Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın, geliri ve mal varlığıyla ilgili bir soruya verdiği yanıt dikkat çekti.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan “Anadolu Soruyor” programında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, geliri ve mal varlığıyla ilgili bir soruya “Ekonomik durumum iyidir. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir. Aile üyeleri olarak inşaat işleri olan devletle işi olmayan, ihaleye girmeyen yerimiz var. Bu şekilde hamdolsun kendimize gelecek gelirlerimiz var. Benim gıda işlerindeki ortaklarım bu işleri takip eder. Zamanımın çoğu vakıf işleriyle uğraşmakla geçiyor” ifadeleriyle yanıt verdi.
Bilal Erdoğan, zaman zaman kendisini ‘kişi kişiyi kendi gibi bilir’ diyerek teselli ettiğini belirterek “Medya diye bir şey var. Magazin diye bir şey var. Allah tecessüsü yasaklıyor bize. Gizliyi araştırmak, başka insanlara haddinin ötesinde ilgi göstermek diye. İnsanlarda bu var. İnsanlar Cumhurbaşkanının ailesini, oğlunu konuşurlar. İngiltere Kraliyet ailesini herkes konuşuyor” dedi.
İlk gelirini lise son sınıfta elde ettiğini belirten Erdoğan, “Orada bir süre çalıştım. O zaman biz kat sayı mağduru olduğumuz için okulu asıyorduk o zaman şantiyeye gidiyorduk” ifadelerini kullandı
"BEDELLİ ASKERLİK BENİM DE HAKKIMDI"
Erdoğan, yaptığı bedelli askerlik, çalışma ve iş kariyeriyle ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Amerika’ya gittim sonra. Orada para kazanmak için değil ama çeşitli aktiviteler yaptım. Dünya Bankası’nda 2 yıl çalıştım. Doktoraya başladığımda asistanlık yaptım. Ders asistanlığı yaptım. Bunun üzerine de dövizle askerlik yapma hakkı elde ettim. Bunu da yaptım. 3 yıldan fazla yurt dışından fazla çalışan kişilere tanınan bir hak. Bunu sordum da; ben başbakanın oğluyum, gidip askerlik yapsam uygun olur mu diye. Dediler bu hak kimde olsa kullanır. Sonrasında bir lokanta işine girdik lisedeki arkadaşlarımla birlikte. Bugün benim mal varlığımdaki ekonomik durumum iyidir. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir. Aile üyeleri olarak inşaat işleri olan devletle işi olmayan, ihaleye girmeyen yerimiz var. Bu şekilde hamdolsun kendimize gelecek gelirlerimiz var. Benim gıda işlerindeki ortaklarım bu işleri takip eder. Zamanımın çoğu vakıf işleriyle uğraşmakla geçiyor.”
"KRİZLER DEVAM EDİYOR"
Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2008 ekonomik krizi ile ilgili ‘teğet geçti’ ifadelerini kullanması ile ilgili konuşan Bilal Erdoğan, “2008 küresel ekonomik krizi henüz bitmedi. Özellikle 2008-2009 krizi aslında 1929 büyük buhranından beri yaşanan en büyük kriz. Aslında henüz bitmedi” dedi.
Koronavirüs salgınının ve Rusya-Ukranya savaşının krizi beslediğini ifade eden Erdoğan, “Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor. Bir sürü birlik kurulmuş. Şimdi Birleşmiş Milletler bir karar alamıyor, sorunları çözemiyor. UNESCO’dan Dünya Ticaret Örgütü’ne kadar hepsinin temelleri çatırdıyor. Türkiye’de özellikle savaş devreye girince enerji maliyetlerinden ötürü etkilendik. Türkiye geçen sene sübvansiyon yaptı. Sübvansiyon yapıldığı zaman da vatandaş anlamıyor. Bu böyle gitmeyecek dedi ‘vatandaşa biz bunu yansıtacağız’ dedi. Buna vatandaşın tepki göstermesi gayet normal” diye konuştu.
"EKONOMİK KRİZ TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT"
Şu anki ekonomik krizin ve devamının Türkiye için bir fırsat sunduğunu düşündüğünü söyleyen Erdoğan “Türkiye olarak güçlenerek çıkabiliriz. Nedir? Başımızdaki iktidarın bunları çözebilecek, geçmişte de çözmüş olması. Güçlü bir lider olması, kriz döneminde başarmış bir liderimiz olması. Bu olsaydı bizim de boştu zaten. Allah’ın izniyle Tayyip Erdoğan kimsenin açta açıkta kalmasına müsaade edecek bir lider değil” dedi.
Salgın döneminde vatandaşlara yardımda bulunulduğunu belirten Bilal Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Diğer ülkeler ekonomilerini soğutma yönünde ilerlerken Türkiye ihracat yönünde ilerliyor. Bir geri çekilme, sonrasında atak evresine gidileceğini düşünüyorum.”
"AVRUPADAKİLER 3 BİN EUROYLA GEÇİNEMİYOR"
Recep Tayyip Erdoğan döneminde yaşadığı için kendini şanslı hissettiğini ifade eden Bilal Erdoğan “Siyaset; bir ülkenin önünün açılması demek. Gençler bu anlamda çok şanslı. Gençler yurt dışına gitmek görmek, gezmek ve işe girmek istiyorlar. Bir genç bana geçen gün dedi ki ‘gönderin gitsin görsünler, öyle geri gelsinler.’ Sanıyor musunuz ki Almanya’da 3 bin euro kazanan biri burada 50 bin lirayla yaşayan gibi yaşıyor mu? Burada 50 bin lira olan geliri zengin. Ama orada 3 bin euro alan kişi zorla geçiniyor belki de” diye konuştu.
Erdoğan konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Bir gencimiz gitsin, Amerika’da tam burs kazanacak şekilde başarı yaptın, gelsin ülkesine hizmet etsin Selçuk Bayraktar’lar gibi, ülkemize hizmet etsin. Sosyal bilimlerde ciddi bir literatürümüz var aslında. Osmanlı döneminden bugüne çevrilmeyen halen okunmayanlar var. Osmanlı bu Batılılaşmayı nasıl yaşamadı? O gün ki şartları bizim bilmemiz var. Gençlerimiz iddia sahibi Türkiye’yi tercih ediyor.”