Fatih Altaylı 'Wikipedia rezalet' dedi! Yandaş medya yazısında kimi işaret etti?

Fatih+Altayl%C4%B1+%E2%80%99Wikipedia+rezalet%E2%80%99+dedi%21;+Yanda%C5%9F+medya+yaz%C4%B1s%C4%B1nda+kimi+i%C5%9Faret+etti?
ABONE OL
Habertürk yazarı Fatih Altaylı bugün kaleme aldığı köşe yazısında; 2,5 sene erişime kapalı kaldıktan sonra 15 Ocak'ta açılan internet ansiklopedisi Wikipedia'yı kaleme aldı. Altaylı, yazısında; Habertürk'ün bir diğer köşe yazarı Murat Bardakçı'nın açıklamalarına katıldığını belirterek, Türkçe Wikipedia'nın eksik ve yalan içeriklerle dolu olduğunu ifade etti. Wikipedia'nın içeriğini 'rezalat' olarak tanımlayan Fatih Altaylı, "Wikipedia özensizlik, ilgisizlik üzerine inşa edilmiş. Ama burada doğru olan kapatılmasını ya da yasaklı kalmasını istemek değil, düzeltilmesini talep etmek. Güvenilir bir kaynak haline gelmesi için çaba göstermek ve bunu talep etmek" ifadelerini kullandı. FATİH ALTAYLI'NIN BUGÜNKÜ YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ! ÇARPICI YANDAŞ MEDYA YAZISI Öte yandan; Fatih Altaylı'nın geçtiğimiz günlerde yazdığı yandaş medya yazısı da medya dünyasında dikkat çekti. Siyasi gerilimin giderek arttığı dönemde medya organlarının da takındığı siyasi tutuma göre ayrıldığı dönemde, yandaş medya söylemine karşı olduğunu belirten Fatih Altaylı yazısında, "İsteyen herkes istediği herkese yandaş olabilir" ifadelerine yer verdi. Dünyanın en demokratik, hukuka gerçekten saygı duyulan ülkelerinde bile böyle medyalar olabileceğini söyleyen Fatih Altaylı, doğru olmayan tek durumun ise; karşı tarafa yalan ve iftiralarla saldırmak olduğunu yazdı. "Tuttuğunuz tarafı istediğiniz gibi methedebilir, övebilir, göklere çıkarabilirsiniz. Ama karşı tarafa saldırmak, karşı tarafı mesnetsizce karalamak, karşı taraf hakkında gerçek dışı algılar yaratmaya çalışmak ayıptır, rezilliktir" diyen Fatih Altaylı yazısına gelen tepkiler nedeniyle ertesi gün de bu konu hakkında yazmaya devam etti. Altaylı dün yazdığı yazısında da; medya grupların siyasilere verdiği desteğin nedeninin maddi mi yoksa duygusal mı olduğu üzerinde durdu. Emin Çölaşan, Hasan Karaya, Abdurrahman Dilipak'tan örnek veren Altaylı bu isimlerin taraflarını paraya göre seçmediklerini belirterek "Yoksa dün FETÖ’nun kayığında, bugün başkasının yalısının balkonunda menfaat karşılığı oturup bağıranların yandaşlıklarından bahsedilemez. Onların ki gazetecilik değildir çünkü. Satılmışlığın yandaşlığı olmaz. Ancak fiyatı olur" diyerek isim vermeden bazı meslektaşlarına sert bir gönderme yaptı. Bazı sosyal medya kullanıcıları Altaylı'nın yalı göndermesini ise yine aynı gazetede köşe yazarlığı yapan Nagehan Alçı'ya yaptığı düşündü. Fatih Altaylı'nın kaleme aldığı yazılar şu şekilde: Hiçbir tarafın yandaşı olmamakla birlikte “yandaş medya” söylemine son derece karşıyım. Türkiye’de herkesin “kendi gibi düşünmeyenlere” karşı bir yaklaşımda olduğunu da görüyorum. Kayıtsız şartsız muhalefeti destekleyen iktidarı destekleyene, kayıtsız şartsız iktidarı destekleyen de muhalefeti destekleyene kızıyor ve “yandaş” diyor. Çok açık söyleyeyim, isteyen herkes istediği herkese yandaş olabilir. Bunda hiçbir mahzur, hiçbir antidemokratik durum yoktur. Dünyanın en demokratik, hukuka gerçekten saygı duyulan ülkelerinde bile böyle medyalar olabilir. Vardır da! Yani iktidarı veya karşıtlarını kayıtsız şartsız, kör olmuş bir şekilde destekleyebilirsiniz. Buna ayıplı bir durum denemez. Ayıplı olan şudur: “Karşı tarafa yalan ve iftiralarla saldırmak.” Tuttuğunuz tarafı istediğiniz gibi methedebilir, övebilir, göklere çıkarabilirsiniz. Ama karşı tarafa saldırmak, karşı tarafı mesnetsizce karalamak, karşı taraf hakkında gerçek dışı algılar yaratmaya çalışmak ayıptır, rezilliktir. O yüzden tuttuğunuzun tarafın “B.kunda boncuk var” demenize hiç karışmam. Ama rakip için “B.ku pis kokuyor” diyemezsiniz. Çünkü herkesin b.ku aynı derecede pis kokar. Yediklerine bağlı olarak! ... Dün “yandaşlık üzerine” yazdıklarımın bayağı bir tepki toplayacağını biliyordum. Öyle de oldu. Dün bıraktığım yerden devam edersek, elbette ki gazetecilerin, medyaların, medya gruplarının belirli bir siyaseti destekleme hatta duruma göre bunu körü körüne yapma hakları da bana göre bir tür fikir özgürlüğü kapsamında. Buna saygı duymamız lazım. Hoşumuza gitse de gitmese de. Ancak bunun “mali” tarafının da destek kadar “açık” ve şeffaf olması gerekiyor. Yani bu desteğin fikri mi yoksa “tamamen duygusal” dediğimiz türden mi olduğunu okurun bilmesi gerek. Medya grubu ya da gazeteci “desteği” karşılığında hak ettiğinin üzerinde bir gelir elde ediyor mu? Kamu kaynaklarından destekleniyor mu? Bu merkezi hükümet veya belediye olabilir, fark etmez. Ya da yandaş olmayanlar hak ettiğini alamamakla cezalandırılıyor mu? Yandaş olan gazeteciler okunurluk veya etkinliklerinin ötesinde ödüllendiriliyor mu, hak etmedikleri makamlara ya da köşelere getiriliyor mu, görevlerinin reel ekonomisinin üzerinde paralarla ödüllendiriliyor mu? Bunlar şeffaf olmadığı ve okur ya da toplum tarafından bilinmediği müddetçe hangi tarafta olursa olsun yandaşlık “zararlı” bir iş haline gelir. Ahlaksızlığa dönüşür. Mesele Emin Çölaşan’ı severiz veya sevmeyiz ama tarafını mali nedenlerle seçmediği, desteğinin satın alınacak türden olmadığından eminizdir. Ya da rahmetli Hasan Karakaya’nın veya Abdurrahman Dilipak’ın da beğenip beğenmediğimizden bağımsız olarak saflarını “satışa çıkarmadıklarını” biliriz. Yoksa dün FETÖ’nun kayığında, bugün başkasının yalısının balkonunda menfaat karşılığı oturup bağıranların yandaşlıklarından bahsedilemez. Onların ki gazetecilik değildir çünkü. Satılmışlığın yandaşlığı olmaz. Ancak fiyatı olur...  
twitter takip