Ahmet Hakan'ın 'para karşılığı röportaj' açıklaması tatmin edici miydi, yoksa bu 'Ben değil Miki işedi' durumu mu?

Ahmet+Hakan%E2%80%99%C4%B1n+%E2%80%99para+kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1+r%C3%B6portaj%E2%80%99+a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1+tatmin+edici+miydi,+yoksa+bu+%E2%80%99Ben+de%C4%9Fil+Miki+i%C5%9Fedi%E2%80%99+durumu+mu?
ABONE OL

Geçtiğimiz hafta, Hürriyet gazetesinin iş insanlarına para karşılığında haber ve röportaj yaptığı söylentileri ve gazete adına gönderilen 'para karşılığı röportaj teklifinde bulunan mektup', epey konuşulmuştu. Ahmet Hakan ise bu mektubu Hürriyet'in birlikte çalıştığı bir ajansın gönderdiğini söylemişti. BirGün yazarı ümit Alan, konuyu mercek altına aldı...

BirGün gazetesi yazarı Ümit Alan, bugünkü yazısında Hürriyet gazetesinin iş insanlarına "Türkiye’nin en iyi işverenleri” arasında yer vermek için parayla haber ve röportaj yaptığı iddialarına karşılık genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan'ın yaptığı "Hürriyet’in küçük ve orta boy işletmelere ulaşmak için bir yılı aşkın bir süredir çalıştığı bir ajans, birkaç küçük işletmeye bir mektup yazmış. O mektuptaki vaadin, herhangi bir yayınımızda zerresi bile görülmemiştir ve görülmeyecektir" açıklamasını değerlendirdi.
 
Ahmet Hakan'ın bu açıklamasını, 'Uçurtmayı Vurmasınlar' filminin meşhur "Ben işemedim ki Miki işedi" repliğine benzeten Ümit Alan yazısında gazetelerle reklam arasındaki ilişkiyi inceledi.
 
Gazetelerin özellikle bölge eklerini reklamverenlerini tavlamak ve reklam almak için çıkardığını belirten Ümit Alan reklamların zorunluluğunu "Bedava haber okuma fikrini kabul ettiğimizde bunlar da yanında geliyor" diyerek tanımladı.
 
Ümit Alan'ın yazısı şöyle:
 
Uçurtmayı Vurmasınlar filminin meşhur repliğidir. Annesiyle birlikte cezaevinde kalan küçük Barış, gece annesiyle birlikte yattığı yatağa işemiştir. Annesi sinirle uyanır ve Barış’ı azarlamaya başlar. Barış, çocuk zekâsıyla külodundaki çizgi film karakterini işaret eder ve cevabı yapıştırır: “Ben işemedim ki Miki işedi.”
 
Geçen hafta Can Yayınları Yönetim Kurulu Başkanı Can Öz’ün tweetiyle öğrendik. Hürriyet gazetesinde “Türkiye’nin en iyi işverenleri” arasında anılmak için parayla satılan bir röportaj tarifesinden söz ediyordu. Gelen e-mailin ekran görüntüsünü de paylaşmıştı. Özetle bedeli karşılığında röportaj ve / veya ilan yayınlama teklif ediliyordu. Üstelik alışılan uygulamanın ötesinde “Advertorial çalışmanızın hiçbir yerinde “bu bir ilandır” veya “advertorial” gibi ibareler bulunmayacaktır” deniliyordu.
 
 
Etik sınırın tamamen aşıldığı nokta da burasıydı. Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan da bunun üzerine cevabı yapıştırıyordu: “Hürriyet’in küçük ve orta boy işletmelere ulaşmak için bir yılı aşkın bir süredir çalıştığı bir ajans, birkaç küçük işletmeye bir mektup yazmış (…) O mektuptaki vaadin, herhangi bir yayınımızda zerresi bile görülmemiştir ve görülmeyecektir.”
 
Bir yılı aşkındır birlikte çalışmalarına rağmen Hürriyet’in nasıl bunda sorumluluğu olmuyor sorusunu cevaplamayacağım. O Miki’nin uzmanlık alanı. Ayrıca akademisyenler veya araştırmacı gazeteciler Hürriyet’in son birkaç yılda verdiği eklere ilişkin saha taraması yapıp bu sorunun cevabını bulabilirler. Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda ben daha çok reklam ve gazetecilik arasındaki bu zoraki flörte bir bakmak istiyorum.
 
Gazetelerin hafta sonu ekleri haricindeki birçok ekinin aslında reklamveren tavlamak için çıkarıldığını sektörde herkes bilir. Özellikle taşradaki KOBİ irisi markaların büyük gazetede reklamım yayınlandı egosunu okşamak için bölge ekleri çok popülerdir. Bu eklerin konusu, ucunda reklamveren oldukça her şey olabilir. Örneğin; ‘sağlıklı yaşam’ diye bir ek çıkarıp bu konularda iddiası ve iletişim ihtiyacı olan markalara gidebilirsiniz. “Siz bir reklam çıkın biz de yanında bir haberinizi yayınlayalım” teklifi oldukça alışıldık bir tekliftir. Zaten matbu gazetelerin yok olmak üzere olduğu kavşakta bu eklere özel bir önem atfedemeyiz, çoğunlukla etkisizdirler. Bu uygulama etik olarak hep problemli olmakla birlikte bu gazetelerin sahiplik yapısı ve genel olarak halleri ortadayken bu detayları konuşmaya pek sıra gelmez.
 
Yazının devamını okumak için TIKLAYINIZ
 
twitter takip