Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Fox TV' ve 'Soner Yalçın' açıklamaları: 'Celallenmemin sebebi de buydu...'

Cumhurba%C5%9Fkan%C4%B1+Erdo%C4%9Fan%E2%80%99dan+%E2%80%99Fox+TV%E2%80%99+ve+%E2%80%99Soner+Yal%C3%A7%C4%B1n%E2%80%99+a%C3%A7%C4%B1klamalar%C4%B1:+%E2%80%99Celallenmemin+sebebi+de+buydu...%E2%80%99
ABONE OL
AK Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan ziyaretini tamamladıktan sonra yurda dönerken uçaktaki gazetelerin sorularını cevapladı. İktidara yakın gazetecilerin yer aldığı uçakta muhalefet ve muhalefete yakın medyanın hedef gösterildiği sorular sorulması yine dikkatlerden kaçmadı. İktidara yakın gazetelerde çalışan gazetecilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorduğu yanlı sorular geçtiğimiz günlerde de gündeme gelmiş ve bazı gazetecilerin tepkisini çekmişti. Erdoğan'ın Azerbaycan ziyareti sonrasında da, Fox TV ve odatv.com internet siteleri hakkında sorulan sorular dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'de özellikle muhalefet kaynaklı en az günde birkaç yalan haber üretiliyor. Bununla mücadelede herhangi bir yasal düzenleme yoluna gidilmesini önerir misiniz" sorusu üzerine Fox TV muhabirine verdiği sert tepkinin nedenini anlattı. Fox TV muhabirine sinirlenmesinin nedeninin bir yalan haber olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, "Bu sabah bu malum televizyon kanalıyla ilgili orada biraz da celallenmemin sebebi de böyle bir yalan haberdi. Benim ilçem ile alakalı, Rize, Güneysu HES ile alakalı bir haber… Bu malum kanalın kameramanları, muhabirleri de oraya gitmişler. Malum aşırı ucun avukatlarından bir avukat hep beraber orada. Tabi AK Partili birkaç kişiyi de tezgaha düşürüyorlar, onları da orada konuşturmak suretiyle 'Oy zamanı kapımızı çalarlar, bunu yaparken bize mi sordular' gibi söylemler… Ben bugün kaymakamı aradım; "Bununla alakalı ruhsatı var mı" dedim. Kaymakam bey dedi ki "Ruhsatı, her şeyi var." Bunların derdi bu; "niye bize sorulmadan başladı?" Ondan sonra belediye başkanını aradım. Başkan da dedi ki "Ruhsatları, her şeyleri var ama dert başka." Dert, bunları yapan kim? Yapanlar AK Partili. Bundan bu işe girdiler ve Rize merkezden de solculuğu ile meşhur olan avukat, malum televizyon kanalıyla beraber tezgahı kurup oradan güya bize kan kaybettirecekler. İş tamamen ayağa düşmüş vaziyette ama bunların işi gücü bu değil ki; tamamen değişik bir yalan uydurmak suretiyle acaba biz ülke genelindeki meşruiyetimizi nasıl kazanabiliriz diye bakıyorlar. Buna karşı tabi ben kaymakam ve belediye başkanını dinledikten sonra arkadaşlarımıza dedim "Siz yine de bir araya gelin durumu değerlendirin." Adamlar HES ile ilgili boruları almışlar, işlemlere başlamışlar ondan sonra üstüne yol geçecek, türbinleri sipariş etmişler. Şimdi bunların vatanseverlik diye bir şeyi olabilir mi? Burada olsa olsa tek sıkıntı "Su debisi nedir?" noktasında… Bu HES hakikaten su debisini azaltacaksa o zaman DSİ buna neden müsaade etmiş, ayrı bir konu. Bu tartışılır fakat dert bu değil, dert başka. Şimdi bu ara yeni yeni terör örgütleri çıkıyor, garip garip terör örgütleri çıkıyor" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin Cnn Türk'ü boykot etmesi ve CHP'li isimlerin bu kanala çıkmama kararı ile ilgili de; "Bir ara Bay Kemal çıktı başladı 'Şu tv, şu gazete, şöyle yapacağız, böyle yapacağız.' Bay Kemal'in yanındaki bir kişi de çıktı başladı, "biz onları şöyle asacağız, böyle keseceğiz, bunlara hayat hakkı tanımayacağız" filan. Hatırlayın… Şimdi bizden de aynı şeyi bekliyorlar. Tabi biz o çukura düşmeyiz, o onlara kalsın ama ne yazık ki o televizyon kanalının malum geçmişteki patronu belli, şu anda da malum. Onun için de bizim bunlara karşı boşluklar ne ise o boşlukları yine doldurmaya çalışacağız. Ama mücadelemiz devam edecek. Biz işimize bakacağız. Onlar iftira atmaya devam etsinler ve bizim karşımızda Allah'ın izniyle tutunamayacaklar. Çünkü biz hak yoldayız, doğru yoldayız, hizmet yolundayız, buna devam edeceğiz" dedi. Erdoğan, Gezi Parkı eylemlerini organize etmekle suçlanan Osman Kavala'nın tahliyesi ve ardından 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle yeniden tutuklanması ile ilgili Kavala'yı savunan yayınlar yapan odatv.com ve Soner Yalçın hakkındaki soruya da cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Osman Kavala'nın skandal bir kararla tahliyesi ve ardından başka bir soruşturma kapsamında yeniden gözaltına alınmasıyla başlayan süreci başa götürecek olursak; şu an itibariyle Kavala'yı aklamaya çalışan ve can hıraş savunan bir medya grubu var Oda TV internet sitesi ve sahibi Soner Yalçın. Oda TV, gezi sürecinde kalkışmanın önemli medya ayaklarından biriydi. Darbe girişimine basın yoluyla destek veren Oda TV katil devlet ve katil polis gibi manşetler attı. Ancak iddianamede bunların hiçbiri yer almadı. Bu konuyla ilgili ne dersiniz" sorusuna ve bunun gündeme getirilmesine teşekkür ederek şunları söyledi: Bunun gündeme getirilmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Bunlar daha çok gündeme getirilmeli. Benim polisime katil demenin bedelini kim ödeyecek? O günlerin bütün çekimleri yok mu? Var. Bu zatın bir defa o terör örgütleri ile beraber görüntüleri var. İşin içinde aktör ve bu aktör ile ilgili olanlar bitenler ortada. Ben burada ister istemez topu yargıya atacağım. Yargı hala "Gezi ile bunun alakası yok" diyorsa kusura bakmasınlar, ortada bir gerçek var. Benim polisime katil diyor. Bu polis kimin polisi? Bütün bu olaylar böyle cereyan eder de yargı bunun karşısında sessiz kalırsa teröristler o zaman elini kolunu sallayarak Selim Kiraz kardeşimizin odasına girer ve onu orada şehit eder. Burada bizim tutarlı ve duyarlı olmamız lazım. Bu öyle noktaya gider ki, o noktada güvenlik adeta kendisinden endişe eder hale gelir. "Ne olacak? Elini kolunu sallayarak devam ediyor" denir. Bence bütün medyanın bu konuda üzerine düşen görevi yapması lazım. Ben bunun suç duyurusunu şu anda yapıyorum. Adamın çok zengin olmasının, zengin sosyalist olmasının onu kurtarmaya yetmemesi lazım. Çünkü Gezi bu ülkeye bir ihanet olayıdır. Bu vatana ihanet olayıdır. Bunu en kritik anda yaşayan şahsımdır. Zira Dolmabahçe'deki ofisimizin girmeye çalıştılar ve ofisin karşısına çok çirkin adice sloganlar yazdılar. Bezmialem Valide Sultan Camii'ni 3 gün işgal ettiler. İçeriden bira kutuları çıktı. Kimsenin umurunda değil. İlla silah mı olması lazım? Bunlar bir şekilde girecekler ve ondan sonra da elini kolunu sallayarak devam edecekler? Şimdi kim bunların arkasında olanlar? Daha neler var bunların arkasında. Darbe girişimine bunlar katılmadı mı? SONER YALÇIN OSMAN KAVALA İÇİN BUNLARI YAZMIŞTI! Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirdiği Soner Yalçın geçtiğimiz günlerde Sözcü Gazetesi'ndeki köşesinde Osman Kavala'yı savunmuş ve şu yazıyı yazmıştı:
Osman Kavala… Balkan göçmeni tütüncü ailenin çocuğu olarak 1957'de doğdu. Robert Koleji mezunu; solculukla bu okulda tanıştı. İngiltere Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde okudu; burada çok eylemin öncüsü oldu. Babasının 1982'deki ölümü üzerine şirketlerin başına geçti. Hep yenilikler peşinde oldu. Mesela, 1980'lerde Türkiye'de meşhur olan bilgisayar Commodore 64'ü Türkiye'ye getirdi. “K.V.K. Turkcell” şirketini bilmeyen yoktur. Cep telefonunun ilkini Türkiye'ye getiren Osman Kavalı idi; ortakları Mehmet Emin Karamehmet ve Murat Vargı'nın soy isimlerinin baş harfleriydi; K.V.K. “Navigasyonu” da ilk getiren o oldu… MİKES şirketini kurup, F-16 uçaklarının koruma sistemlerinin geliştirilmesi ihalesini aldı. Türkiye'nin ilk Yap-İşlet-Devret modeli olan Hidro Elektrik Santrali'ni işleten Aksu Enerji'yi kurdu. Birleşik Yatırım Bankası ve TSB Turizm ve Yatırım AŞ gibi birçok şirketin sahibiydi. Keza: 1988'de Türk-Yunan İş Konseyi, 1991'de Türk-Polonya İş Konseyi kuruluşunda öncü oldu. Bitmedi… KIZIL MİLYARDER Osman Kavala… 12 Eylül darbesinin en zor günlerinde 1983 yılında İletişim Yayınları'nı kurdu. On yıl sonra bu kez Aras Yayıncılık ortakları arasında yer aldı. Tarih Vakfı, Diyarbakır Kültür Evi gibi sivil toplum kuruluşlarının sponsorluğunu yaptı. Adı, “Kızıl Milyarder” oldu!  Çünkü, solculuktan hiç vazgeçmedi. İnsan hakları ihlallerine karşı verilen mücadeleleri destekledi; temel hak ve özgürlükleri savundu hep. Uluslararası Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesiydi… Osman Kavala'yı son yıllarda tartışmaların merkezine taşıyan, Macar asıllı ABD'li iş adamı George Soros tarafından 1984'de kurulan Açık Toplum Enstitüsü oldu. Bu kuruluş Türkiye'deki faaliyetlerine 2001'de açtığı temsilcilikle başladı. Enstitüyü Türkiye'ye getiren Can Paker (ve oğlu Kerem Paker) idi. Can Paker, doğum günlerine gidecek kadar Soros'a yakındı. Osman Kavala, yönetim kurulunda Can Paker, Kerim Paker, Prof. Üstün Ergüder, İshak Alaton, Leyla Alaton, Murat Sungur gibi isimlerle yer aldı. Vakıf senedinde kuruluş amacı; “insan hakları, demokrasi ve evrensel değerlere karşı daha duyarlı bir toplum” yaratma hedefli projeler gerçekleştirmek ve maddi olarak bunlara destek vermekti. Bu konular çok tartışıldığı için uzatmayayım… Gelelim işin temel meselesine: FETÖ BÖLÜNMESİ Yıl, 2007. Açık Toplum Enstitüsü, Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Binnaz Toprak'a 12 Anadolu kentinde “mahalle baskısı” araştırması yapma projesi verdi. Prof. Toprak ve Nedim Şener, İrfan Bozan, Tan Morgül'den oluşan araştırma ekibi çalışmasını bir yıl sonra rapor haline getirdi. Raporun son bölümü Fethullah Gülen hareketinin insanlara yaptığı baskıya ayrılmıştı. Vay sen misin bunu yazan; FETÖ medyası, raporu yaylım ateşine tuttu! Bu rapor Açık Toplum Enstitü'nü böldü: -Bir yanda rapora karşı çıkıp FETÖ'ye destek veren başkan Can Paker vardı! -Diğer yanda raporu destekleyen ve FETÖ'ye mesafeli yönetim kurulu üyesi Osman Kavala vardı! Bu ilk ayrışma olmayacaktı. Yıl, 2010. Dani Rodrik, Ergenekon-Balyoz kumpas belgelerini gazetecilere açıklamak için Robert Koleji'nden arkadaşı Osman Kavala'dan yardım istedi. Osman Kavala tanıdığı gazetecileri sahibi olduğu Cezayir Restaurant'a çağırdı. (Amberin Zaman, Aslı Aydıntaşbaş, Soli Özel, Ahmet İnsel, Kadri Gürsel davete katılırken, Hasan Cemal, Şahin Alpay, Mustafa Karaalioğlu, Eyüp Can Sağlık, İsmet Berkan, Alper Görmüş, Ali Bayramoğlu gibi isimler katılmadı!) Bu toplantı ve Osman Kavala'nın… Türkan Saylan'ın cenazesinde en önde yürüyenler arasında yer alması… FETÖ eseri 2010 Anayasa değişikliğine “Yetmez Ama Evet” diyenlere karşı çıkması… Odatv Davası duruşmasına iki kez gelmesi… Militan liberalliğe hiçbir zaman onay vermemesi… Açık Toplum Enstitüsü/Vakfı'ndaki bölünmeyi derinleştirdi. Enstitüsü/Vakıf FETÖ bölünmesi yaşadı. Pensilvanya'ya kadar gidip Fethullah Gülen'e bağlılığını sunan Can Paker (ve kız kardeşi Canan Barlas, eniştesi Mehmet Barlas) Osman Kavala'ya ateş püskürdü. Şimdi deniyor ki: -Ey Osman Kavala sen 15 Temmuz FETÖ darbesini destekledin! Ayıptır. Yazıktır. Günahtır. Ve büyük siyasi-hukuki rezalettir…
twitter takip