Bilişim hukukçusu Serhat Koç, yeni sosyal medya düzenlemesini Medyakoridoru'na değerlendirdi.
Pınar Karahan / Serbest Gazeteci
Önümüzdeki ekim ayında Meclis gündemine getirilmesi planlanan yeni sosyal medya çalışmasıyla ilgili hazırlıklar sürüyor. Son gelen bilgiye göre, sosyal medya ile ilgili Meclis’te düzenleme yapmayı planlayan AK Parti, yeni anayasa çalışmasına da bazı hükümler koymayı amaçlıyor.
Almanya, Fransa, İngiltere ile AB ülkelerinin yaptığı sosyal medya çalışmalarını da tek tek inceleyen AK Parti, Türkiye’ye özel bir model getirmeyi hedefliyor. Özellikle Almanya modelinin yakından incelendiği, bazı cezai yaptırımlar getirilmesinin planlandığı ifade ediliyor.
Peki Almanya modeli nedir ve hangi detayları içeriyor?
Bilişim hukukçusu avukat Serhat Koç, yeni sosyal medya düzenlemesinde Türkiye'de uygulanmak istenen Almanya modelinin içeriğini anlattı...
İşte, Koç'un açıklamaları:
"Almanya’da bir kanun çıkınca, hepimiz Türkiye’nin o kanunun üzerine atlayacağını biliyorduk aslında. Nisan 2020’de Batı demokrasilerine benzer bir yasa ilk kez çıktı. Bunu hepimiz anlamıştık. Hindistan, Filipinler, Türkiye gibi ülkelerin bu kanunun üzerine atlayacağı çok belliydi. Çünkü kanun çıkarken Almanya’daki destekçilerinden bile bazıları o kanuna muhalafet ettiler. Ciddi bir tartışma çıktıktan sonra de Merkel de düzelteceklerini söyledi. Türkiye, Brezilya, Hindistan ve Filipinler de “Madem Almanya’da var, neden bize laf ediyorsunuz” gibi önden bir savunma mekanizması geliştirdiler.
Hakaret ve ayrımcılık zaten suç olarak tanımlanmış şeyler. Burada iki temel mesele var. Birincisi yine çok tartışılan temsilci bulundurma meselesi. Çünkü o kişiyi cezalandırabilmek için, önce o kişinin tespit edilmesi gerekiyor. O bilgiyi de Facebook veya Twitter’dan talep ediyor olmanız gerekiyor. Tartışmanın ana noktalarından biri de bu. Bu şirketler Türkiye’de kurulu bulunmadıkları, şubeleri de olmadığı için Türkiye bu şirketlerden bazı çok istisnai durumlar hariç bilgi alamıyor. IP numarasını alsanız bile kişilere ulaşmanız çok zor. Türkiye’de insanlar eğer gerçek hesaplarını kullanmıyorlarsa, bir nevi anonimlik sağlamış oluyorlar.
Dolayısıyla ütopik bir ülkede anonim kalma zorunluluğu ve hakkı olmayabilir. Ancak Türkiye gibi distopik ülkelerde aksine anonimlik bir hak olmalı, hatta Anayasa’ya bile girmeli gibi tartışmalar olmuştu. Çünkü Almanya’da kulanılan yasa, ırkçılığı ve aşırı sağ söylemi engellemek için kullanılıyor ama öbür taraftan da deniyor ki, ifade özgürlüğüne bir baltalama var. Oradakine baktığımızda ve eleştirileri okuduğumuzda, klasik olarak bir site için başvuru yaptığınızda, hele hele bu başvuruyu avukat yoluyla yaptığınızda, o başvurudaki talep yüzde 99 karşılanıyor. Dolayısıyla hukuka aykırı olup olmadığını çok da tartışmıyorlar. Tartışmayı özel şirkete yaptırıyor devlet."
