İktidar sözcüsü Sabah'ın yazarı Melih Altınok’tan Selçuk Tepeli’ye: Hormonlu Portakal

%C4%B0ktidar+s%C3%B6zc%C3%BCs%C3%BC+Sabah%E2%80%99%C4%B1n+yazar%C4%B1+Melih+Alt%C4%B1nok%E2%80%99tan+Sel%C3%A7uk+Tepeli%E2%80%99ye:+Hormonlu+Portakal
ABONE OL

FOX Ana Haber sunucusu Selçuk Tepeli'nin Erdoğan çıkışı hakkında değerlendirmelerde bulunan Melih Altınok, sert sözler sarf etti.

Sabah yazarı Melih Altınok, FOX Ana Haber sunucusu Selçuk Tepeli'nin Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki çıkışına dair değerlendirmelere yer verdiği bugünkü köşesinde ağır ifadeler kullandı.

“Selam verildiğinde bile mırıldanarak karşılık verdiği halde, uçaktaki röportajlarda Cumhurbaşkanı'nı görünce aniden canlanıp depar atar, ta dibine kadar sokulurdu” diyen Altınok, “Ne var ki gariptir, sürekli rölantide çalışan bu arkadaş patinaj yapıp fırladığı halde soru da sormazdı... Zaten, sadık, patronuna sormadan tuvalete gitmeyen her medya bürokratından beklenilen de ertesi gün gazetelere basılacak röportaj fotoğrafında grubu temsil edecek "iyi bir" pozdan fazlası değildi. Tepeli'nin, geçen gün sosyal medyada dolaşan videosunu görünce gözlerime inanamadım... Söyledikleri yüzünden değil... Hâli, tavrı, üstünde birkaç beden büyük duran "Hayır nedir yani" şeklinde diklenmeleri... Dün yanında sevimli gülücükler saçarak uslu uslu oturduğu bir siyasetçiye sanki rakibiymiş gibi racon kesmeye kalkışması falan... Anlaşılan o ki değişmez patronu ve yeni sahipleri, seçimler yaklaşırken gaza yüklenmesini istemişler” dedi.

Melih Altınok’un ‘Hormonlu portakal’ başlıklı yazısı şöyle:

Fatih Portakal "oldum" havalarına girip FOX Ana Haber'den erken emekliliğini istediğinde yerine İsmail Küçükkaya'yı yakıştıranlar çoğunluktaydı.

Ancak Turgay Ciner'in yöneticisi Selçuk Tepeli ismini kimse tahmin etmiyordu.

Zira rakibi ana haberlerin ancak magazin yaparak reytingine yaklaşabildiği Portakal, köpeksiz köyde değneksiz gezmenin konforuyla yandaşlığın dibine vuruyordu. Tepeli gibi adını yalnızca gazetecilerin bildiği silik bir isim yerini nasıl dolduracaktı?

Yerinde bir soruydu...

Ben de gazetecilerin katıldığı seyahatlerde gruptan, tartışmalardan uzak, bir köşede tek başına otururken gördüğüm Tepeli'nin sesini bile hatırlamıyordum...

Selam verildiğinde bile mırıldanarak karşılık verdiği halde, uçaktaki röportajlarda Cumhurbaşkanı'nı görünce aniden canlanıp depar atar, ta dibine kadar sokulurdu.

Ne var ki gariptir, sürekli rölantide çalışan bu arkadaş patinaj yapıp fırladığı halde soru da sormazdı...

Zaten, sadık, patronuna sormadan tuvalete gitmeyen her medya bürokratından beklenilen de ertesi gün gazetelere basılacak röportaj fotoğrafında grubu temsil edecek "iyi bir" pozdan fazlası değildi.

Tepeli'nin, geçen gün sosyal medyada dolaşan videosunu görünce gözlerime inanamadım...

Söyledikleri yüzünden değil...

Hâli, tavrı, üstünde birkaç beden büyük duran "Hayır nedir yani" şeklinde diklenmeleri... Dün yanında sevimli gülücükler saçarak uslu uslu oturduğu bir siyasetçiye sanki rakibiymiş gibi racon kesmeye kalkışması falan...

Anlaşılan o ki değişmez patronu ve yeni sahipleri, seçimler yaklaşırken gaza yüklenmesini istemişler.

O da yıllar sonra biraz ünlü olmanın verdiği sarhoşlukla kantarın topunu ayarlayamıyor.

RTÜK'ün sunucu hakkında "hükümete yönelik sözlerinin tarafsızlık ilkesinin ihlali olduğu" gerekçesiyle başlattığı inceleme şüphesiz ki yelkenini biraz şişirir.

O da "ayağına gelen bu fırsatın" farkında olmalı ki, dün sosyal medyada RTÜK Başkanı'na şahsi dalıyordu...

Ama yetmez...

Kanalda peşinden koştuğu Fatih'in hayaletini tepelemek için daha birçok Washington portakalı yemesi lazım.

Tabii bu arada yandaşlığın dozajını ayarlayamayıp bir çuval inciri berbat etmezse.

 

twitter takip