Sina Koloğlu amcası Orhan Koloğlu'nu anlattı! Siyaset ile arasına neden mesafe koydu?

Sina+Kolo%C4%9Flu+amcas%C4%B1+Orhan+Kolo%C4%9Flu%E2%80%99nu+anlatt%C4%B1%21;+Siyaset+ile+aras%C4%B1na+neden+mesafe+koydu?
ABONE OL

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden tarihçi, akademisyen ve gazeteci Orhan Koloğlu'nun yeğeni Sina Koloğlu, Cumhuriyet Gazetesi'ne konuk yazar olarak amcasını anlattı.

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden tarihçi, akademisyen ve gazeteci-yazarı Orhan Koloğlu'nun gazeteci yeğeni Sina Koloğlu amcasını Cumhuriyet Gazetesi için yazdı.
 
Kendisi de mesleğe Cumhuriyet Gazetesi'nde başlayan Sina Koloğlu, bugün gazeteye konuk yazar oldu ve Türk basının 17 Nisan Cuma günü hayatını kaybeden deneyimli ismi olan amcası Orhan Koloğlu'nu anlattı.
Sina Koloğlu, muhabirliğin yanı sıra uzun yıllar basın ve dış ilişkiler danışmanlığı da yapan Orhan Koloğlu'nun eski başbakanlardan Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel ile olan anılarını anlattı.
 
Sina Koloğlu'nun yazısı şu şekilde:
 
‘Amcan’ı yazar mısın?’ dediklerinde bir başka heyecanlandım. Mesleğe başladığım, en renkli yıllarına şahitlik ettiğim, acısı ve tatlısı ile ‘gazeteciliği’ öğrendiğim bir okuldu Cumhuriyet. Arkadaşlıklar bir başkaydı. Hani klasik olacak ama yıllardır birbirini tanıyan, çok eski arkadaşlar gibi olmak.
 
Muhabirlik günlerime gittim, masam aklıma geldi, daktilo, saman kâğıtlar haber yazdığımız, karanlık oda filmlerin yıkandığı, asma kat, en yukarıda Cumhuriyet gazetesi tarihinin resmi geçidi odalar. Sabahın ilk ışıklarında amcam Orhan Koloğlu’nun vefatı ile ilgili satırlar öncesi böylesi özel bir durum hasıl oldu.
 
Amcam bana hayatın bir ‘imtihanlar silsilesi’ olduğunu göstermişti. Düşündüğümde ‘hatıralar’ içinde durup durup anlattığım hikayenin bu olduğunu gördüm. ‘Her devrin adamı olmak’ dedikleri hikaye. Tüm bunların aslında bir anlık konuşma, bir karar en fazla bir gün düşündükten sonra verilen olduğunu amcamda yaşadım.
 
DEMİREL ‘GEL BENİMLE ÇALIŞ’ DEDİ!
 
Hep anlattığı hikâyeydi. Bugüne kadar amcam ile çok sohbetlerimiz oldu. Milliyet’teki köşemde tarih ile ilgili bir ekran tartışması olduğunda bilgi için danıştığım isim olmuştur. Ama hiç kayıt altına almadım. Geçtiğimiz ocak ayının 16’sında kaldığı KASEV Vakfı’ndaki balkonlu odasında sohbeti kaydettim. Orada da anlattı bu hikâyeyi. Tarihçi kişiliği yanında bir de Ecevit’ in yurt dışı ilişkilerini yürüten isim olma özelliği vardı. Aynı zamanda Basın Yayın Genel Müdürlüğü yaptı. Şöyle anlattı: ‘Ecevit’e uzun süre hizmet verdim. Biz Ecevit ile neredeyse bütün dünyayı dolaştık. Şöyle bir şey var neden benle dolaşıyordu?
 
Çünkü özellikle yaptığım doktoram dolayısıyla kendime Avrupa’da geniş bir çevre edinmiştim. Bir şey söylediğim zaman bana inanıyorlardı. Ama politikacı söyleyince olmuyordu. Ecevit’e büyük katkım oldu. Ecevit ayrılınca ben de ayrıldım. Demirel başbakan oldu. O sırada papa ilk defa olarak Türkiye’yi ziyarete geliyor. Yanında da 500 gazeteci.
 
Demirel adam yolladı “Bunları idare edebilecek tek adam sensin’’. Dikkat et, şimdi istifa etmişim. Ama kabul ettim çünkü, devletin işi. Bu görev almak değil. Papa aşağı yukarı 2-3 hafta Türkiye’yi dolaştı. Bütün o gazetecileri ben idare ettim. Hepsi beni tanıyordu. Onun için beni dinliyorlardı. Papa’nın ziyareti nedeni ile Türkiye’nin aleyhine kampanya olmadı. Papa gitti. Demirel bakanı yolladı (Benim bildiğimi o zamanın Turizm Tanıtma Bakanı Barlas Küntay) görevde kalmam için. Yok dedim Demirel’in politikaları ayrı Ecevit’in ayrı. Demeye kalmadı, askeri darbe geldi. Bu sefer askeri darbe bana geldi. Avrupaya’ya anlatacağız darbeyi sen bilirsin bu işi dediler.
 
Yazının devamını okumak için tıklayınız
 
 
twitter takip