Yeni barolar yasası: Amaç savunmayı parçalamak

Yeni+barolar+yasas%C4%B1:+Ama%C3%A7+savunmay%C4%B1+par%C3%A7alamak
ABONE OL

AKP, yeni yasa tasarısı ile baroları bölmek ve baroların seçimine müdahale etmeyi amaçlıyor. Bu durumu avukatlar ile konuştuk. Avukat Hasan Kılıç bu düzenleme ile savunmanın parçalanacağına dikkat çekerken, Avukat Ümit Büyükdağ ise, 'Barolara yönelik yeni düzenleme tehdidi yaşadığımız süreçten bağımsız değil' dedi. Avukat Veysi Eski ise 'Savunmayı savunmak sadece avukatlık mesleğini savunmak değil toplumun savunmasını savunmaktır' diye konuştu.

 
 
Havva Cuştan / Bağımsız Gazeteci
 
 
AKP iktidarı zapturap alamadıkları seçimleri parçalamaya ve kendi ideolojisi doğrultusunda şekillendirme devam ediyor. Bu kapsamda yeni bir yasa tasarısı ile baroların, meslek odaların seçimlerine müdahaleye hazırlanıyor. Birçok avukat mesleklerinden dolayı tutuklu iken, Halkın Hukuk Bürosu avukatları Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda iken AKP ise avukatlık mesleğine yeni bir saldırıya hazırlanıyor. Bu yasa ile bir ilde birden çok baro kurulabilecek ve baroların seçim sistemi değişecek. Mesleklerine yönelik bu saldırıları avukatlar ile konuştuk.
 
'Bu yasa ile avukatlar güçsüz bırakılacak'
 
Genç Avukatlar Birliği Başkanı Hasan Kılıç, avukatlığın kamu hizmeti olduğunu ama aynı zamanda serbest bir meslek olduğunu belirtti, "Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesine göre de 'avukat, yargı görevi yapan' kişidir. Savunma makamını oluşturan avukatlar, yargılama faaliyetinde vatandaşın hak ve yetkilerini koruyan, bir anlamda vatandaşın tek ve gerçek temsilcisidir. Avukatlar ve barolar her zaman hukukun, yargının, insan haklarının korunması için mücadele eder. Avukatlık, özü itibarıyla bağımsız bir meslektir. Savunma görevinin ve hak mücadelesinin yerine getirilebilmesi, ancak ve sadece bağımsız, bölünmemiş güçlü baroların varlığı ile mümkündür. Bu güçlü çatı yok ise halkın temsilcisi olan avukatlar zayıf ve güçsüz kalacaktır. Yani güçsüz kalan, hakkını arayamayan aslında vatandaşlar olacaktır" dedi.
 
 
'Barolar işlevsizleştirilecek'
 
Baroların kuruluş ve niteliklerine ilişkin düzenlemeyle ilgili bilgileri aktaran Kılıç, şunları dile getirdi:
 
“Barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Parçalı ve dağınık yapı avukatları, savunmayı, hak arayışını güvencesiz bırakacaktır. Baroların dağınık veya işlevsiz hale getirilmesi, bu mesleğin bağımsızlığını ortadan kaldıracaktır. Yargı bağımsızlığının tartışmalı olduğu bir süreçte bu durum, bağımlı ve güçsüz bir savunmanın oluşumuna hizmet eder. Çoklu baro ve öne sürülen diğer noktaları kabul etmek mümkün değil. Avukatlık kanununda yapılmak istenen değişikliklerin avukatlık mesleğine herhangi bir katkısı olmayacağı gibi çok ciddi olumsuz etkileri olacaktır. Şu anda böyle bir ortamda değişikliğin gündeme alınması doğru ve iyi niyetli bir yaklaşım değildir."  
 
'Hukuk devleti için bağımsız savunma şart'
 
Pandemi sürecinde ayrıca avukatların çok ciddi problemleri olduğuna dikkat çeken Kılıç, iktidarın bu sorunları çözmek yerine avukatlık mesleğini işlevsizleştirmeye çalıştığına işaret etti. Gerçek bir hukuk devleti için özgür ve bağımsız savunmanın olmazsa olmaz olduğuna vurgu yapan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bu gerçekliği bıkmadan, yorulmadan daha yüksek bir şekilde dile getirmeliyiz. Avukatlık mesleğine dönük saldırılara karşı mutlaka dayanışma ve birliktelik içerisinde hareket etmeliyiz. Kurumlarımız rollerini hatırlayarak ve avukatlık tabanı ile dayanışma içerisinde hareket tarzını benimsemeliler. Yapılmak istenen girişimlere olur vermemiz mümkün değil. Bağımsız ve özgür savunma anlayışı devam edecek. Bu değerler kanun değişiklikleri ile sınırlayabileceğiniz, ele geçirebileceğiniz, değerler değil. Bu girişimlere karşı birliktelik içerisinde gerekli cevapları hep birlikte vereceğiz. Haksız dayanaksız saldırılara geçit vermeyeceğiz."
 
'Barolar her daim baskı rejiminin hedefi oldu'
 
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı Ümit Büyükdağ ise, baroların iktidara karşı güçlü bir itiraz dile getirdikleri zaman gündeme geldiklerini belirtti, "Barolar, temelde avukatlar ve avukatlık Türkiye’de her baskı rejiminin hedefinde oldu. Tıpkı 12 Eylül rejiminin İstanbul Barosu'nu kapatması gibi. Diyanet işleri başkanının ayrımcı söyleminin ardından Ankara Barosu'nun açıklaması ve tepkinin tüm barolara tarafından sahiplenilmesi zaten tetikte olan iktidarı harekete geçirdi. Barolara yönelik yeni düzenleme tehdidi yaşadığımız süreçten bağımsız değil. Bu nedenle bütüncül, sistemsel sorun olarak yaklaşmak lazım, tıpkı kayyum atamaları, muhalefetin elindeki belediyelerin 'paralel devlet' suçlaması ile yardım yapmalarına engel olunması gibi ama baroların özelini de kaçırmamak şartı ile" diye konuştu. 
 
 
'Bu konu tüm yurttaşların meselesi'
 
"Baroların yapılacak yasa değişiklikleriyle özel hukuk tüzel kişiliğine sahip dernekler, vakıflar gibi birer demokratik kitle örgütü düzeyine indirilmek istenmesi, şu anda tek kişide toplanan kamu gücünün paylaşılmak istenmemesinden kaynaklanmaktadır" diyen Büyükdağ, baroların yalnızca avukatların değil tüm yurttaşların meselesi olduğunu vurguladı. Büyükdağ, şunları da dile getirdi: 
 
"Barolar sadece avukatların özlük hakları ile ilgilenen bir meslek örgütü değil kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur ve kaynağını Anayasa’nın 135. Maddesinden alır. Özerk yapılardır. Özerklik bağımsızlıktan farklıdır ve iktidarın temelde hedefi de bu özerkliktir. Bağımsız savunmanın güvencesi de bu özerkliktir. Baroların ve baro yapılarının pek çok şeyini eleştirebiliriz ama özerk yapısını bozduğunuz andan itibaren aslında yurttaşın güvencesi olan, hali hazırda Meclis'te bekleyen yasa tasarıları ile ve 15 Temmuzdan sonra çıkarılan KHK’lar ile yapılan düzenlemeler sonucu zaten pamuk ipliğine bağlı bağımsız savunmayı da yok edersiniz, hedeflenen de bu."
 
'Güçlü bir kamuoyu örülmeli'
 
Büyükdağ, mesleklerine yönelik bu saldırılarla mücadele etme yöntemlerini şu biçimde açıkladı:
 
"Bu saldırıya sadece basın açıklamaları ile karşı koyulamayacağı açık. Öncelikle baroların bu düzenlemenin sonuçlarını kendi meslektaşlarına anlatabilmesi lazım. aslında tehdit altında olanın avukatlar değil  vatandaş olduğu vurgulanarak. Güçlü bir kamuoyu desteği ile eylemler düzenlenmeli.
Barolar seslerini daha güçlü çıkararak tasarının Meclis'e gelmesini dahi engellemeliler."
 
'Yasa avukatların ihtiyacından tartışılmıyor'
 
Özgür Hukukçular Platfotmu (ÖHP) İstanbul İl Eş Başkanı Veysi Eski, baroların insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunmak görevlerini yaptığı zaman hükümet tarafından bu düzenleme gündeme getirildiğini söyledi. Eski, "Bu durum 2011 yılında başlayan FETÖ operasyonları sürecine kadar dayanır. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile TBB Başkanı Metin Feyzioğlu arasında ki tartışmadan sonrada hükümet tarafından gündeme getirildi. Ancak daha sonra Metin Feyzioğlu'nun hükümete yanaşması ve avukatlık kanunu ile kendisine görev olarak verilen görevleri TBB'nin yapmaktan imtina etmesi ile bu tartışma rafa kaldırıldı. En son Ankara Barosu'nun açıklaması ile tekrar hükümet tarafından gündeme getirildi. Yani  tartışmanın avukatların ihtiyaçları ile ve mesleğin gelişimi ile herhangi bir ilgisi bulunmamakta tamamen toplumdan gelen itirazların bastırılması ile ilgili bir tartışmadır" dedi.
 
 
'Amaç toplumsal savunmayı parçalamak'
 
Son yapılan açıklamalardan nispi temsilden vazgeçildiği sadece büyük baroların bölüneceği söylendiğini aktaran Eski, "Burada amaç toplumsal savunmayı parçalamak ve yandaş barolar yaratmaktır. Oysa ki avukatlık mesleğinin örgütlenmesi lonca geleneğinin devamı olarak ideolojik, etnik, mezhepsel farklılıkların üzerinden deği. Bu farklılıklardan ari mesleki dayanışmayı esas alan barolar üzetinden olmuştur. Bu düzenleme avukatlık mesleğinin doğasına aykırı olan bir düzenlemedir. Güçlü baro güçlü toplumsal savunma demek olduğu için barolar bölünmek isteniyor. Ayrıca yaratılacak yandaş barolar eli ile zaten yoksulluk ile mücadele eden avukatlara aç kalmak istemiyorsan yandaş baroya üye ol denilecektir. Ayrıca sözü edilen düzenlemeye dair hiç bir şekilde baroların ve avukatların görüşü alınmadan tamamen dayatmacı bir tarzda bir düzenleme yapılmaktadır" sözlerini kullandı.
 
'Temel talebimiz bu teklifin tamamen geri çekilmesi'
 
Eski, bu yasa tasarısına ilişkin hukukçuların birlikte mücadele etmesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
 
"Avukatlar barolarda ve çeşitli hukuk örgütlerinde örgütlü bir yapıdır. Bu konuda baroların ve hukuk örgütlerinin daha net tavır alması gerekmektedir. En son Ankara'da yapılan barolar toplantısında müzakkereye açık olunduğu söylenmektedir. Oysa ki şu anda gündeme getirilen düzenlemenin müzakere edilecek hiç bir tarafı yoktur. Temel talep baroların bölünmesi teklifinin tamamen geri çekilmesi olmalıdır. Bu teklif geri çekildikten sonra tüm tarafların katılacağı bir çalıştay ile yeni avukatlık yasası üzerinde bir çalışma yürütülebilir. Aksi takdirde baroların önüne bir eylem planı koymaları gerekiyor. Savunmayı savunmak sadece avukatlık mesleğini savunmak değil toplumun savunmasını savunmaktır. En geniş demokratik kesimlerle bir araya gelip sokakta dahil her türlü demokratik eylemlilikler tartışılmalıdır diye düşünüyorum." 
twitter takip