Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun tahliye talebi reddedildi! Gazeteciler isyan etti: 'Yasal bir engel yok...'

Bar%C4%B1%C5%9F+Pehlivan+ve+Bar%C4%B1%C5%9F+Terko%C4%9Flu%E2%80%99nun+tahliye+talebi+reddedildi%21;+Gazeteciler+isyan+etti:+%E2%80%99Yasal+bir+engel+yok...%E2%80%99
ABONE OL

Odatv sorumlu haber müdürü Barış Terkoğlu ve Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'ın tahliye talebi reddedildi. İki gazetecinin avukatları tutukluluk halinin devamı kararına itiraz ederken, TGC de, bu duruma yayınladığı bir mesajla tepki gösterdi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu cezaevindeki gazetecileri kapsamayarak yok sayan infaz yasası ile ilgili açıklama yayınladı.
 
Tüm dünyayı etkisi altına ve Türkiye'de de etkisini gösteren koronavirüs salgınının hapishanelere de sıçradığının vurgulandığı açıklamada, şuan da hapishanede bulunan altı gazetecinin (Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağrıel, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik,Aydın Keser) denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarıldığı için kapalı cezaevine girmeyecekleri hatırlatıldı ve "Bu inadın nedenini anlayamıyoruz. İnfaz paketiyle hapishanelerden binlerce adli mahkum tahliye edildi. Uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, hırsızlık yapanları kapsamına alan bir düzenleme söz konusudur. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkı için görev yapan gazetecilerin infaz paketinde yer almamasını kabul etmiyoruz" denildi.
 
TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:
 
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak cezaevindeki meslektaşlarımızın özgür bırakılması için defalarca çağrı yaptık.
 
Koronavirüs (Covid 19)  salgını cezaevlerine sıçramıştır. Bu süreçte meslektaşlarımızın cezaevlerinde tutulmaya devam edilmesi yaşam haklarının ihlalidir.
 
ADALET VARSA MESLEKTAŞLARIMIZ SERBEST KALACAKTIR!
 
Cezaevinde bulunan meslektaşlarımız, İnfaz Yasası’nın kapsamına bilerek ve isteyerek alınmadılar. Ama buna rağmen serbest bırakılmalarının  önünde hiçbir yasal engel yoktur.
 
TBMM görmese bile Türkiye Cumhuriyeti  Mahkemeleri bu hususu görecektir. Adalet varsa meslektaşlarımız serbest kalacaktır.
 
DENETİMLİ SERBESTLİK SÜRESİ ÜÇ YILA ÇIKARILDI!
 
Gazeteci meslektaşlarımız hakkında kanunda belirtilen en üst sınırdan ceza verilse dahi denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarıldığı için şu anda cezaevinde tutuklu bulunan altı gazeteci ‘Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser’ kapalı cezaevine girmeyeceklerdir.
 
Bu inadın nedenini anlayamıyoruz. İnfaz paketiyle hapishanelerden binlerce adli mahkum tahliye edildi. Uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, hırsızlık yapanları kapsamına alan bir düzenleme söz konusudur. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkı için görev yapan gazetecilerin infaz paketinde yer almamasını kabul etmiyoruz.
 
DÜŞÜNCEDEN, HABERDEN KORKMAYIN!
 
Gece yarısı özel olarak yapılan düzenlemelerle gazetecileri hapisten çıkarmama çabalarınızı gördük! Tarihe not düştük.
 
Düşünceden, eleştiriden, haberden, yorumdan korkmayın. Ancak bunların yasaklanmasını talep edenlerden korkun.
 
Tekrar hatırlatıyor ve uyarıyoruz; Türkiye artık bir gerçekle yüzleşmek zorundadır. Terörle Mücadele Kanunu’ndaki Terör tanımı, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar ülkemize her hangi bir şekilde barış ve huzur getirmemiştir. Terör önlenememiş ve Kanun esasen amacını gerçekleştirememiştir.
 
YASADAKİ TERÖR SUÇLARININ TANIMI DEĞİŞTİRİLMELİ!
 
Bu nedenle öncelikle Terörle Mücadele Kanunu’ndaki Terör suçlarının tanımı değiştirilmelidir.
 
Terör Suçları, Gazetecilikle, Basın ve Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü ile yan yana getirilmemelidir. Gazetecileri yapılacağı söylenen düzenleme kapsamı dışında bıraktınız. Buna açıkça yüksek sesle itiraz ediyoruz: ‘İnfazda eşitliği sağlayın, gazetecileri derhal tahliye edin. Gazetecilik suç değildir.”
 
TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLMİŞTİ!
 
Şehit olan MİT görevlisi haberi nedeniyle tutuklanan Odatv sorumlu haber müdürü Barış Terkoğlu ve Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan için yapılan tahliye talebi reddedilmişti.  İki gazetecinin avulatları mahkemenin ret kararına itiraz ettiler. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundular.
 
Meclis’te kabul edilen infaz düzenlemesinin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından tutuklu bulunan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu için avukatları önceki gün tahliye talebinde bulunmuştu.
 
Avukatlar Hüseyin Ersöz, Kazım Yiğit Akalın ve Serkan Günel’in dilekçesinde infaz yasasındaki denetimli serbestlik süresinin 3 yıl olarak uzatılmasına dikkat çekilmişti. Dilekçede, kabul edilen yeni düzenlemeye göre, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’na suçlandıkları kanun hükmünce ceza dahi verilse cezaevinde tutulmaması, derhal serbest bırakılması gerektiği belirtilmişti.
Dün mahkeme tahliye talepleriyle ilgili kararını verdi. Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç hakkında tutuklama kararını veren 4. Sulh Ceza Hakimi Umut Kasım’ın verdiği kararda, tutuklu bulunan diğer gazeteciler ile ilgili tahliye talepleri de birleştirildi ve talepler reddedildi.
 
Hakim Umut Kasım’ın, ret kararında infaz düzenlemesiyle ilgili bir gerekçe sunmaması dikkat çekti.
 
İTİRAZ EDİLDİ: TAHLİYE TALEBİMİZİN REDDEDİLMİŞ OLMASININ HUKUKİ HİÇBİR AÇIKLAMASI YOKTUR
 
Pehlivan ve Terkoğlu’nun avukatları tahliye talebinin ret edilmesine itiraz ettiler. Avukatlar Hüseyin Ersöz, Kazım Yiğit Akalın ve Serkan Günel’in verdiği dilekçede şu ifadeleri kullandılar:
 
“Her bir Şüpheli hakkındaki delil durumuna göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken ‘genel geçer, soyut’ gerekçeler içeren hukuk mantığından uzak, kamu vicdanını zedeler iş bu karar hukuka aykırı olup, İfade Hürriyeti ve Özgürlük Hakkı’nın ağır bir ihlali niteliğindedir. Şöyle ki;
 
15 Nisan 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ‘7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun’ çerçevesinde tahliye talebimizin reddedilmiş olmasının hukuki hiçbir açıklaması yoktur.”
 
“HAPİS CEZASI VERİLMESİ HALİNDE DAHİ BU CEZANIN İNFAZ EDİLMESİ SÖZ KONUSU OLMAYACAKTIR”
 
Avukatlar dilekçede, yeni infaz düzenlemesine ilişkin ise şunları kaydetti:
 
“Müvekkile isnat olunan suça ilişkin ilgili MİT Kanununda öngörülen ceza miktarının “3 ila 9 yıl arasında hapis cezası” olduğu da dikkate alındığında KABUL ANLAMINA GELMEMEKLE BİRLİKTE, yargılama sonunda Müvekkil hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak TEŞDİDEN CEZA VERİLMESİ HALİNDE DAHİ; infaz düzenlemesi çerçevesinde cezanın 2/3’ü ile koşullu salıverilmeden faydalandırılacak olan Müvekkilin denetimli serbestlik süresinin de 3 yıl olarak düzenlenmesi nedeniyle cezaevinde infaz edilecek bir cezasının kalmayacağı açıktır.
 
Bir başka ifadeyle, 15 Nisan 2020 tarihinde getirilen infaz düzenlemesi uyarınca Müvekkil hakkında Basın Özgürlüğü’nün koruması altındaki bir haberden kaynaklı olarak haksız şekilde 5 yıl ve aşağısı hapis cezası verilmesi halinde dahi bu cezanın, ceza infaz kurumunda infaz edilmesi söz konusu olmayacaktır.
 
Hal böyleyken ilgili kanun değişikliği çerçevesinde müvekkilin somut durumu dikkate alındığında, tutukluluk haline bir an evvel son verilmesi gerekirken, hakimliğinizce ‘atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı’ gerekçesiyle tahliye talebinin reddi kararı verilmiş olmasının mantıklı ve hukuki hiçbir açıklaması yoktur. Objektif hukuk kuralları çerçevesinde ilgili kanunun ayrım gözetmeksizin herkese uygulanması gereğinin hakimliğinizce yok sayıldığını gösterir bu karar kamu vicdanını zedelemiş, müvekkil nezdinde tutuklama adli kontrol tedbirini ‘cezaya’ dönüştürmüştür.”
 
“HABER DIŞINDA HİÇBİR DELİL BULUNMADIĞI AÇIKTIR”
 
Tahliye talebinin reddine ilişkin kararda belirtilen “mevcut delil durumu”na da değinilen itiraz dilekçesinde şunlar kaydedildi:
 
“Öncelikle belirtmek isteriz ki; Hakimliğinizin itiraza konu kararında yer alan ‘mevcut delil durumu’ gerekçesi de Müvekkilin somut durumuyla bağdaşmamaktadır. Zira soruşturma kapsamında ifadeye çağrılması üzerine adliyeye bizzat gelen müvekkilin ikametinde ve/veya işyerinde arama-el koyma işlemi yapılmamış olması dikkate alındığında, dosya muhteviyatında soruşturmaya konu “haber” dışında hiçbir delil bulunmadığı açıktır. Hal böyleyken, atılı suçun Müvekkil nezdinde vücut bulmadığı da dikkate alındığında, Hakimliğinizin Müvekkil açısından esaslı bir inceleme yapmaksızın, “tutukluluk haline son vermeme” kanaatinin yansıması olan; somut hiçbir gerekçesi bulunmayan itiraza konu kararının adalete güven noktasında kaygı verici olduğunu belirtmek isteriz.”
 
ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURU
 
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun avukatları, Anayasa Mahkemesi’ne de bireysel başvuruda bulundu. Avukatlar, Pehlivan ve Terkoğlu’nun basın özgürlüğü ile ifadede hürriyeti ve özgürlük hakkının ihlal edildiğini kaydettiler.  
twitter takip