Öldürülen gazeteci oğlunun haberlerini 29 yıldır saklıyor: Oğluma yedi kurşun sıktılar ama ben onu yine de gülüşüyle hatırlıyorum

%C3%96ld%C3%BCr%C3%BClen+gazeteci+o%C4%9Flunun+haberlerini+29+y%C4%B1ld%C4%B1r+sakl%C4%B1yor:+O%C4%9Fluma+yedi+kur%C5%9Fun+s%C4%B1kt%C4%B1lar+ama+ben+onu+yine+de+g%C3%BCl%C3%BC%C5%9F%C3%BCyle+hat%C4%B1rl%C4%B1yorum
ABONE OL

Devletin Hizbullah ile ilişkisini belgeleriyle haberleştiren Yeni Ülke Gazetesi muhabiri Cengiz Altun’un öldürülmesinin üzerinden 29 yıl geçti. 29 yıl geçmesine rağmen not defterini, çakmağını ve yaptığı haberlerin gazete kupürlerini saklayan anne Türkan Altun, oğlunun anısını doğru yoldan ayrılmayan gazetecilerin yaşatacağını söyledi.

Metin Yoksu / Serbest Gazeteci

 

Kürt basın tarihinde bugüne kadar sayısız gazete, dergi, televizyon kanalı açıldı ve birçoğu da çeşitli nedenlerle kapatılarak çalışanları çeşitli baskılara uğradı. Aram Yayınları'ndan çıkan Müslüm Yücel’in “Kürt Basın Tarihi Tekzip” adlı çalışmasında en az 170 basın yayın kuruluşunun olduğunu yazar. Kitabın ilk çıktığı günden bu yana ise basın tarihine geçecek yüzlerce yayın daha bu listedeki yerini aldı. Yüzlerce basın yayın kuruluşundan biri olan Yeni Ülke Gazetesi de, 20 Ekim 1990 tarihinde yayın hayatına başlayarak kapatıldığı Nisan 1993 tarihine kadar haftalık yayın yaptı. Kapatıldığı tarihe kadar 131 sayısı çıkan gazetenin, 58 sayısı ise dönemin Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) tarafından toplatılırken, yazı işleri sorumlularından Özcan Kılıç cezaevine girdiğinde Yusuf Cacım, Bülent Aydın ve gazete sahibi Yusuf Serhat Bucak da aldıkları hapis cezaları nedeniyle cezaevine girmek zorunda kaldı. Aynı baskılara maruz kalan gazetenin muhabiri ve çalışanları ise suikastlar sonucu öldürüldü. Batman’da Çetin Abayay, Cengiz Altun, Mecit Akgün, Urfa’da Kemal Kılıç ve Yahya Orhan öldürülen isimler olarak yer alırken, failleri ise bulunmak istenmedi! Devlet ile Hizbullah’ın iç içe olduğunu belgeleyen Cengiz Altun’un haberinin ardından, gazetecilere dönük suikastler de arttı. Faili meçhul cinayetlerin yoğun yaşandığı 1990’lı yıllarda, gazetecilere dönük ilk cinayetler işlenmeye başlandı.

GAZETENİN BATMAN BÜROSUNU AÇTI

9 Temmuz 1968 Batman doğumlu olan Cengiz Altun, sekiz çocuklu bir ailenin ferdiydi. Batman Yüksekokulu’nda Motor Bölümü’nde okuyan Cengiz, gazetenin çıkarılmaya başlandığı ilk günden itibaren gördüğü baskılar nedeni ile gazetede çalışma isteği artar ve Mayıs 1991’de gazete işe başlamasının yanı sıra aynı zamanda gazetenin de Batman Bürosunu da açarak gazeteye yapılan baskılara da cevap verdiğini meslektaşları kayıtlara düşer. Gazetede işe başlaması ile birlikte ise ikinci fakülteye yazılan Altun, öldürüldüğü 24 Şubat 1992 tarihine kadar sayısız habere imza atar.  İlk yaptığı haberlerden biri ise Aziz Nesin öykülerini aratmayacak cinstendir. Koruculuk sisteminin yeni yeni hayata geçirildiği günlerde Mardin Nusaybin’de 450 hanelik bir köyde 35 korucu bulunuyor ve hepsi de istifa ediyor. Köyde korucu olacak kimse bulunamayınca akli dengesi yerinde olmayan bir kişiye silah verilerek korucu yapılıyor. Cengiz de bir haberci olarak bunu gazetede haberleştiriyor.

‘HALKIN SORUNLARINI HABER YAPIYORDU’

Oğlunun öldürüldüğü günden bu yana çakmağını, yaptığı haberlerin gazetelerini ve not defterini saklayan anne Türkan Altun, oğlunun gazeteciliği ile hatırlandığını anlattı. Oğlunun yedi kurşun ile öldürüldüğünü ifade eden Altun,  “Aradan 29 yıl geçti ben oğlumu yedi kurşunla değil gülen yüzü ve yaptığı haberler ile hatırlıyorum” dedi. Cudi Dağı’nın eteklerindeki köylere kadar kar kış demeden gittiğini ve gittiği yerlerde insanlar tarafından saygı ve sevgi ile karşılandığını söyleyen Altun, “Oğlum o köyden geldiğinde köylülerin gördüğü baskılar nedeni ile korktuklarını ilk önce kendisini tanımadıkları için köye almakta çekindiklerini ama gazeteci olduğunu öğrenince ise dertlerini tek tek anlattıklarını gülerek anlatırdı” dedi. Batman Merkez’de bulunan ve yıllardır kentin en önemli çevre sorunu olduğunu ifade eden Altun, “Daha o dönemde İluh Deresi’nin ne kadar kirli olduğunu ve bugüne kadar da böyle devam etti. Oğlum o dönem onun haberini yaptı. Kirden dibi görünmeyen derenin içinde çocukların dolaştığını yazmıştı. İşçi, köylü, çocuk kimin sorunu varsa haberini yaptı. Hatta en son devlet ile Hizbullah ilişkisini belgeledi. İşte bu haberleri manşete girince kardeşi Şivan ile oynar ve keyifle bu haftada haberimiz manşet diye sevinirdi” diyerek oğlunun gazetecilik aşkını anlattı.

İŞKENCE VE TEHDİTLERE ALDIRIŞ ETMEDİ

Oğlunun sayısız kez işkenceye alındığını ve yaptığı haberler nedeni ile gözaltı ve tutuklamalar ile karşı karşıya kaldığını hatırlatan Altun, “Bize kimi zaman hissettirmezdi. Ama biliyorduk hem tehdit ediliyordu ve kimi zaman da işkenceye maruz bırakılmıştı. Gözaltından çıktığı ve eve geldiğinde morluklarını vb görebiliyorduk. Yine de gazeteciliği bırakmadı. Ve yaptığı haberler nedeni ile oğluma yedi kurşun sıktılar ama ben onu yine de gülüşüyle hatırlıyorum” dedi. Anne Altun son olarak oğlunun sadece iki fotoğrafının elinde kaldığını ifade ederek “Oğlumun çakmağını, notlarını, gazetelerini saklıyorum. Onun anısını siz gazeteciler yaşatın ama doğrudan gerçekten ayrılmayın o zaman onun anısını yaşatmış olursunuz. Benim oğlum bu halkın acılarını yazmak için ve onları çözmek için gazeteci oldu. Siz de bunu unutmayın” dedi.

twitter takip