Sağlık Bakanı Fahrettin Koca AK Parti'nin basın toplantısı düzenini değiştirdi ama bir sorun var!

Sa%C4%9Fl%C4%B1k+Bakan%C4%B1+Fahrettin+Koca+AK+Parti%E2%80%99nin+bas%C4%B1n+toplant%C4%B1s%C4%B1+d%C3%BCzenini+de%C4%9Fi%C5%9Ftirdi+ama+bir+sorun+var%21;
ABONE OL

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya basın toplantısında soruları analiz etti.

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici kişisel web sayfasından yayınladığı yazısında;  Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın düzenlediği basın toplantıları ve gazetecilerin sorduğu soruları analiz etti.
 
Fahrettin Koca'ya düzenlediği basın toplantısında her medya kuruluşundan gazetecinin yer aldığı ve istediği soruyu sorabildiği için teşekkür eden Faruk Bildirici, AK Parti iktidarın basın toplantılarının getirildiği hali anlattı.
 
AK Parti döneminde makbul gören gazetecilerin katıldığı basın toplantısında önceden onaylanmış soruların sorulduğunu belirten Faruk Bildirici,  Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın korona günlerinde düzenlediği basın toplantılarının ise AKP iktidarının klasikleşen basın toplantılarından farklı olduğunu belirtti.
 
İlk günden bu yana bütün medya kuruluşlarının katıldığı ve istediği sorabildiğini ifade eden Bildirici, Bakan Koca'nın da bu sorulara sabırla cevap verdiğini aktardı.
 
Fahrettin Koca'nın,  bir basın toplantısında gazetecilere mikrofon dağtılmadığı için sitemde bulunan bir gazeteciye “Tamam, kusura bakma kızım” diye özür dilemesini de hatırlatan Bildirici, Bakan Koca'nın bu tavrının halkın güvenini kazanmasında etkili olduğunu vurguladı.
 
Ancak, Faruk Bildirici yazısında; AK Parti iktidarında gazetecilere karşı gösterilen despot tutum nedeniyle gazetecilerin soru sorma refleksini yitirdiğini belirtti.
 
Bakan Koca'nın 14 Nisan Salı günü düzenlediği basın toplantısını detaylı bir şekilde incelediğini anlatan Faruk Bildirici, burada bazı gazetecilerin gündemin bir numaralı konusu olan sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra yaşananlar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Fahrettin Koca arasında yaşandığı söylenen tartışma konularının açıkça sorulmadığını anlattı.
 
Bu konuyu dile getiren Sözcü, Habertürk, Fox TV, Tele1 muhabirlerinin sorularını geçiştirerek cevaplayan Fahrettin Koca'ya sonrasında sorulan sorularla konunun değiştirildiğini vurgulayan Faruk Bildirici, "Gazeteciliğin hal-i pürmelali bu işte. İzin verilse de soru sorma reflekslerini yitirmiş, asıl konuya giremeyen gazeteciler…. Sorgulayan, merak eden, eleştirel bakan gazeteciler azınlıkta kalmıştı" diyerek gelinen noktayı eleştirdi
 
Faruk Bildirici'nin yazısı şu şekilde:
 
Gazeteci milleti olarak önce koronaya, sonra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya teşekkür borçluyuz. Sayesinde basın toplantılarının her isteyen gazetecinin katılabildiği, aklına gelen her soruyu sorabildiği organizasyonlar olduğunu hatırladık.
 
    Bu iktidar döneminde her gazeteciye ve her medya kuruluşuna açık, gündeme ilişkin istenilen her sorunun sorulabildiği basın toplantıları unutturulmuştu. Makbul görülen gazetecilerin katıldığı ve önceden onaylanan soruların sorulabildiği basın toplantıları gazeteciliğin normali gibi gösteriliyordu.
 
    Akreditasyon yasağı önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı organizasyonlarında başlamış, sonra da diğer yöneticilerin basın toplantılarına yayılmıştı.  Önceleri Erdoğan’ın yabancı devlet yöneticileri ile ortak toplantılarında ya da havaalanlarındaki basın toplantılarında aykırı sorular sorulabiliyordu. Erdoğan’ın birkaç kez gazeteci azarlamasından sonra giderek o da azaldı. Artık Erdoğan “virüs” olarak nitelediği gazetecilerle neredeyse hiç karşılaşmıyor.
 
     Erdoğan’ı izleyen bakanlar ve AKP yöneticileri, hatta Dışişleri Bakanlığı sözcüsü bile aynı yöntemi uyguluyor. Basın toplantılarında sorular önceden alınıyor, inceleniyor, uygun görülenler sorulabiliyor. Sorusu kabul edilmeyen gazeteciden hiç ses çıkmıyor, hemen kabulleniyor.  Genç gazetecilerin çoğu, bütün demokrasilerde gazeteciliğin böyle yapıldığını sanıyor halde.
 
     Gazeteciliğin temelinin, her tür soruyu sormak olduğunu bilenler de muhtemelen çalıştıkları medya kuruluşlarının yaklaşımı ve eleştirel gazetecilik üzerindeki baskılar nedeniyle cesaret edemiyorlar aykırı sorular sormaya.
 
    Akredite edilmeyen yayın kuruluşlarından gazetecilerin, basın toplantısı dışında karşılaştıkları bakanlara soru sormaları da engelleniyor. Yine de bir fırsatını bulup ayaküstü soru sorabilirlerse de sert ve hakaretamiz tavırlarla karşılaşabiliyorlar. Hatırlarsınız Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ihalelerle ilgili soru soran Fox TV muhabirine “Gazetecilik değil maskaralık yapıyorsunuz” demişti.
 
     AKP’den önce böyle değildi basın toplantıları da gazetecilik de. Siyasi liderlere ayaküstü de soru sorulabiliyordu, basın toplantılarında da. Hemen bütün medya kuruluşlarının temsilcileri katılıyor, kamuoyunun merak ettiği güncel konuların tamamıyla ilgili soru yöneltiyordu.  Dünyada da böyle yürüyor gazeteci-politikacı ilişkisi…
 
     Gazetecilerin soru sorma refleksi
 
    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın korona günlerinde düzenlediği basın toplantıları AKP iktidarının klasikleşen basın toplantılarından farklı. İlk günden beri bütün medya kuruluşlarının temsilcileri katılıyor ve gündeme ilişkin her soruyu sorabiliyor. Koca da sabırla yanıtlıyor soruları.
 
      Bir basın toplantısında kendisine mikrofon verilmediği için sitemde bulunan bir gazeteciye “Tamam, kusura bakma kızım” diye özür dilemesi de büyük bir farklılıktı. Koca’nın bu tutumunun korona ile mücadele sırasında güven yaratmasında etkisi büyük olsa gerek.
 
    Koca’nın açık davranması yetmiyor, oluşan medya ortamı gazetecilerin özgürce soru sormalarını engelliyor. Soru sormalarına izin verilmiş olsa da gazetecilerin büyük çoğunluğu yeterince atak davranamıyor; gündeme ilişkin can alıcı soruları ya da Bakan Koca ile iktidar temsilcilerini rahatsız edecek, kızdıracak soruları sormaktan kaçınıyorlar. Öyle olunca da bu basın toplantılarında gazetecilerin soru sorma reflekslerinin zayıfladığını gösteren örnekler yaşanıyor.
 
     Soruları tek tek deşifre edip inceledim!
 
     Gazetecilerin soru sorma refleksinin zayıfladığının en yeni ve somut örneği, Sağlık Bakanı Koca’nın 14 Nisan akşamı düzenlediği basın toplantısı.  10 Nisan akşamı hafta sonunda sokağa çıkma yasağı iki saat önce ilan edilince insanlar kitleler halinde dışarı fırlamış, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Eleştirileri aldım kabul ettim” açıklaması yapmak zorunda kalmış, ardından istifa girişiminde bulunmuş ama Cumhurbaşkanı Erdoğan istifasını kabul etmemişti. Bakan Koca ve Bilim Kurulu’nun bu yasak kararından habersiz olduğu, Koca ile Soylu’nun tartıştığı, Koca’nın da istifanın eşiğine geldiği yazılıp çiziliyordu. Bu konular yeni korona vakaları ve ölümlerin sayısının bile önüne geçmişti, gündemin en önemli konusuydu.
 
     O basın toplantısına katılan gazeteciler, gündemin ilk sırasındaki bu konuya gereken önemi verdiler; gereken soruları sorabildiler mi? Basın toplantısını televizyonlardan izledim ama onunla yetinmedim. Gazetecilerin, o akşam bakana yönelttikleri soruları satır satır deşifre edip inceledim. Acaba bir şeyler mi kaçırdım diye dikkatle inceledim.  Gazetecilerin sorularını, mensup oldukları medya kuruluşlarının adlarıyla birlikte yazının altına ekledim, meraklısı bakabilir. Benim vardığım sonuçları maddeler halinde aktarayım.
 
       Sanki soru sorulmasın çabası içindeydiler!
 
      Bakan Fahrettin Koca’nın basın toplantısı tam 48 dakika sürdü.  İlk 17 dakikada bakan kendi açıklamalarını yaptı; kalan 31 dakikada soruları yanıtladı. Bu makul bir süre. Nitekim 20 gazeteci soru yöneltti. Bazıları ikişer soru sordu.
 
      Fakat soruların deşifre metnini okuyanların da göreceği gibi, AA, DHA, İHA ve Milat gibi kurumların muhabirleri sanki sokağa çıkma yasağı ve Soylu’nun istifası sorulmasın diye bir gayret içine girmişlerdi.  AA muhabiri pandeminin zirve yapması meselesiyle açılışı yaptı; cezaevlerinden tahliyeler, diğerleri de Çin’den aşı getirilmesi gibi sorularla devam ettiler.
 
     Habertürk muhabiri mikrofonu kapan dördüncü gazeteciydi; sokağa çıkma yasağı kararının Bilim Kurulu ve Bakanın kendisinden habersiz olduğuna dair soru yöneltti. Bakan geçiştirdi, Soylu ile mücadele arkadaşı olduklarını vurguladı. Ama ondan sonra soru soran Kanal 7 muhabiri plazma tedavisini sorarak konuyu değiştirmeye çalıştı.
 
     Sonra fırsat bulan Sözcü ve Tele1 muhabirleri de sokağa çıkma yasağını sordular ama en başta sorulması gereken soru en sonunda geldi. Fox TV muhabiri, “Bugün bazı köşe yazarlarında sizin içişleri bakanı ile tartıştığınız, istifaya kadar gittiğinize dair bazı yazılar oldu. Bu iddialar doğru mudur?” diye sordu. Bakan Koca bu soruya da üstü kapalı yanıtlar verdikten sonra basın toplantısını bitirdi.
 
    Açık söylemek gerekirse, Habertürk, Sözcü, Tele 1 ve Fox TV muhabirleri de olması gerektiği gibi açık, net sorular sormadılar. Cümleleri birbirine dolayıp, uzun cümlelerle ucu açık sorular yönelterek, Bakan Koca'nın kaçamak, sorunun özüne inmeyen yanıtlar vermesine yol açtılar.
 
 
     Bütünüyle baktığımızda gazetecilik adına üzücü bir tablo vardı. O gün gündemde sokağa çıkma yasağı fiyaskosu, Bakan Koca ve Bilim Kurulu’ndan habersiz karar alınması, Soylu’nun istifası ve istifasının reddedilmesinden önemli bir konu yoktu.
 
      Ama soru soran 20 gazeteciden 16’sı gündemin ilk sırasındaki konuyu merak etmiyordu. AA, İHA, DHA ajansları, Milat, Hürriyet, Yeni Çağ ve Diriliş Postası gazeteleri, ATV, A Haber, Kanal 7, Haber Global, Akit TV, Ulusal Kanal, TV100 televizyonları ile yeniakit.com.tr ve memurlar.net internet sitelerinin temsilcileri, korona aşısı, pandeminin zirve yapması, ilaç gibi konularda sorular yönelttiler.
Gazeteciliğin hal-i pürmelali bu işte. İzin verilse de soru sorma refleslerini yitirmiş, asıl konuya giremeyen gazeteciler…. Sorgulayan, merak eden, eleştirel bakan gazeteciler azınlıkta kalmıştı.
 
Yazının devamını okumak için TIKLAYINIZ
twitter takip