Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku günlerdir kayıp. Gülistan'ın ailesi ve kız kardeşleri Gülistan'ı bulma mücadelesi veriyor. Bu sürece dair Abla Aygül Doku, 'Ne olursa olsun kardeşimi bulacağız' derken; Gülistan Doku İçin Adalet Komisyonları Üyesi Hivda Selen, 'Gülistan'ın 'beni bulun' çağrısına tüm kadınları yanıt olmaya çağırıyoruz' dedi.
Havva Cuştan / Bağımsız Gazeteci
Dersim'de yaklaşık 170 gündür kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku'nun arama mücadelesi devam ediyor. Gülistan'ın Munzur Çayı'nda ararken başka bir kaybolan Esma Kılıçarslan bulundu. Fakat; Gülistan'a ilişkin herhangi bir şey bulunmuş değil.
Gülistan'ın kaybolmasını ve bu zamana kadar gelen süreci Gülistan'ın Ablası Aygül Doku ve kız kardeşlerini bulmak istedikleri için mücadele veren Gülistan Doku İçin Adalet Komisyonları Üyesi Hivda Selen ile konuştuk.
'Gülistan kaybolmadan Abarakov'un Gülistan'ı hırpaladığı görülmüş'
Abla Aygül Doku, 5 Ocak günü gece yarısı kendilerine telefon gelerek Gülistan'dan haber alınamadığını öğrendiklerini belirtti, "Bizde apar topar Dersim'e gittik. Gülistan'ın erkek arkadaşı Zaynal Abarakov olduğunu öğrendik. Ve Gülistan kaybolmadan önceki gece Zaynal Abarakov ile Gülistan bir tartışma yaşamış. Zaynal Gülistan'ı zorla arabalarına bindirmeye çalışmış, hırpalamış. Biz bunları öğrendikten sonra Zaynal ve ailesinden şikayette bulunduk. İfadelerinde olay gecesini hiç anlatmıyorlar. Ama görgü tanığı Zaynal'ın Gülistan'ı tartakladığını söyledikten sonra Zaynal'ın üvey babası olan polis memuru yalan ifade vermeye başlıyor" dedi.
'Emniyette olmayan görüntü neden Abarakov'un babasında'
Geçtiğimiz günlerde Zaynal'ın babasının kendisini Twitter üzerinden tehdit ettiğini ifade eden Abla Doku, babanın bu tavrına tepki göstererek, "Onca gün neden suskunlar? Şimdi ne değişti de bana ulaşmaya çalışıyorlar. Gülistan'ın kaybolduğunu öğrendiğinde Zaynal'in ifadesine göre Zaynal parka bakmaya gitmiş, biz bunu öğrendiğimizde emniyete sordurttuk böyle bir görüntü var mı diye ama emniyet kendilerinde böyle bir görüntü olmadığını ifade etti. Fakat; Zaynal'in üvey babası kendisinde bu görüntünün olduğunu söylüyor. Emniyette olmayan bir görüntü nasıl onda olabiliyor? Bana Twitter'dan yazdıklarından dolayı suç duyurusunda bulunacağız zaten. Tüm ihtimaller üzerinde durulduklarını söylüyorlar ama kuvvetli bir şüpheli olan Zaynal Abarakov'u yeterince sorgulamıyorlar. Biz ne olursa olsun kardeşimi aramaya devam edeceğiz" diye konuştu.
'Şule Gülistan'a adalet talebimiz var'
Gülistan Doku İçin Adalet Komisyonları Üyesi Hivda Selen ise daha önce intihar ettiği iddia edilen Şule Çet'e adalet getirmek için yan yana geldiklerini ve Şule Çet İçin Adalet Komisyonları şeklinde çalıştıklarını bilgisini verdi, "Şule’den Gülistan’a bir adalet talebi mevzu bahis olduğu için dönemin ihtiyacı bugün Gülistan için yaptığımız gibi Adalet Komisyonlarında adalet için mücadele etmekti. Şule Çet için Adalet Komisyonlarında buluşan yüzlerce kadın adaletin adliye koridorlarına sığmadığını, kadınlar için adaletin ancak yürüttüğümüz mücadelede olduğunu dosta düşmana göstermekte ısrarcıydı. Nitekim öyle de oldu. Katiller yürütülen mücadele sonunda müebbet hapis cezası aldı. Şule Çet davası bitti ancak kadınların adalet isteği dinmedi. Şule için yan yana gelen kadınlar Şule Çet için Adalet Komisyonları olarak girdikleri bu zorlu yolda mahkeme bittikten sonra Adalet Komisyonları olarak devam edip adaletin kırbacını erkek yargının sırtında şaklatmayı hedef aldı. O gün bugündür mücadele devam ediyor. Dün Şule için girdiğimiz yolu bugün başka kadınların adalet talebini yükselterek, kaybedilen kadınların akıbetini sorarak, öz savunmasını kullanan kadınların yanı başında yerimizi alarak yürümeye devam ediyoruz" diyerek Gülistan Doku İçin Adalet Komisyonlarının nasıl kurulduğunu aktardı.
'Gülistan'ın 'beni bulun' çağrısına yanıt verdik'
Selen, Gülistan'ı bulma mücadelesinin sürecini şu sözlerle aktardı:
"Bizler Şule için yola çıktığımızda Şule’nin sesi değil, kız kardeşi değil kendisi olup mücadeleyi büyüttük. Bugün sıra Gülistan’ın mücadelesini büyütmekte, Gülistan’ın çığlığını duyurmakta. Gülistan kaybolduğu ilk haftadan itibaren Munzur Üniversitesi’nde oturma eylemleri yapıp Gülistan’ın ilk çığlığını sıra arkadaşlarıyla beraber yükselttik. Akabinde kent merkezinde basın açıklamaları düzenledik ve 'Gülistan Doku Nerede' sorusunu ülkenin dört bir yanına sorduk. Gülistan’ın 'beni bulun' çağrısına kulak veren kadınlarla yan yana geldik ve pandemi sürecinde mücadeleyi sosyal medyadan büyüttük. Dersim Emniyeti Gülistan’ın son görüldüğü yere ait olan Sarı Saltuk Viyadüğü Köprüsü üzerindeki görüntüleri sisten kaynaklı çözemediğini söyleyince güçlü bir sosyal medya eylemi örgütledik ve emniyet videoların çözümlenmesi için adım atmak zorunda kaldı. Bu konuda çalışmalarımız devam etmekte. Hemen ardından Gülistan’ın intihar ihtimali üzerine sadece barajda göstermelik bir arama yapıldığı için yine sosyal medyada öncekinden daha güçlü bir hashtag eylemi yaptık. Bu eylemle intihar ihtimallerini sıfırlamak için barajın en minimum seviyeye indirilmesini amaçladık.
Bu çalışmamızın karşılığını Dersim Valiliğinin açıklamasında bizleri ‘Gülistan üzerinden siyaset yapmaya çalışan bir grup’ ithamı ve hemen ertesi gününde 'baraja gidip gerekeni yapacağız' deyip basına poz vermesiyle aldık. Ardından Dersim valiliğinin barajı boşaltacağız sözünü tutmasına yönelik bir basınç yaratmak için hep beraber Dersim valiliğini arayıp 'Gülistan nerede' sorusunu sorduk. Çeşitli yayınlara katılıp hem süreci değerlendirdik hem de kadınların Gülistana dair taleplerini yineledik. Biz kadınları çokça hedef göstermeye çalıştılar bu süreçte ancak bizler Şule Çet için mücadele ederken de hedef gösterildik. Bugün de kadın düşmanları tarafından hedef gösterilmeye çalışıyoruz. Şule Çet de yarattığımız kadın dayanışmasının gücünü hiçbir erkek yargı ya da kurumu engelleyemez."
Pandemi ile beraber kadınlara yönelik saldırıların daha da arttığını vurgulayan Selen, "Genç kadınlara yönelik saldırılar ise dudak uçuklatan boyuta vardı. Esma, Şule, Özgecan ya da Gülistan son değil ,olmayacakta. Çünkü; bu erkek egemen sistem varoldukça haklarımıza ve hayatlarımıza yönelik saldırılar da var olmaya devam edecek. Böyle kaybedilen, üzeri örtülen birçok kadın olduğunu düşünmekle beraber bunun önünü alacak yegane güçte elbetteki yürüttüğümüz kadın mücadelesidir. Şule Çet davasına dönüp baktığımızda erkek devletin ve yargısının katilleri ne denli koruduğunu ve neden koruduğunu açıkça görebiliriz. O dönem bakımından Şule Çet kadınların adalet mücadelesinde bir simgeye dönüştü. Çünkü; kadınlar sadece Şule için değil aynı zamanda geceleri sokağa çıkması engellenen, ne giyip giymeyeceğine, ne yiyip içeceğine karar verilen ve sudan sebeplerle katledilen bütün kadın cinsi için adalet ve özgürlük istiyordu. Bu anlamda bugün katillerin, tacizcilerin, istismarcı ve tecavüzcülerin kollanmasının tek sebebi kadınları sindirmek, özneleşmesini ve özgürleşmesini engellemektir" ifadelerini kullandı.
'Gülistan'ı kaybedenlerden hesap soracağız'
Selen sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Her mahkeme Şule Çet için farklı kentlerden bir kere bile öf demeden Ankara Adliyesi’nin yollarına düşen kadınlar katillerin yargılanması hususunda kararlı ve ısrarcıydı. Bugün yine aynı kadınlar Gülistan’ın mücadelesini yükseltmek ve er ya da geç kaybedenlerden hesap sormak için dünden daha çok iddialı ve kararlı. Biz kadınlar gücümüze inanıyoruz. 8 Mart’larda meydanları dolduran ve bir adım dahi geri adım atmadan erkek egemenliğinin karşısında dikilen kadınlar olarak gücümüzü o günkü kalabalığımızdan alıyoruz. Bizler gücümüzü geçmiş deneyimlerimizden alıyoruz ve iddialıyız tarih erkek egemenliğini değil bizim mücadelemizi yaldızlı büyük puntolarla haykıracak. Çünkü; bizler dünyanın altını üstüne getiren kadınlarız ve altının üstünden güzel olduğunu biliyoruz. Mücadele koşullarımızın sınırlı olduğu bu pandemi günlerinde Gülistan Doku’nun sesini yükseltmek için bütün kadınları Gülistan’ın 'beni bulun' çağrısını duymaya ve Gülistan Doku için Adalet Komisyonları'nda buluşmaya çağırıyoruz. Mücadele edersek yarının bizim olacağına inanıyoruz."
