Köşe yazılarının bugünkü konusu Uğur Dündar oldu! Meslektaşları usta gazeteci için neler yazdı?

K%C3%B6%C5%9Fe+yaz%C4%B1lar%C4%B1n%C4%B1n+bug%C3%BCnk%C3%BC+konusu+U%C4%9Fur+D%C3%BCndar+oldu%21;+Meslekta%C5%9Flar%C4%B1+usta+gazeteci+i%C3%A7in+neler+yazd%C4%B1?
ABONE OL

Uğur Dündar'ın Ekrem İmamoğlu- Binali Yıldırım yayınının moderatörlüğünden çekilmesi bugün meslektaşlarının köşelerine konu oldu.

Habertürk yazarı Nagehan Alçı bugünkü köşe yazısında kamuoyunda günlerdir tartışılan Ekrem İmamoğlu-Binali Yıldırım yayını yönetecek moderatör konusuna farklı bir bakış açısı getirdi.

Alçı, programı yönetecek ismin bir kadın moderatör olmasının ekrana daha çok yakışacağını ifade etti.

Nagehan Alçı, Uğur Dündar'ın moderatörlükten çekilmesini de "Laik kesim daha yayın olmadan Uğur Bey’e hücuma başladı. Uğur Dündar bu yüzden korktu ve çekildi" şeklinde yorumladı.

Uğur Dündar'ın moderatörlükten çekilmesinin ardından sosyal medyada adı geçen isimlerin yine erkek gazeteciler olmasını eleştiren Nagehan Alçı yazısında "Uğur Dündar’ı bu tarihi yayının moderatörü yapmak için inanılmaz bir erkek gazeteci dayanışması oluştu. Ah bir de biz kadın gazeteciler birbirimiz için böyle dayanışmayı ve beraber hareket etmeyi öğrenebilsek. Şu erkeklerin aramıza soktukları nifakları bir yok edebilsek" ifadelerine yer verdi.

Birçok isim gibi; moderatörlük için iki adaya ilk çağrıyı yapan Didem Arslan Yılmaz'ın en doğru isim olduğunu ifade eden Nagehan Alçı diğer adaylarını da Pelin Çit, Seda Öğretir, Nihan Günay, Banu El, Nazlı Çelik, Ece Üner, Simge Fıstıkoğlu, Senem Toluay, Hülya Hökenek, Hande Fırat, Buket Aydın, Ayşenur Arslan, Şirin Payzın ve Nevşin Mengü olarak sıraladı.

Alçı ardından "Yeter ki hırs küpü halinde gezen erkek televizyoncular bariyer olmasınlar ve artık şu ülkede her alanda kadınların önü açılsın" diyerek medyada kadınların önünün açılmasını istediğini ifade etti.

Alçı, ardından medyada kadın dayanışması olması gerektiğini söyleyerek "Kadın köşe yazarları ve medyadaki bütün kadınlar görüşleri birbirinden ne kadar farklı olursa olsun birbirilerini desteklesinler. Kadınlar olarak başka çaremiz yok" ifadelerini kullandı.

Nagehan Alçı'nın yazısı şu şekilde:

...

Fakat ben bu köşede her ikisini de iyi tanıdığım Sayın Binali Yıldırım ve Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan bu tarihi yayında bir kadın moderatörün olmasını rica ediyorum.

Sayın Uğur Dündar da çok istediği bu moderatörlükten çekildiğine göre artık kesinlikle bir kadın moderatör olmalıdır ve bu işi de en çok hak eden Didem Arslan Yılmaz’dır.

Ekranda sadece ve sadece erkeklerin olduğu bir görüntü ne 2019 Türkiyesine ne de Atatürk’ün ideallerine de yakışmıyor. Eski Türkiye’de TRT tartışmalarında sadece erkekler olurdu. Kadınlar yok hükmündeydi.

UĞUR DÜNDAR İŞTE O ZAMAN ÇOK BÜYÜRDÜ…

Bence Uğur Dündar’a yakışan en başta “Bana teklif yapılsa bile ben bir kadın meslektaşımın bu tarihi yayını yönetmesi gerektiğine inanıyorum. Bir Atatürkçü olarak o ekranda bir kadının olması gerektiğine inanıyorum” demekti.

Böyle yapan bir Uğur Dündar gerçekten tüm toplumsal kesimler ve özellikle kadınlar nezdinde çok büyürdü. O ise Kemalist kesimden beklemediği bir tepkiyi görünce geri çekilmeyi tercih etti. 78 yaşına rağmen hâlâ anaakım ekranlara çıkabilmek ve belki bu vesileyle geri dönüş bileti almak için bu korkunç hırs ve ihtirasın Dündar’a fayda getirmeyeceğine inanıyordum ve nitekim bu işten geri çekilerek doğruyu yaptı.

BU İŞİ HAKKIYLA YAPACAK O KADAR ÇOK KADIN VAR Kİ…

Evet dediğim gibi ben bu ortak yayını herkesten önce Didem’in hak ettiğine inanıyorum ama diyelim ki başka biri olacaksa da kesinlikle kadın bir isim moderatör olmalı. Erkek moderatörler şu hırslarını bıraksın artık. Yeter!

TRT dendiği için söylüyorum Pelin Çift de çok yakışır bu yayına veya Seda Öğretir de Nihan Günay da Banu El de Nazlı Çelik de Ece Üner de Simge Fıstıkoğlu da Senem Toluay da Hülya Hökenek de Hande Fırat da Buket Aydın da hatta Binali Bey özellikle kendine muhalif isim istediğine göre Ayşenur Arslan da Şirin Payzın da Nevşin Mengü de gayet başarıyla bu programın moderatörlüğünü üstlenebilir. Bütün bu medya mensupları ve ismini yer darlığından yazamadığım tüm diğer kadın televizyoncuların çok iyi performans göstereceğine eminim.

Yeter ki hırs küpü halinde gezen erkek televizyoncular bariyer olmasınlar ve artık şu ülkede her alanda kadınların önü açılsın. Kadın köşe yazarları ve medyadaki bütün kadınlar görüşleri birbirinden ne kadar farklı olursa olsun birbirilerini desteklesinler. Kadınlar olarak başka çaremiz yok…

Nagehan Alçı'nın yazısının tamamını okumak için tıklayınız

 

FATİH ALTAYLI: "KENDİSİNİ VE KARİYERİNİ KORUMAK İÇİN KABUL ETMEDİ"

Habertürk'ün diğer yazarları Fatih Altaylı ve Nihal Bengisu Karaca da bugünkü köşelerinde Uğur Dündar'a yer verdiler.

Fatih Altaylı, Uğur Dündar'ın her iki taraftan da kendisine gelebilecek eleştirilerden kendisini ve kariyerini korumak için bu teklifi kabul etmediğini yazdı.

Altaylı yazısında şu ifadelere yer verdi:

...

Uğur Dündar ne anlama geldiğini anlamadığım bir açıklama ile “Demokrasimize ve adaylara bir zarar gelmemesi için bu tartışmayı sunmama kararı aldım” dedi. Açıklama ilginçti. Hele hele “Demokrasimize zarar gelmemesi için” bölümü komikti. Hangi demokrasi, hangi zarar!

Okuyunca güldüm. Ancak Uğur Dündar’a da hak vermiyor değilim. Sevgili Dündar mesleğinin 50. yılında ve 50 yıldır taş taş, tuğla tuğla inşa ettiği bir kariyeri var.

Bu yayın bizim olmayan demokrasimize bir zarar falan vermez. Ama böyle yayınlar zordur. Ne yaparsa yapsın kimseye yaranamaz.

Ya tarafların taraftarlarından bir tarafı ama muhtemelen her iki taraf birden moderatöre yüklenecek, moderatör için ağza alınmadık galiz lafları söyleyecek, hakaret edecektir.

Dündar’ın 50 yıllık kariyerini böylesine çetrefilli bir yayınla riske atmayacağını, kendine sövdürmeyeceğini tahmin ediyordum. Allah biliyor ya yanılmadım. Hem egosunu okşattı. Hem de hakaret işitmekten kurtuldu. Taktik diye ben buna derim.

Fatih Altaylı'nın yazısının tamamını okumak için tıklayınız

Nihal Bengisu Karaca ise Uğur Dündar ile ilgili şu satırları kaleme aldı: 

...

Bu yayını yapmak istediği çok açık olan Didem Arslan Yılmaz’ın nesi eksikti? Neden Uğur Dündar? “Uğur Dündar” 28 Şubat’ın en önemli ve “müşahhas” aktörlerinden değil miydi? Öyle demiyor muydunuz?

Uğur Dündar lanetli bir şey olarak anmaya alıştığımız “Eski Türkiye”nin sembolü değil miydi? Öyle demiyor muydunuz? Ayrıca siz değil miydiniz, 24 Haziran öncesinde, 24 Nisan 2018’de, geçen yıl yani, Erbakan ödülleri törenini Uğur Dündar sundu diye o törene katılan Temel Karamollaoğlu’nu ve Abdullah Gül’ü ilişkili olduğunuz bütün gazetelerde linç ettiren? “Erbakan’ın kemikleri sızladı” diye manşetler attıran?

Türkiye’nin beklediği ve her tarafça önemli görülen bir yayın için neden Uğur Dündar ismi zikredildi ve ilginçtir arayış hep "o" karşı mahalleden oldu , buna yapıştıracak bir yaftanız yok mu? Sebep “karşı mahalleden aferin alma arzusu” olabilir mi?

O halde sormak farz olmadı mı? Binali Yıldırım’ın kulağına “Uğur Dündar olsun” cümlesini fısıldayan “ezikler” kim?

Bu tercih, hükümete yakın gazetecilerin bıyık altından küçümsenmesine "Önemli olan Yıldırım'ın yandaş kesimden bir isim bulup da önerememesi!" gibi yorumlar yapılmasına neden oldu neden gıkınız çıkamadı.

İşi gücü bir kenara bırakıp “Pastam artsın, parsam çoğalsın” diyerek kendisine kendi mahallesini hoyratça ayrıştırma görevi ihdas edenler mutlu mu? Uğur Dündar teklifi reddetti ve madem Eski Türkiye kıymete bindi, soralım, “Acı var mı?” Ya da güncelleyerek soralım: “Kına var, alır mıydınız?”

Nihal Bengisu Karaca'nın yazısının devamını okumak için tıklayınız

AHMET HAKAN DA YAZDI: "BAZEN YİĞİTLİKTİR MEYDANDAN KAÇMAK"

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan da bugünkü yazısında Uğur Dündar'ın moderatörlükten çekilmesine yer verdi.

Hakan, bazen gergin ve fanatik taraftarların olduğu böyle ortamlardan kaçmanın daha iyi olduğunu belirttiği yazısında şunları yazdı:

Azgın mı azgın taraftarlıktan bütün gözlerin döndüğü...
 
Tarafını seçmeyenin bütün taraflardan kovulduğu...
 
Kimselerin adil bir tutumu falan zerre kadar takmadığı...
 
İki tarafın da eline geçirdiği malzemeyi eğip bükerek kullandığı...
 
Hakikati aramanın kimsenin umurunda bile olmadığı...
 
Bin türlü yalanla, komployla çamurlaşmanın zirve yaptığı... Bir ortamda... Meydandan kaçmaktır yiğitlik. 
 
Uğur Dündar, Binali Yıldırım/Ekrem İmamoğlu tartışmasını yönetmekten çekilerek... 
 
 
İşte tam da böyle bir yiğitlik yapmıştır.
 
Ahmet Hakan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız
 
HİLAL KAPLAN: "BASKILARDAN DOLAYI ÇEKİLDİ..."
 
Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan da Uğur Dündar'ın, Ekrem İmamoğlu'ndan gelen baskılara nedeniyle moderatörlük yapmayı kabul etmediğini ifade ederek şunları yazdı:
 
...
 
Fakat Dündar, CHP adayından ve yönetimden gelen baskılara dayanamayarak moderatörlük görevinden çekildi. Mazeret olaraksa iki adaya ve demokrasimize zarar gelebileceği gibi anlamsız bir sebep sundu.
 
Yıldırım ise haklı olarak bu gerekçeyi anlamadığını, soru-cevap yapılacak bir yayının ne zararı olacağını sordu. 
 
Keşke Dündar, açık gönüllülükle "CHP'nin adayı, Yıldırım'dan çekindiği için bu yayına izin vermiyor" diyebilseydi.
 
Evet, Yıldırım tek bir hamleyle, CHP'lilerin yıllardır kurdukları "AKP'liler tartışmaktan kaçıyor" ve "Bizde basın özgür, hepinize yer var" yankı odalarını alt üst etmiş oldu. Ancak şimdi ortada daha da net bir soru var: CHP adayını desteklediği kesin olan Uğur Dündar'ı bile susturan bu akıl, az buçuk iktidar bulsa basının geri kalanına ne yapmaz?
 
Hilal Kaplan'ın yazısını tamamını okumak için tıklayınız
twitter takip