Ebru Şallı kaybettiği oğlunun ardından konuştu: 'Mezar taşında adını gördüğüme inanamıyorum'

Ebru+%C5%9Eall%C4%B1+kaybetti%C4%9Fi+o%C4%9Flunun+ard%C4%B1ndan+konu%C5%9Ftu:+%E2%80%99Mezar+ta%C5%9F%C4%B1nda+ad%C4%B1n%C4%B1+g%C3%B6rd%C3%BC%C4%9F%C3%BCme+inanam%C4%B1yorum%E2%80%99
ABONE OL

10 yaşındaki oğlu Pars'ı lenfoma hastalığı nedeniyle kaybeden Ebru Şallı, Anneler Günü'nde Ayşe Arman'a röportaj verdi ve yaşadığı acıyı anlattı. Şallı, 'Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ömür boyu da yakacak' diyerek yürek burkan açıklamalar yaptı.

Geçtiğimiz ay 10 yaşındaki oğlu Pars'ı lenfoma (lenf kanseri) nedeniyle kaybeden Ebru Şallı, Anneler Günü'nde gazeteci Ayşe Arman'a röportaj verdi ve yaşadığı acıyı anlattı.
 
Ayşe Arman'ın kişisel web sitesinde yayınlanan röportajda; yaşadığı evlar acısını anlatan Ebru Şallı,"Bu başka bir şeymiş. Hiçbir acıya benzemiyormuş! Bitiyorsun! Üstelik daha çok başındayım her şeyin. Bugün 22. gün. Hayatta olmadığını, nefes almadığını, bana, “Güzel annem” diyemeyeceğini, o tatlı gözleriyle derin derin bakamayacağını kabul edemiyorum. Ben Ponçik’le yaşıyorum hala" dedi.
 
Pars'ın iki sene hastalıkla mücadele ettiğini belirten Şallı, mezar taşında oğlunun adını gördüğüne inanamadığını ve öldüğünü ancak mezarına gittiğinde idrak edebildiğini anlattı. 
 
Ebru Şallı oğlunun ardından yaşadığı acıyı şu sözlerle anlattı:
 
Biz iki yıl çektik bu hastalığı, hastanede yaşıyor gibiydik. Son üç ayımız kötüydü. Ama hastane sürecinde çok güzel günlerimiz de oldu. Şimdi de sanki hala orada, sanki gidip görebilirim… Oysa Ponçik, Zekeriyaköy’de bir mezarlıkta… Toprağın altında… 
Mezar taşında, 10 yaşındaki oğlumun adını gördüğümde inanamıyorum… 10 yaş nedir ki?! Küçücüktü daha… Daha önünde yaşayacağı bir hayat vardı… Doyamadım oğluma… 
 
Hiçbirimiz doyamadık… (Ağlıyor) Sık sık gidiyorum yanına. Sohbet ediyorum. Sanki beni duyuyor gibi geliyor. Allah’tan yemyeşil bir yer, kuşlar ötüyor filan, mezarlığın güzeli olmaz ama burası, küçük bir çocuğu korkutmayacak bir yer.
 
Ponçiğimin enerjisi çok güzeldi, mezarlığının enerjisi de öyle. İşte orada dua ederken, “Evet ya, gitti!” diyorum. Artık hastanede ve hayatta olmadığını ancak mezarlıktayken idrak edebiliyorum… Ama normal di mi? Çok yeni daha. Kafam gidip geliyor. Durup dururken ağlamaya başlıyorum mesela. Kabullenme sürecindeyim belki de. Gerçi 2 yıldır acı çekiyordum. Yansıtmamaya çalışsam da gerçek bu…
 
"Ateş düştüğü yeri yakar" diyen Şallı sözlerine şöyle devam etti:
 
Hissettiğim acı işte o ateş topu… Birileri, içime atmış gibi. Üzerinde alevler olan bir top. Oradan oraya çarpıyor içimde. Dönüyor dönüyor, tüm vücudumu sarıyor. Sonra kora dönüyor, o koru da hissediyorum.
 
“Bitti mi yoksa?” derken, yangın tekrar başlıyor. İlacın ya da herhangi bir şeyin fayda edeceğini düşünmüyorum. Belki mental olarak bir süre edecektir. Ama sürekli ilaçla da yaşanmaz. Yapacak bir şey yok, ateş düştüğü yeri yakıyor. Ömür boyu da yakacak.
 
Yürek burkan açıklamalar yapan Şallı, uyuyamadığını ve ilaçlarla uyuyup Ponçik diye söz ettiği oğlunu rüyasında görebilmek için dualar ettiğini de anlattı. 
 
Röportajın tamamını okumak için TIKLAYINIZ
twitter takip