İçimde Yanan Nehir: Su gibi akıyor, ateş gibi yakıyor

%C4%B0%C3%A7imde+Yanan+Nehir:+Su+gibi+ak%C4%B1yor,+ate%C5%9F+gibi+yak%C4%B1yor
ABONE OL

Büyülü kalemiyle Türkiye’nin Marquez’i olarak anılan Demet Cengiz ikinci romanı ‘İçimde Yanan Nehir’ ile yine dil ve kurgudaki ustalığını sergiliyor.

‘Su Üçlemesi’nin ‘Adımı Deniz Koydular’ romanından sonraki ikinci kitabı olan ‘İçimde Yanan Nehir’ yine okurların ruhunu derinden sarsıyor.

Yazarın ilk romanı Adımı Deniz Koydular ile tanıştığımız karakterlerin çarpıcı ve iç parçalayan öyküleri bu romanda da ruhunuzu sarsmaya devam ediyor.

“Hikâyeyi anlatanın anlatmayana haksızlık yapması hep bâkiydi” diyen yazar, ilk romanda susulmuş iki öyküyü okurun vicdanına teslim ediyor.

Gündeme getirilmekten korkulan evrensel birçok insanlık problemine ve özellikle de Türkiye’de görmezden gelinen aile içi şiddet, cinsel istismar, ağır yoksulluk gibi konulara başarıyla değinen roman, kaderi değişmeyenleri, doğup büyüdüğü mahallelerden dışarı çıkamayanları anlatıyor.

Böylesine sert ve acıklı konuları, büyülü diliyle yumuşatarak anlatan Demet Cengiz, büyülü gerçekliğin dünyadaki en önemli temsilcilerinden biri olmaya aday.

Yazar üçlemenin her bir romanının müstakil olduğunu, okurun dilediği kitaptan başlayabileceğini belirtiyor, “Okur bu özgürlüğe sahip. Tabii ki en keyifli okuma için sıralı gidilebilir ama kimse buna mecbur değil” diyor. Üçlemenin ‘Göl’ ile biteceği kulisini de ilk ben paylaşmış olayım. İnkılâp Yayınevi’nden çıkan üçleme modern Türk edebiyatına önemli bir katkı.

ARKA KAPAK

Bu kitap, öyküsünü susanlar için yazılmıştır.

Sevilmemiş, acı çekmiş, acısını anlatmamış, anlatamamış, anlaşılmamış bütün çocuklara adanmıştır.

Deniz’in ikizi Yeter, ilk aşkı ve kocası Nile ve rahmetli annesinin kuması Leyla… Deniz, acılarla ve birbirinden travmatik olaylarla dolu hayatını anlattığı kitabında bu üçlünün hikâyesine üstünkörü değinmişti. “Hikâyeyi anlatanın anlatmayana haksızlık yapması hep bakiydi. Sadece anlatılan hikâyeler bilindi, susanların hikâyeleri sır olarak kaldı.”

Oysa bir de yaşam öykülerinin zifiri karanlık taraflarını kendileri dile getirebilselerdi…

Yoğun ilgi ile karşılanan Adımı Deniz Koydular kitabı ile aile içi şiddet, cinsel istismar ve ağır yoksulluk gibi görmezden gelinen ve hasıraltı edilen tüm acıları ortaya döken Demet Cengiz, ilk romanından kopup gelen karakterlerin bilinmeyen yönlerini, kilitli kapılar ardında kalmış sırlarını ve çarpıcı hayat hikâyelerini, yine oldukça etkileyici bir dille ‘İçimde Yanan Nehir’de anlatıyor.

“Bazı aileler parçalanmış bile değildir çünkü herhangi bir şeyin parçalanması için önce yekpare olması gerekir. Daha önce asla bir arada olmamış bir şey nasıl parçalansın?”

Demet Cengiz’in büyülü kalemiyle hayat bulan İçimde Yanan Nehir, Ayazağa’nın yoksulluk kokan ara sokaklarında varoluş mücadelesi veren Yeter’in ve duygu duvarlarıyla parçalanmış geniş bir aileye doğan Nile’ın ‘sevgisizlik’ temalı yaşam öyküsünü ele alıyor. Kimi zaman yüceltilen ‘aile’ kurumunun mahvolmanın başlangıcı olduğuna dikkat çekiyor. 

twitter takip