Yeniçağ Gazetesi yazarları arkadaşlarının saldırıya uğramasının ardından neler yazdı?

Yeni%C3%A7a%C4%9F+Gazetesi+yazarlar%C4%B1+arkada%C5%9Flar%C4%B1n%C4%B1n+sald%C4%B1r%C4%B1ya+u%C4%9Framas%C4%B1n%C4%B1n+ard%C4%B1ndan+neler+yazd%C4%B1?
ABONE OL
Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ’a yapılan saldırıya ilişkin Yeniçağ Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Çelik bir açıklama yaptı.
Yavuz Selim Demirağ, önceki gece Türkiyem TV’de gerçekleştirdiği program sonrasında evine girdiği sırada saldırıya uğramıştı.
Yaşanan hain saldırıya ilişkin Yeniçağ Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Çelik’ten çok sert bir açıklama geldi. Ahmet Çelik'in açıklaması şu şekilde: “Yeniçağ gazetesine yapılan alçak saldırılara bugün bir yenisi daha eklenmiştir. Gazetemizin cesur, korkusuz ve mert kalemi Yavuz Selim Demirağ kardeşim, Türkiyem TV’de yapmış olduğu program sonrasında evine girdiği sırada alçak bir saldırıya maruz kalmıştır. Öncelikle Yavuz Selim Demirağ’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Sağlık durumunu yakından takip ediyoruz, inşallah eskisinden daha güçlü bir şekilde tekrar aramıza dönecek ve yazılarına kaldığı yerden devam edecek. Bu saldırıyı kabul edebilmemiz, sineye çekebilmemiz mümkün değildir. Demirağ’a yapılan saldırı Yeniçağ’a yapılmıştır. Bu olayı gerçekleştirenleri ve onlara talimat verenleri teker teker ortaya çıkaracağız. Bu alçak saldırıyı yapanlar, organize edenler bu işin hesabını verecekler. Yapılan bu alçaklığın en yakın takipçisi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.” Demirağ'a yapılan saldırıya diğer gazetelerin köşe yazarlarında da tepkiler geldi. Hükumeti destekleyen yazılar yazan Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük de muhalif yazıları nedeniyle hedef olan Yavuz Selim Demirağ'a yapılan saldırıyı kınayarak "Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ'a evinin önünde 7 kişinin sopalarla saldırması alçaklıktır. Bir yazara görüşlerinden dolayı saldırılması ise kepazeliktir. Geçmiş olsun ve failler bulunsun" mesajı verdi. async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8"> KÖŞE YAZARLARI NELER YAZDI? Yeniçağ Gazetesi köşe yazarları da arkadaşlarının uğradıkları saldırıyı bugünkü köşelerine taşıdı ve tepkilerini gösterdi. Ahmet Takan 'Kısa ve Net' başlıklı yazısında "Yine kahpelik yaptınız!.." dedi ve arkadaşının uğradığı saldırıyı şu cümlelerle kınadı: Yine kahpelik yaptınız!.. Karakterinize yakışır şekilde pusu kurdunuz. Mertçe değil namertçe dövüşmeyi tercih ettiniz. Yavuz Selim Demirağ'ın kafasına  kafasına beyzbol sopaları ile giriştiniz.Hem de 1'e karşı 7 ile!.. Sonrada ağababalarınızın sizler gibi  kiralık olan arabasının içine tıkışıp tüydünüz... Öldüresiye dövüp, korkuttuğunuzu mu sanıyoruz?.. Sindirdiğinizi mi düşünüyorsunuz?.. Gerçekleri anlatmayı bırakıp iktidar yalakası olacağımızı mı  hayal ediyorsunuz?.. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanın  safında mı yer alacağımızı hesap ediyorsunuz?.. Sefil hamam böcekleri!.. Hiç de iyi etmediniz... Yavuz'un kafasına indirdiğiniz her sopada   şerefsizliklere, hainliklere ve hırsızlara karşı mücadele azmimizi daha da bilediniz... Biz, gücü, sizler gibi kemik yalayarak, paraya pula taparak, irili ufaklı diktatörlerin önünde secde ederek, ona buna yalamalık yalakalık ederek  bulmuyoruz... Gücümüzün tek kaynağı, vatan/millet/devlet/bayrak aşkı...Kula kulluk etmez sadece yüce Tanrı'ya kulluk ederiz.. Kıble'mizi konjonktüre, para kaynaklarına, günün güçlülerine göre değiştirmeyiz... Yönümüzde safımızda nettir... Dün neysek bugünde oyuz!.. Yarın da öyle olacağız...Türkiye'de zulüm ve baskıların,hırsızlıkların, hainliklerin,itliklerin son bulması için var gücümüzle çalışmaya, yazmaya,konuşmaya devam edeceğiz.  Er ya da geç bu ülkeye demokrasi gelecek,karanlık yerini aydınlığa terk edecek. Sizleri çok gıcık ediyor biliyorum ama haykırıyorum; her şey çok güzel olacak!.. İyice bilediniz bizi!.. Biz hiç korkmuyoruz, siz korkun... Bundan sonra altınızı ıslatmamak içinde bez bağlayın... Daha çok gerçekleri bağıracağız... Bütün pisliklerinizi faş etmek için eskisinden daha çok çaba sarf edeceğiz... Sinmeyeceğiz... Yılmayacağız... Geri adım asla atmayacağız... Bizim arkamızda yüce Tanrı var. Ya sizin?.. Zavallısınız... Zavallı!.. Ya o  kanlı sopaları kahpelerin eline tutuşturanlar...Karanlığın arkasında infaz emrini verenler... Manukyan, sizin yanınızda onur abidesi kalır!.. Gazetenin bir diğer yazarı Arslan Tekin de şunları yazdı: Yavuz Selim Demirağ arkadaşımıza saldırdılar. Gazeteciler ya hapsediliyor, ya saldırıya uğruyor. Daha önce İstanbul'da gazetemizin merkezine saldırmışlar, döküp yıkmışlardı. Bu saldırı sonrasında ne olacağını göreceğiz. Failler bulunacak mı? Yavuz Selim kardeşime Allah'tan acil şifalar diliyorum. Türkiye bir yere götürülmek isteniyor. Hem de iktidar eliyle... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonrası olanlar her gün, her saat, her dakika bütün Türkiye'de, bütün dünyada konuşuluyor. İktidar, kendince sebepler üretti ve aynı zarfta dört oy pusulası olduğu hâlde, belediye başkanlığı pusulasını iptal ettirdi. Bunun izahı mümkün değildir. "Her şey çok güzel olacak" diyen çocuk lise öğrencisi. İnanın başına bir şey gelmemesi için dua ediyorum. Kendilerinden olmayan herkes düşman çünkü. Okulundan attırabilirler, birilerini üzerine saldırtabilirler. O çocuk rakipleri için çok güzel bir slogan üretti. Tabiî bir slogan. Halkın içinden bir slogan. Hayatı yeni tanıyan 15-16 yaşındaki daha çocuk diyeceğim genç, hissettiğini dışa vurmuş. Kalben ileriyi görüyor. O, ülkemiz için "Her şey çok güzel olacak" demiştir. Ülkemizi çok güzel yapacak olanlar da yine politikacılar. Politikacılar, şahsî çıkar peşinde koşmaz, yandan cep doldurma, yârana kazandırma hesapları yapmaz, kendi lüksü için rey istemez; halkla muvazi mütevazı bir hayatın içinden geleceğe bakar, ülkesini düşünürse elbette her şey çok güzel olacak. O çocuk, eğer iktidardakilerle hayatın çok güzel olacağını hissetseydi, Allah onu, hiç şüpheniz olmasın, onlara yanaştırırdı. Şimdi yılların gazetecisi Yavuz Selim'e saldırı, fişlemeler, hedef göstermeler ister istemez başka saldırıları akla getiriyor. O çocuk korunmalı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıranlar serbest. Türkiye'yi idare etmeye talip bir genel başkan darp ediliyor. Suçlu genel başkan oluyor. Dünya tersine döndü desek yeridir. Yavuz Selim de muhalif bir gazeteci. Ona saldıranlar "Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıranlar serbestse ve el üstünde tutuluyorsa, biz de saldırırız. Yakalarlarsa gider ifademizi veririz, muhalifti, saldırdık deriz kurtuluruz." diyorlardır herhâlde. Cumhurbaşkanlığı Arşiv Daire Başkanı Muhammet Safi'yi, hoşgörülü temiz bir insan olarak tanıdım. Türk Yurdu dergisinin eski sayılarının yeni harflere aktarılmasında arkadaşlarıyla bana yardımcı olmuştu. Partizanlık değiştirdi mi? Sanatçıları, "Her şey çok güzel olacak" dedikleri için listelemiş. Sanatçılara bir saldırı olsa için yanmayacak mı Muhammet! Muhammet veya bir başkası... Bürokrat particilik yapabilir mi? Önce de yazdım... Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Ak Parti sözcüsü gibi konuşuyor. Ak Parti'nin zaten sözcüleri var; ülke çıkarı söz konusu olduğunda konuşması gerekirken partiyi öne alıyor. Bu tavırlar "Parti devleti" görüntüsünü pekiştiriyor. Üzülüyoruz. Prof. Dr. İskender Öksüz, Yavuz Selim için attığı tivitte,"Muhaliflere grup hâlinde sopalı saldırı KGB tarzıdır. Diktatörlükler birbirine benzer. Ortak vasıf... Fikriniz... beyniniz yoksa saldırırsınız." diyor. Hoca hâlimizi veciz ifade etmiş. Başka ne denebilir ki! Orhan Uğuroğlu ise saldırının Demirağ'ı öldürmek kastıyla yapıldığını belirterek şunları yazdı: Şerefsiz, alçak, kalleş, 7 hain, Türkiyem televizyonundaki programından çıkıp evine giden cesur yürek gazeteci, yazar, televizyoncu, meslektaşım 35 yıllık kardeşim ve Yeniçağ köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ'a "öldürün" diye demir çubuklarla, beyzbol sopalarıyla saldırdılar. Demirağ başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden ciddi şekilde yaralanarak Gülhane Hastanesi acil servisine kaldırıldı. Demirağ, gerekli tüm tıbbi tetkikler ve müdahaleler yapıldıktan sonra özel bir odaya alındı. İYİ Parti lideri Meral Akşener, "Yeniçağ Gazetesi yazarı değerli kardeşim Yavuz Selim Demirağ'a yapılan alçak saldırıyı kınıyorum. Kendisine acil şifalar diliyorum. Bu yapılan alçak saldırı basın özgürlüğüne ve fikir hürriyetimize yapılmıştır. Bunlar bizi yıldıramaz, yıldıramayacak!" diye sosyal medya hesabından kınama yayınladı.. Menfur saldırıyı haber alır almaz hastaneye gittim. İYİ Parti Genel Sekreteri ve parti sözcüsü Cihan Paçacı ve Aydın Milletvekili Aydın Sezgin acilin kapısındaydılar. Paçacı, "Yeniçağ camiasına da özgür medya çalışanlarına da geçmiş olsun diyoruz. Çok üzgünüz. Faillerin yakalanması ve yargılanmasının takipçisi olacağız" dedi. Demirağ'ın oğlu ile birlikte odasına çıktım. Kızı, eşi, nöbetçi doktor ve hemşireler de başındaydılar. Ankara Emniyet Müdürlüğü cinayet masasından gelen bir ekip görgü tanıkları ile Demirağ'ın ilk ifadelerini alıyordu. Demirağ, Cuma akşamı yapılan alçakça saldırıyı cinayet masasından gelen polise şöyle anlattı: "Türkiyem TV'deki, "Yeniçağ'da Meydan" programım bittikten sonra konuğum Yeniçağ yazarı Murat Ağırel beni evimin önüne bıraktı ve araçtan inip uğurlamak istedi. Sen İstanbul'a döneceksin hiç inme, iyi yolculuklar, sağlıkla git dedim ve o ayrıldı. Ben de araçtan inip evin kapısını anahtarla açmaya çalışırken bir anda kafama ağır bir darbe aldım ve yere düştüm. Kalabalık bir grup, 'vurun, öldürün… Gazetecisin ha… Gebertin… Meydan boş değil pez... k' diye bağırarak vurmaya başladılar. Çığlıklar duydum, eşim, kızım, oğlum ve komşular gelince kendilerini bekleyen araca binerek kaçmışlar. 7 kişilermiş" İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Şenol Sunat ve İYİ Parti milletvekilleri ile Ankara İl ve ilçe yöneticileri hastaneye akın ettiler. Asayiş ve cinayet büro ekibinden gelen polislerin verdiği bilgiye göre, başlatılan soruşturma kapsamında Doblo marka araç tespit edildi. Ancak, polisler aracın plakasının sahte olduğunu, saldırganların kimliklerinin belirlenmesi ve yakalanması için güvenlik kamera kayıtlarının incelendiğini vurguladılar. Değerli okurlarım, Demirağ kardeşimin Allah'a şükür ki şimdilik hayati tehlikesi yok ama 48 saat müşahade altında tutulacak. Yavuz Selim, meslek hayatı boyunca hukuksuzluklarla, haksızlıklarla, teröristlerle, hırsızlarla, yolsuzluk yapanlarla yılmadan mücadele eden cesur yürekli bir kardeşimdir. İktidar sahipleri kolkola yürürlerken, FETÖ tehlikesini "İmamların Öcü" adlı kitabı ile o tarihte ortaya koyan gazeteci yazardır. 1958 doğumlu Demirağ'ın, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Cemaat Yapılanması, Darbede İnfaz, Dijital Terör ve Teğmen Çelebi" adlı kitapları vardır. Yavuz kardeşim her ne kadar, "Bu da geçer Orhan ağabey, yılmam, ölümden de korkmam, iyileşir yazmaya devam ederim. Asla korkutamazlar, yıldıramazlar. Onların demir çubukları, beyzbol sopaları varsa benim de onlarla mücadele edecek yüreğim de özgür kalemim var" derse de, Demirağ'ın korunması için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya, Ankara Valisi Vasip Şahin'e ve Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'a gerekli önlemlerin alınması için çağrıda bulunuyorum. Ayrıca "öldürmek amacıyla" saldıran 7 hainin ve onlara bu saldırıyı yaptıranların belirlenmesini ve yargı önüne çıkartılması için gerekli soruşturmanın en hızlı ve titiz bir şekilde yapılmasını da istiyorum.  
 
twitter takip