adına bir büyük üzüntü içerisindeyim. Üzüntümün sebebi şudur: Bu büyük ülke, bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalime onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Hep beraber ‘Yeter, söz milletin’ diyoruz. 6 Mayıs 2019 Türk demokrasisi için kırılma tarihidir. İstanbul milletinin iradesiyle belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun yetkisinin alındığı tarihtir. Milli iradenin önüne set çekilmez.

Milletin hür iradesinin üzerine kayıt da şart da koymak için Ekrem İmamoğlu’na bu cezayı verdiler. Bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur. Bu kararları aldıranları biliyoruz. Herkesin bildiği bir sır, biliyoruz. Demokrasiyle hukuk ile bu iktidar sahiplerinin ufuklarını gördük. Bakmayın isimlerine Adalet ve Kalkınma Partisi dediklerine. Adaletleri bakalı çok oldu. Adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Bu ülkenin kaldırım taşlarında İstanbul başta olmak üzere bu kararları alanlar başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar. Siz reform yapmayın, sizden bir şey beklemiyoruz. Siz organize kötülük yapmaktan vazgeçin. FETÖcülerin size bıraktığı hukuksuzluk icat etmekten vazgeçin. İşaret fişeğini bugün buradan yaktığımız hukuk, demokrasi mücadelemizin milletin iradesiyle tarihin tecelli edeceği gün milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Altılı Masa etrafında bir araya gelmiş olanların demokrasi diye bir kavgası var. Atanmış hakimlerin verdikleri kararları hep beraber yerle bir edeceğiz. Dünümüzü çalanlara yarınlarımızı asla çaldırtmayacağız. Belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu’na milletinin helal oylarını tekrar helal ettirdiniz.

DAVUTOĞLU AKP SEÇMENİNE SESLENDİ: TAHRİKLERE KAPILMAYIN

AKP seçmenine seslenen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Meselemiz İstanbul seçmeninin iradesini korumaktır. Yargı bir kez daha siyasallaştı. Bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz. Demokratik hukuk devleti diyoruz. Sayın Erdoğan’a benzer bir karar verilmişti. Düşünce özgürlüğünü, basını yok ettiler. Onlar gitti ama milletimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak. Sizin tertiplerinize boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun herkesin hakkını hukukunu koruyacağız.

Güç sahiplerine sesleniyorum. Sakın seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın. Bağımsız mahkeme karar verdi demeyin. İnanmayız. Biz bu kararı tanımadık, tanımıyoruz, tanımayacağız. Alacağınız karar Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini şekillendirecek. Zor dönemlerin hakimleridir tarihe geçenler. Türk yargısının mensupları, hiçbir siyasi talimata asla uymayın. Yargı mensuplarının tek aidiyeti vardır o da adalettir. Dün Türk yargısı için kara bir gündü. YSK başta olmak üzere seçime giderken hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Bir tahrik ortamı yaratılarak toplumsal gerilimi ortaya çıkarmaya çalışan iktidara karşı, iktidar partilerine gönül veren seçmenlere de sesleniyorum. Tahriklere kapılmayın. AK Parti seçmenine sesleniyorum. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. O geniş kitlelerin bu kararla başları öne eğildi. Siyasi ahlakı egemen kılmaya geliyoruz. Müsterih olun. Bu seçim yasaklara karşı özgürlüklerin seçimidir. Bu seçim sonucunda hiçbir toplum kesimi kaybetmeyecek.

Masa dağılacak diye sözler çıkıyor. Onlar çok bekler çok. Bu masa sizin kurtlar sofrası masanız değil. Bu masa Halil İbrahim masası. Dağılmayacak."

AKŞENER: GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de bir büyük haksızlığın iadesi için toplandıklarını belirterek, dün İBB'den ayrıldığında arabasını çeviren Kıymet isimli bir gencin İmamoğlu’na vermesi için kendisine atkı verdiğini anlattı.

Bu atkıyı Ekrem İmamoğlu'nun emanet gibi saklayacağını söyleyen Akşener, İmamoğlu'na da "Buradan ayrılma, senin için buradayız" dedi.

Yüzyıl önce olduğu gibi bugün de "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyenlerin Saraçhane'de olduğunu dile getiren Akşener, bu sesi duymayanların saraylara kapandığını kaydetti.

Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir tiyatroya, bir haksızlığa kara cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular diyorsunuz ki 'Saray sizinse Saraçhane bizimdir.' Diyorsunuz ki 'Zulüm sizinse, haksızlık sizinse, sandık bizimdir.' 16 milyon İstanbullunun iradesi burada, millet burada. Demokrasi, milletin iradesi burada ve Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki 'Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat.' İşte bu sese kulaklarını kapatsalar da size, bize 'terörist' deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar, cezalandırsalar da bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu iyilik, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye'nin de senin yanında olduğunu Saraçhane'den görüyoruz. Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi, sizin iradenizle gidecekler."

TEKİR: HUKUKUN SINIRLARI İÇERİSİNDE KALMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Akşener'in ardından konuşan Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir şunları söyledi:

"Herkesin bildiği bir gerçek vardır. Dünden bugüne adalet mekanizmasını kişisel ve siyasi hesaplarla bu mekanizmaya müdahale edenler mutlaka ve mutlaka zaman içerisinde kaybetmişlerdir. Böyle bir müdahale varsa buna müdahil olanlar hiç şüphesiz yine kaybedeceklerdir. Tarihin akışı böyledir. Bu tarihin akışını değiştirmek o kadar kolay değildir. Tabiat böyle bir akışı asla ve asla engellemesine izin vermemektedir. Birileri hukuksuzluk yaparken adaleti çiğnerken biz hukukun dışına asla çıkmamaya kararlıyız. Hukukun sınırları içerisinde kalmaya devam edeceğiz. Bu milletin huzuru için hukukun sınırları içinde kalmaya kararlıyız. Biz her zaman adaletin yanında yer alacak ve herkes için adalet demeye devam edeceğiz. 84 milyon insanın yaşına, cinsiyetine, etnik kökenine ve benzeri diğer hususlara asla itibar etmeden herkese adaletin eşit ve dengeli bir şekilde sunulması gerekmektedir. Yarının Türkiye'sini el ele ve gönül gönüle kurmaya çalışacağız"

twitter takip