Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye yanıt: Feriştahınız gelse bize diz çöktüremez. Siz kimsiniz ya!

K%C4%B1l%C4%B1%C3%A7daro%C4%9Flu%E2%80%99ndan+Bah%C3%A7eli%E2%80%99ye+yan%C4%B1t:+Feri%C5%9Ftah%C4%B1n%C4%B1z+gelse+bize+diz+%C3%A7%C3%B6kt%C3%BCremez.+Siz+kimsiniz+ya%21;
ABONE OL

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 'Kılıçdaroğlu, terörist Demirtaş'ın hasretini ziyadesiyle çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamıyorsan biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın' ifadelerine sert yanıt verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini hedef alan açıklamalarına yant verdi. Kılıçdaroğlu, "Birisi beni hapse göndermekle tehdit etmiş. Sizin feriştahınız gelse bize diz çöktüremez. Siz kimsiniz ya!" diye konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Hiçbir gücün karşısında hiçbir arkadaşımız genel başkandan başlayarak en aşağıdaki üyeye kadar hiçbir gücün karşısında hiçbir adaletsizliğin karşısında asla diz çökmedik ve çökmeyeceğiz. Kimden gelirse gelsin, baskı, şiddet kimden gelirse gelsin asla boyun eğmeyeceğiz. Demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz.

Biz bölen değil, ayrıştıran değil beraber olmayı düşleyen insanlarız. Bölmek istiyorlar, kutuplaştırmak istiyorlar, kavga istiyorlar, inadına barış diyeceğiz, inadına kucaklaşma diyeceğiz. Onlar gibi yapmayacağız. Demokrasinin bize sağladığı bütün imkanları kullanacağız. Baskı mı kuruyorlar, göğsümüzü açacağız. Sanattan ve kültürden mi korkuyorlar, sanatı ve kültürü yücelteceğiz. Hiçbir baskıya asla ve asla izin vermeyeceğiz.

Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Devlet yönetiminde güç bir kişiye teslim edilemez. Gücü bir kişiye teslim ederseniz o devletin sonu felaket olur. Devleti yönetirken katılımcı bir anlayışı, yönetim içinde egemen kılmamız lazım. Yeri geldiğinde referandum yapacaksın, yeri geldiğinde seçim yapacaksın. Devlet yönetiminde aslolan halkın çıkarlarıdır. Devleti hızla büyüteceksin, itibarlı hale getireceksin. Vatandaşın cebi para görecek. Devleti yönetenler savurganlık yapamaz. Devleti yönetmek ciddi ve ahlaklı bir iştir. Bu devlet milli kurtuluş savaşıyla kurulmuştur.

AK Parti hükümetleri hangi fabrikayı kurdu. Satmanın dışında ne yaptılar? Biz her fabrika bir kaledir diyoruz, her fabrika Türkiye'nin itibarına katkıdır diyoruz. Şeker fabrikalarını sattılar. Ve 24 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti yurtdışından şeker ithal etmek zorunda kaldı. Şimdi her vatandaşımın kendi vicdanına sormasını istiyorum. Ne oldu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti dışardan şeker ithal etmek zorunda kaldı. Buna devlet iyi yönetiliyor diyebilir misiniz? Türk Şeker'in 10 fabrikasını 680 milyon dolara özelleştirdiler. Bugünün parasıyla 11 milyar liraya o fabrikaya sattılar. Şimdi geçtiğimiz nisan ayında ödenen faiz 19 milyar lira. 10 şeker fabrikasını 11 milyar liraya satıyorsun ama sadece 1 ayda 19 milyar lira faiz ödüyorsun.

Üreticiye destek vermediler. Sonra fabrikaları sattılar. Şimdi de gidip dışarıya el avuç açıp şeker alıyorlar. Bizim iktidarımızda çiftçinin yüzü gülecek, sanayicinin yüzü gülecek, kadınların yüzü gülecek. Göreceksiniz. Türkiye'yi ayağa kaldıracağız, huzuru getireceğiz. Hepsini yapacağız, kimse endişe etmesin. Karamsarlığa kapılmasın. Bunları söylememin nedeni yapılan hatalardan ders çıkarılmasıdır. Yaptılar ve bugünkü tabloyla karşı karşıya kaldık.

27-28'in Van'daydım. Van'ın benim hayatımda özel bir yeri var. İlkokula Van'ın Erciş ilçesinde başladım. Belediye başkanlarımız Van'ın merkezini ve ilçelerini gezdiler. Oradan yeterince oy alamadıysak kabahat Vanlılarda değil bizde. Orada vatandaşlarımızın sofrasına oturmamız lazım. Van bizim tarihimizin ve kültürümüzün çok önemli bir parçasıdır. Allah'ın izniyle Van'ı turizmin kalesi haline getireceğiz. Söyledim Vanlılara, Van'ın huzur içinde yaşamasını istiyorsanız bize katılın dedim. Kayyumdan şikayet ediyorlardı. Seçimle gelen seçimle gitsin istiyorsanız, kayyumdan şikayet ediyorsanız, bize katılacaksınız bize.

Bölgede bir eve gittik, Selahattin Bey'in çok sevildiğini gördüm. Haksız uygulamalardan şikayet ediliyor. Bir kişi adaletsizlikle karşı karşıya kalıyorsa, ona sahip çıkmak insani görevdir. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. AİHM kararlarını uygulamıyorlar. Osman Kavala'dan da, Selahattin Demirtaş'ın da harp okulu öğrencilerinin de hakkını savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız. Beşli çeteden, uyuşturucu baronlarından, SADAT'çılardan şikayet ediyorsanız bize katılacaksınız. Adres biziz.

'ONURUMUZDAN ÖDÜN VERMEYENLERDEN BİRİSİ DE CANAN KAFTANCIOĞLU'

Teslim olmadan önce kendisi beni aradı, konuştuk. Morali gayet yerinde. Çünkü biliyor ki onurlu durduğu için cezalandırılıyor. Biz onların hiçbir siyasi hükmünü tanımıyoruz. Ne derlerse desinler duruşumuz bellidir. Hapse atarlar, tutuklarlar ne yaparlarsa yapsınlar onurumuzdan ödün vermeyeceğiz. Vermeyenlerden birisi de İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu.

İMAMOĞLU TEPKİSİ

Bir de yarın İBB Başkanımızın davası var. İBB'yi kaybettiklerine hala inanamıyorlar ve hazmedemiyorlar. Hala Ekrem Başkan'ı oradan nasıl alırız arayışı içindeler. İstanbul'u kaybeden, Türkiye'yi kaybeder demişti. Zaten kaybetti."

BAHÇELİ'YE SERT CEVAP VERDİ!

Birileri beni de hapisle tehdit ediyormuş. Yahu sizin feriştahınız gelse diz çökmeyiz biz. Siz kimsiniz? Biz hapislerden korksaydık bu kadar cesur olmazdık. Hapislerden korksaydık sizin gibi olurduk. Dün tükürdüğümüzü bugün yalamayız biz."

Ben Bahçeli değilim, tezkereye 'evet' verdi. Ben öyle değilim. Ben gerçek milletçiyim, gerçek ülkücüyüm. Ben kendi ülkemde yabancı asker postalı istemiyorum"

twitter takip