Yağmura rağmen yürüdü! Savunma yürüyüşünün en dikkat çeken ismi oldu!

Ya%C4%9Fmura+ra%C4%9Fmen+y%C3%BCr%C3%BCd%C3%BC%21;+Savunma+y%C3%BCr%C3%BCy%C3%BC%C5%9F%C3%BCn%C3%BCn+en+dikkat+%C3%A7eken+ismi+oldu%21;
ABONE OL

Baroların savunma yürüyüşü dün itibariyle başladı. 80 ilin baro başkanları kendi şehirlerinden Ankara'ya doğru yola çıkarken en dikkat çeken isim sağanak yağmur altında yürüyen Giresun Baro Başkanı Soner Karademir oldu.

Baro seçim sisteminde yapılması düşünülen yasa değişikliğine tepki göstermek için 80 ilin baro başkanları dün kendi illerinden Ankara’ya yürüyüş başlattı. 
 
Yürüyüşlerin başlamasının ardından baro başkanlarının açıklama ve fotoğrafları sosyal medyaya yansırken Giresun Barosu Başkanı Avukat Soner Karademir'in şiddetli yağmura rağmen yürüyüşünü elinde şemsiyesi, üstündeki cübbesiyle yürümesi en dikkat çeken detay oldu.
 
Karademir’in bu görüntüleri sosyal medyaya da yansıdı.
 
Bulancakhaber.net’e konuşan Karademir, “Bu yürüyüş sadece barolar ve avukatlar için yapılan bir yürüyüş değil. Barolar halkın sesi. Bizim sloganımız bu” dedi.
 
Karademir, sözlerine şöyle devam etti:
 
* Barolar bölünürse, parçalanırsa halkın sesi kısılır. Türkiye’de yıllardır uygulanmak istenen çoklu baro sistemi, öncelikle devletimizin üniter yapısının altına dinamit koymaktan başka bir şey değildir.
 
* Bu şekilde olursa her ırka mensup, ideolojiye mensup, dine mensup, mezhebe mensup insanlar farklı barolar kuracaklar. Hatta illegal yapılanmalar için yıllardır bekledikleri bir fırsat bu.
 
“BİZ VATANDAŞIN SESİYİZ”
 
* Böyle olduğunda birden fazla baro sendika gibi, makine mühendisleri odası gibi, bizim bir farkımız var diğer odalardan. Biz kamu kurumuyuz. Biz vatandaşın sesiyiz.
 
* Barolar bölünürse tecavüze uğrayan çocuklar, istismara uğrayan kadınlar, öldürülen kadınlar, çevre katliamları, avukatsız ifadesi alınan insanlar, işkence gören insanlar, kötü muamele gören insanlar avukatsız kalacak.
 
* Barolar bunları hiçbir menfaat elde etmeksizin, kanunen bizim görevimiz olduğu için yapıyoruz.
 
* En önemli sorun avukatların seçim sistemi mi? Şu anda insanlar aç. İşlerinden atılanlar var, avukatlarımız 3 aydır bürolarına gidemiyorlar. Yanlarındaki personelleri çıkarmak zorunda kalıyorlar.
 
* Genç meslektaşlarımız büroyu kapatıp yedek subay olup askere gidiyor borçlarını kapatmak için. Böyle bir ortamda bir avukatın da en son düşüneceği şey baroların seçim sistemidir.
 
* Barolar bölünürse baroların sesi kısılacak. Halkın sesi kısılacak. Bu yürüyüşün anlamı bu. Başka bir anlam taşımıyor.
"BASİT BİR YOLCULUK DEĞİL"
Deutsche Welle Türkçe'den Hilal Köylü'nün haberine göre; İstanbul, İzmir, Antalya, Aydın baroları başta olmak üzere Türkiye genelindeki 80 barodan 50 baronun başkan ve avukatlarının başlattığı yürüyüşle Türkiye’deki yargı bağımsızlığı ve adil yargılama konusunda yaşanan sıkıntılara dikkat çekilmek isteniyor.
 
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu üzerinde "Güçlü baro güçlü avukat" yazılı tişörtü ile yürüyüşü başlatırken Ankara’ya yolculuğun "basit bir yolculuk" gibi görülmemesini istedi. Durakoğlu "Yüreğimizin götürdüğü yere yürüyoruz. Bizim yüreğimizin götürdüğü yer hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve savunmanın güvenliğidir. Bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bütün bunları toplum adına yapıyoruz. Açtığımız bu yolda siyasi iktidar da bize katılabilir" ifadelerine yer verdi.
 
"FETÖ projesi" suçlaması
 
Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan cübbesiyle baro önünden meslektaşlarının alkışları arasında yürüyüşe geçti. DW Türkçe’ye konuşan Balkan, "Yargının iddia ve karar ayağını kendisine bağımlı kılan siyasi anlayış yine FETÖ projesi üzerinden savunmayı da, baroları da kendisine bağlı kılmak istiyor. Bu, devlet denetleme raporlarına kadar giren bir FETÖ projesidir. Biz asla teslim olmayız. Hiçbir siyasal güce boyun eğmeyiz" dedi.
 
Türkiye’de ifade özgürlüğünün, hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının üçüncü dünya ülkelerinin gerisine düştüğünü düşünen Balkan, "Baskıcı ve otoriter bir rejim olarak nitelendirilmeye başladık" diye konuştu.
 
Balkan, "Bu koşullarda avukatların ve onların örgütlü gücü olan baroların sesini kısmak, hukuk devleti ile tamamen ilişiği kesmek, adaletten ve hukuktan kopuşa sürüklenmek anlamına gelir" diyerek avukatların, hukukçuların sesinin kesilmesi durumunda kimsenin demokrasiden ve hukuk devletinden söz edemeyeceği uyarısında bulundu.
Gücümüzü sokakta arayacağız"
 
Baroların neden yürüdüğünü DW Türkçe’ye anlatan Ankara Barosu Toplumsal Dava ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (TODAM) Başkanı Avukat Doğan Erkan, "Çünkü iktidara bir türlü -savunma olmazsa yurttaş olamaz-ı anlatamadık" çıkışında bulundu.
 
Doğan Erkan, iktidarın baroların yalnızca avukatların değil, yurttaşların da sesi olduğunu anlamak istemediğini belirtirken, "Barolar kamusallığı gereği yoksulların, çocukların, kadınların, toplumdaki tüm dezavantajlı grupların adil yargılanma hakkının güvencesidir. İktidar ise bu güvenceye kapıları kapatıyor. İşte bu yüzden, barolar bu kez sokağın sesiyle geliyorlar. Hukukun üstünlüğüne gözünü kulağını kapayan iktidara karşı bu kez gücümüzü sokakta arayacağız" diyor.
 
Erkan, özellikle bir ilde birden fazla baro kurulmasının önünün açılmasının ülkede hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından "büyük tehlike" olduğunu düşünüyor.
 
"Baro parçalanırsa, kamu parçalanır. Yurttaşın hakkını, hukukunu savunması engellenir" diyen Erkan, hükümetin acilen yasa değişikliğinden vazgeçildiğini duyurmasını istiyor.
 
Hukukçular da "çoklu baro" kurulmasına dönük çalışmanın 2016 öncesinde hazırlandığını hatırlatıyor. İdare hukukçusu Prof. Metin Günday, "O dönemin tüm çalışmalarına FETÖ projesi diyen hükümet şimdi neyin peşinde. Bu kadar hukuksuzluk kabul edilemez. Elbette tüm avukatlar ses yükseltir. Yargıyı şekilden şekle sokmaya çalışanlar, kendisinin sananlar büyük yanılgı içinde. Hukuk hepimize lazım" dedi.
 
Ankara'da eylem planı!
 
Baro başkanlarını Ankara’ya girişlerinde Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan karşılayacak. Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) olağanüstü toplantı talebini iletecek barolar, Anıtkabir’i ve meclisi ziyaret edecekler. Baro başkanlarının Ankara’da "cübbeli yürüyüş" ya da "duran adam" eylemi yapması bekleniyor.
 
Hükümetin Ekim ayında yapılacak baro seçimleri öncesi yasalaştırmayı hedeflediği değişikliğe ilişkin müzakere süreci başlatan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ve 31 baro başkanı, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile geçen hafta bir araya gelmiş, yasa değişikliğinden vazgeçilmesini istemişti.
 
Görüşme sonrası Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Yargının kurucu unsuru olan savunmanın renklendirilmesi, bu anlamda farklı bir ideolojik bir takım barajlara hapsedilmesi anlamındaki çalışmaların yargıya çok katkı yapmayacağına inanıyorum" demişti. Gül'ün bu sözleri "çoklu baro"ya itiraz olarak yorumlandı ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geri adım atmadığı bilgisi baroları yürüyüş planını gerçekleştirmeye yönlendirdi.
twitter takip