ABONE OL
Yeniçağ Gazetesi yazarı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in basın danışmanı Murat İde dün evinin önünde sopalı saldırıya uğradı. Saldırıyla ilgili 1 kişi gözaltına alınırken İde saldırı sonrası yaptığı açıklamada "
Hele geçmişte kıymet verdiğimiz insanların talimatıyla olması hakikatten yakışmıyor" sözleriyle MHP'yi işaret etmişti.
Saldırıya uğramadan önceki son yazısında da, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi Kanal İstanbul projesi hakkındaki farklı söylemleri nedeniyle eleştirmişti.
İde saldırıya uğramadan önceki yazısında şunları yazmıştı.
Dünkü yazımda MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli'nin Kanal İstanbul'la ilgili 2011'deki ve 2019'daki taban tabana zıt sözlerini hatırlatmış ve
"Ben yoruldum Devlet Bey" demiştim..
7 Mayıs 2011'de Bayrampaşa'da yaptığı konuşmanın görüntüleri de sosyal medyada ilgi görünce, genel alışkanlıkların ötesinde davranıp açıklamalarına açıklama getirdi Devlet Bey..
Dedi ki;
- Ben projeyle ilgili makul ve mantıklı bir eleştiri ya da gerekçesi olanlara kulak verilmeli demiştim. Ama bu notu dikkate almayan 'Kiralık kalemler" zıvanadan çıktılar..
Kiralık kalemler" sözü ilginç oldu tabi. Zira bu konuyu ilk dillendiren gazeteci olduğum için, o tarife ben de giriyorum..
Allah şahittir, kalemimin kiralık olmadığını en iyi bilenlerden biri Devlet Bey'dir. Bugün hayata ve ülkeye farklı baksak da, bu fikrini muhafaza ettiğinden adım gibi eminim..
**
"Makul ve mantıklı eleştirilere kulak verilmelidir" diyen Devlet Bey'in, bu gerekçe ve eleştirileri hiçe sayarak ve toptancı bir şekilde,
"Kiralık kalem, zilletin ayakları, gayrı milliler, şuursuzlar" diyerek devam etmesi, benim çelişkim olamaz elbette...
Asker bir şeyler söylüyor. Diplomatlar uyarıyor. Bilim insanları
"Çürük yumurta" kokusundan bahsediyor.. Kent bilimciler
"8 milyon insanı bir adacığa hapsetmek yapılabilecek en büyük hatadır" diyor..
Dolayısıyla, ülkenin bekası açısından makul ve mantıklı bir dolu gerekçe var.. Buna rağmen, mesele Ak Parti'nin bekası olunca,
"Alayı birden şuursuz ve gayrı milli."
Bilemedim..
Ama Devlet Bey'in, açıklamalarına getirdiği açıklamasının can alıcı noktası neresi biliyor musunuz?
İşte tam da şurası;
- Biz o dönem muhalefet anlayışımız doğrultusunda eleştirdik, itiraz ettik. Daha sonra millet destek verdi, AK Parti'yi tekraren iktidara taşıdı. Yani projelere de tamam dedi. Artık iktidar partisinin Kanal İstanbul Projesi'ni hayata geçirmesinin önünde engel de kalmadı. Buyursunlar yapsınlar.
Eyvah eyvah.. Çünkü Devlet Bey, 2011 seçiminden sonra da Kanal İstanbul'u eleştirmeye devam etti.. Taaa 2016'ya kadar. Eğer millet 2011'de, Ak Parti'ye oy vererek tüm projelerine meşruiyet kazandırmışsa, bu eleştiriler 5 yıl boyunca neden devam etti?
Ve Devlet Bey'e daha önemli bir sorum var;
- Millet oy verdi diye Ak Parti'nin bütün projelerine onay verecekseniz, ayak sesleri gelmeye başlayan yeni bir 'Çözüm Süreci'nde de aynı desteği verecek misiniz?
Azerbaycan bayrağının çöpe atıldığı "
Erivan açılımı" gündeme gelirse, destek olacak mısınız?
Madem millet oy verdi diye Ak Parti projelerine kayıtsız şartsız onay verilecek, o halde, yarın bir gün FETÖ'yle yeniden kolkola girerlerse, Fetullah Gülen de yeniden "
hocaefendi" olabilecek mi?
Millet oy verdiyse, yarın yine terörişkolar rahatsız olmasın diye "
Al Bayrak" indirilirse, sessiz kalınıp,
"Şartların gereğidir" mi denilecek?
**
İddialı bulmayın. Özür ve kabahat ilişkisi eski bir ilişki..
Bunları soruyorum ama boşuna soruyorum biliyor musunuz?
Devlet Bey'in yerel seçim öncesi Apo'nun mektubuyla ilgili mevzudaki tavrı geliyor aklıma..
Yine üzülüyorum.. Yine kahroluyorum..
Ve harbiden çok yoruldum..
Artık bu bahiste susmaya çalışmak için çırpınıyorum..
Ama gönül razı değil..
Öte yandan; Yeniçağ Gazetesi internet sitesinden yayınladığı haberinde "on dönemde MHP aleyhine yazan isimlerin maruz kaldıkları olayları yeniden gündeme getirdi. İçişleri Bakanlığı’nın olaylara tepkisiz kalması ve saldırganların hak ettikleri cezaları alamamaları tepki çekiyor" diyerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun konuyla ilgilenmemesine tepki gösterdi.
O yazıyı okumak için
TIKLAYINIZ
Yeniçağ gazetesi imtiyaz sahibi
Ahmet Çelik de, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada saldırıdan dolayı MHP'yi sorumlu tuttu ve "
Gazetemizin Türk milliyetçiliğini esas alan Dünyayı Türkçe Okuyun sloganı ile yaptığı yayın Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alan partinin küçük ortağını yine rahatsız etmis olacak ki savunduklarına itibar eden kalmayınca bu alçak metodlara başvurmaktalar" diyerek tepkisini gösterdi.
async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8">
async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8">
async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8">
async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8">
async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8">