Fatih Portakal İmamoğlu'nun o görüntülerini yayınlamalı mı?

Fatih+Portakal+%C4%B0mamo%C4%9Flu%E2%80%99nun+o+g%C3%B6r%C3%BCnt%C3%BClerini+yay%C4%B1nlamal%C4%B1+m%C4%B1?
ABONE OL

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici bugün yayınladığı yeni yazısında CHP'nin İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun Ordu Havalimanı'nda yaşadığı VIP krizi ve Vali Seddar Yavuz'a hakaret ettiği iddialarını içeren haberleri analiz etti.

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici bugün yayınladığı yeni yazısında; CHP'nin İBB Başkan adayı Ekrem  İmamoğlu'nun Ordu Havalimanı'nda yaşadığı VIP krizi ve Vali Seddar Yavuz'a hakaret ettiği iddialarını içeren haberleri analiz etti.

İmamoğlu'nun Trabzon, Giresun ve Ordu’da yaptığı mitinglerin, VIP krizinin ve vali Seddar Yavuz'a 'itlik yaptı' dediği iddialarının iktidar yanlısı ve muhalif medyada nasıl farklı yer aldığını analiz eden Faruk Bildirici "Görüntüleri izledim. Valiye hakaret etmiş ama hakaret içerdiği için yayınlamıyoruz" diyen Fox TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal'ın da bu görüntüleri yayınlaması gerektiğini söyledi.

Faruk Bildirici ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde maden faciası sırasında Soma'da bir genci tokatladığı görüntülerini yayınlayamayan medya kuruluşlarının şimdi Ekrem İmamoğlu haberlerine karşı tutumunu da eleştirdi.

Faruk Bildirici'nin yazısı şu şekilde: VIP krizi haberlerinin analizi:    

Şüpheci ve objektif gazetecilik herkese lazım!

Seçildikten sonra mazbatası geri alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ve beraberindekilerin Orgi Havalimanı’nda VIP’e girişinin engellenmesi ve o sırada yaşananlar, şüpheci ve objektif gazeteciliğin ne denli zorunlu olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bu sonuca, VIP’te yaşananlarla ilgili beş günlük haberleri tarayarak ulaştım. Baştan alıp anlatayım, medyada kriz haberciliğinin nasıl bir rota izlediğini, eksiklerini, yanlışlarını… Olayın başlangıcı, 4 Haziran günü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Trabzon Havalimanı VIP çıkışında İmamoğlu’nu bekleyenlerden biri tarafından protesto edilmesine dayanıyor.

Buna sinirlenen Soylu, ertesi gün Arnavutköy’de Trabzonlular Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen programdaki sözleriyle engellemenin sinyalini veriyor: “Aslında VIP’den geçme hakkı yok.

Bizim geçtiğimiz yerden geçme hakkı söz konusu değil ama arkadaşlar nezaket göstermişler, ‘Buradan geç’ demişler.” Soylu’nun bu sözleri, İmamoğlu ve beraberindekilerin bir daha VIP’ten geçemeyeceklerini gösteriyordu. İmamoğlu ve beraberindekiler, bu işareti almadılar ya da ihtimal vermediler ki, aynı akşam Ordu Havaalimanı’nda doğrudan VIP salonuna yönelmişler.

Olanlar olmuş orada. 6 Haziran tarihli gazetelerde VIP’teki gerginlikten bahis yoktu. Çünkü olay, akşam 22.20 sıralarında olmuş. İktidar yanlısı gazeteler, İmamoğlu’nun Trabzon, Giresun ve Ordu’da büyük kalabalıklara hitap ettiği mitingleri hiç görmemişti.

Sadece Sözcü, Cumhuriyet ve Birgün ilk sayfadan haber yapmıştı, İmamoğlu’nun Karadeniz’de gördüğü büyük ilgiyi. Hürriyet’te ise içerde kibrit kutusu kadar bir haber vardı.     

Valiye hakaret etti mi?

Valiye hakaret tartışmasını büyüten İçişleri Bakanı Soylu ve Ordu Valiliği’nin açıklaması. Açıklamada özetle “VIP salonu içerisindeyken Ekrem İmamoğlu kendisine refakat eden polislere hitaben ‘Bu vali tam bir it’ ifadesini kullanmıştır” deniliyordu.

İmamoğlu hakkında olumlu gelişmeleri ve konuşmalarını haber yapmayan iktidar yanlısı medya bu açıklamalarla harekete geçti.

Valiye hakaret konusu o gün internette 7 Haziran’da da bu gazetelerin manşetindeydi; Sabah: CHP adayının zorbalığı, Akşam: Maske VIP’te düştü, Star: CHP adayından VIP küfür, Türkiye: Valiye hakaret etti, Yeni Şafak: Maganda.

Bu haberlerin ortak özelliği, İmamoğlu’nu yargılayan bir dil kullanmaları, valiye “it” dediği suçlamasını kesin bilgi olarak sunmaları ve bu iddiayı yalanlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un açıklamalarına hiç yer vermemeleriydi.

Sözcü, Milliyet, Posta ve Evrensel engellemeyi başlığa çıkarırken hakaret iddiasına hiç girmemişti. Hürriyet iç sayfadaki küçük haberde Soylu’nun “Valiye it dedi” sözlerine yer vermişti. Cumhuriyet ve Birgün, hem valilik hem de Torun’un açıklamasına dayanarak dengeli biçimde yansıtmıştı okurlarına.

 Fatih Portakal yayımlamalı mıydı?

İktidar medyasındaki aleyhte kampanyayla birlikte sosyal medyada büyük gürültü koptu. AKP’liler, “İmamoğlu valiye it dedi” diye yazarken, İmamoğlu’nu destekleyenler bu iddiayı reddediyorlardı.

Bütün bunların üzerine bir de o akşam Fox Tv ana haberde Fatih Portakal’ın sözleri geldi. “Görüntüleri izledim, Valiye hakaret etmiş ama hakaret içerdiği için yayınlamıyoruz. Validen özür dilemesi gerekli” dedi özetle. Bunun üzerine iki taraftan da eleştiri yağmuruna tutuldu Portakal.

Bir taraf “Görüntü varsa neden sansürlüyorsun?” diye yükleniyordu, öbür taraf “Böyle bir görüntü olamaz, it dememiş” diye savunuyordu.

Gazetecinin bir hakareti yayın yoluyla taşımaması gerektiği doğru. Ama burada söz konusu olan seçimde aday olan bir siyasetçi, muhatabı da vali. Hele de siyasetin ve taraftarlarının bu kadar kutuplaştığı bir dönemde Portakal’ın “Ben gördüm” demesi, hakaret olduğuna tanıklık etmesi yetmez; izleyicilerine de göstermesi gerekirdi...

Erdoğan’ın tokadı İmamoğlu’nun hakareti!

Sonuç olarak, medyanın “VIP krizi” konusundaki tavrı, bu dönemin gazeteciliğinin yeni bir örneği oldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 2014 yılında Başbakanlığı sırasında maden kazası sonrasında gittiği Soma’da kendisini protesto eden genci tokatladığı görüntüler ortaya çıkmasına rağmen bu vakayı yazamayan, kendisine “Tokatladınız mı?” diye bile soramayan medya şimdi her şeyi bir yana bırakıp günlerce muhalif adayın hakaret iddiasının üzerine gitti.

VIP meselesine gelince gazeteciler ve medya kuruluşları, adaylardan birini desteklese bile bu süreçte objektif davranabilmeli; önlerine gelen verilere şüpheyle bakabilmeli, iki tarafın görüş ve açıklamalarını da yansıtmalı, doğrulanmış bilgilerin hiçbirini okurlardan, izleyicilerden gizlememeliydi. İktidar yanlısı medya, seçim sürecinin başından itibaren izlediği tek yanlı yayın politikasını VIP krizinde de sürdürdü. İmamoğlu hakkında etiketleyici, suçlayıcı haberler yapmakla kalmadılar; Karadeniz’deki görkemli mitingleri görmezden geldiler; VIP krizinde lehinde olabilecek bilgileri okura yansıtmadılar. Çoğu zaman adını bile kullanmaktan kaçınıp “CHP adayı” deyip geçtiler.

AKP’nin adayı Binali Yıldırım’ın, Fener Rum Patriği Bartholomeos için “ekümenik” ifadesini kullandığı ve sonra sildiği paylaşımıyla ilgili haber de yapmadılar. İmamoğlu’nu destekleyen medya kuruluşları da verilere objektif yaklaşamadılar; hakkında olumsuz olabilecek bilgilerin doğru olabileceğini kabullenemediler. En son İmamoğlu’nun kendi sözlerini bile aleyhte yorumlamamaya gayret gösterdiler. Şüpheci gazetecilik yapamadılar… Böylesi taraf gazetecilik tuttuğu tarafa da zarar verir. Gazetecinin görevi doğruyu söylemek, gerçeği ortaya çıkarmak için çaba göstermektir. Bu işlevi sayesinde hatalardan korur ve yeni hatalar yapılmasını önler… Aksi halde herhangi bir futbol takımı taraftarından farkı kalmaz gazetecilerin. 

FATİH PORTAKAL TEKRAR 'O GÖRÜNTÜLERİ İZLEDİM' DEDİ!

Öte yandan; Fatih Portakal dün akşam yayınlanan Fox Ana Haber Bülteni'nde Ekrem İmamoğlu'nun Ordu Valisi'ne 'İtlik yaptı' dediği görüntüleri izlediğini ancak bu ifadeler nedeniyle RTÜK'ten kanala ceza gelmemesi nedeniyle yayınlamadığını ifade etti.

Fatih Portakal dün akşamki ana haber bülteninde; Biz kamuoyunu ne ilgilendiriyorsa, gerçeklik neyse onun haberini zaten paylaşıyoruz. O görüntüyü ben izlememiş olsaydım o cümleleri etmezdim zaten. Ben 6 Haziran günü o cümleleri kurarken gerçekler üzerine bunu söylüyordum. Kendi kulaklarımın ben ne duyduğunu biliyorum. Çünkü RTÜK denen bir kurul var. Bazı ifadeleri yayınladığınızda basın yoluyla bu hakaretin yayılması nedeniyle size ceza verebiliyor. Biz mayınlara basmadan hareket etmeye çalışan bir kanalız. Bir haberi 100 kere düşünerek yapıyoruz. Evet benim Ekrem İmamoğlu ile özel bir arkadaşlığım var üniversite yıllarından. Ama bu yarışa girdiğinde ona da söylemiştim. 'Sen şu anda diğer rakiplerden farklı değilsin' demiştim" ifadelerini kullandı.

Portakal bu açıklamasının ardından sosyal medyada gündem oldu ve ünlü haberci için "Eğer söz ettiysen o görüntüleri yayınlamak zorundasın. RTÜK'ün o görüntülere ceza vermeyeceğini adın gibi biliyorsun. Bu iş giderek ikinci bir Kabataş olayına dönmeye başladı. Buna alet olma" yorumları yapıldı.

 

 

 

 

twitter takip