Yaklaşık 3 senedir yayın yapan ahvalnews.com adlı internet sitesi bir çalışanın haklarının gasp edildiği yönündeki iddialarına cevap verdi.
ahvalnews.com internet sitesi Dicle Eşiyok adlı bir çalışanlarının haber başına aldıkları telif ücretinin yarı yarıya düşürüldüğü ve buna itiraz eden çalışanların işine son verildiği gibi iddialarına cevap verdi.
Dicle Eşiyok isminin takma bir isim olduğunu ve çalışanın gerçek ismini güvenlik nedeniyle açıklamayacaklarını belirten ahvalnews.com yetkilileri söz konusu kişinin iddialarını yalanladı.
Hiçbir çalışanın hakkını yemediklerini ve ödemelerini aksatmadan yaptıklarını belirten ahvalnews.com Covid-19 salgınından etkilendiklerini ve yazarlarını mecburi bir kısıtlamaya gidecekleri konusunda bilgilendirlerini, yazarların da bu durumu anlayışla karşıladıklarını ve bedava yazın gibi baskı uygulamadıklarını ifade etti.
Ahval, söz konusu iddialarda bulunan takma isimli Eşiyok'un kurumlarını daha fazla para kazanabilmek için kandırdığı ve bir sahterkarlık düzenlediğini de sözlerine ekledi.
Ahval açıklamasında; Eşiyok'un kendisi gibi takma isimle yazacak bir muhabir bulduğunu ancak bu kişinin kendi kızı olduğunu kendilerinden saklayarak onun yerine yazdığı yazılarla daha çok para almaya çalıştığı ve bu ortaya çıkınca işine son verildiğini anlattı.
Ahval'dan yapılan açıklama şu şekilde:
Sevgili Ahval okurları,
Twitter'de Dicle Eşiyok ismine ait olduğu sanılan bir hesaptan son günlerde kurumumuza ve biz kurum çalışanlarına yönelik iftiralar ve yalanlar üzerine zorunlu bir açıklama ihtiyacı doğmuştur.
Esasen Dicle Eşiyok ismi bir fiziksel kişiye ait değildir. Bunun bir takma isim olduğunu, Ahval'e müstear adla yakın bir zamana kadar yazdığı yazılardaki imzalardan biliyoruz.
Bildiğimiz bir başka gerçek, yaptığımız araştırmalarda söz konusu kişinin ismi arkasında Ahval'in bir ahlaksızlık ve sahtekârlıkla karşı karşıya olduğudur.
Olayın aslı kısaca şudur:
Dicle Eşiyok ismiyle yayılan sosyal medya iftira ve yalanları, geçen hafta bu gerçeğin ortaya çıkması nedeniyle işine son verilen bir editörden kaynaklanmaktadır. İşe alınırken Türkiye'deki malum baskı ortamı ve güvenlik nedenleriyle isminin saklı kalmasını talep eden ve bu şartlarda çalışan bu editörün kimliği bizde saklıdır.
Söz konusu editör çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra bir muhabir bulduğunu ancak bu muhabirin de benzer güvenlik nedenleriyle müstear isimle haber yazmak kaydıyla Ahval'e katkıda bulunmak istediğini belirtmiştir. Ahval ekibi, içinde karşılıklı güven esasına dayalı olarak çalıştığı için bu talebi kabul etmişti. Eşiyok müstear adlı kişiye katkıları nedeniyle tüm ödemeleri sonuna kadar eksiksiz olarak yapılmıştır. Bu bilgiler muhasebe kayıtlarımızda mevcuttur.
Ancak söz konusu editör, Dicle Eşiyok takma isminin asıl sahibinin kendi kızı olduğunu, yani yakın aile bağını bölüm editörü Ergun Babahan'a söylememiş, gizlemiştir. Daha ötesi, Eşiyok müstear adlı kişinin esasen gazeteci olmadığı, onun yerine yazdığı anlaşılan söz konusu editörün paravan işlevi gördüğü de yaptığımız araştırmalar ardından sonradan ortaya çıkmıştır.
Onun imzasıyla çıkan haberler, editör masasından geçerken, içeriğin kabul edilir profesyonellikte yazılmış ürünler olması dolayısıyla da uzun bir süre şüphe uyanmamıştı. Eşiyok imzalı haberlerin bu yüzden söz konusu kişinin annesi olan editör tarafından, kurumun güvenini suistimal ederek, gizlice fazladan para kazanmak için yazıldığı sonucuna varılmıştır.
Kısacası, suç olmasa bile, meslek ahlakı ve etiğini ayaklar altına alan bir durum ortaya çıkmış ve Ahval'de çalışan editörün işine son verilmiştir. Ortada bir sahtekârlık vardır. Daha da önemlisi; Türkiye'de işsiz kalmış, haber yazarak emeğinin karşılığını almak isteyen gazetecilerin hakkına dolaylı tecavüz söz konusudur.
Ahval yönetimi ve ekibinin, kuruluşundan beri oluşturduğu ilkeler doğrultusunda, böyle bir ahlaksızlığa izin vermesi söz konusu olamazdı.
Şunu da belirtmekte yarar görüyoruz: Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana Ahval'e katkıda bulunan hiçbir meslektaşımızın hakkının yenmesine izin vermedik, ödemelerin aksaksız olarak yapılmasını sağladık. Öyle olmasaydı, bu zaten er veya geç duyulur, kurumumuza güven kalmazdı.
Covid-19 krizi dünyayı vurunca biz de bundan kısmen payımızı aldık. Nisan ayı başında tüm yazarlarımıza üzülerek bu şartlarda telif ödemelerinde mecburi bir kısıntıya gideceğimizi duyurduk. Hepsi tanığımızdır. Hiç kimsenin hakkı gasp edilmemiştir. Hiç kimseye "Bize bedava yazın" baskısı yapılmamış, ortaya çıkan tasarruf durumu izah edilip herkes kararında serbest bırakılmıştır.
Yazarlarımızın hemen tümünün bu durumu anlayışla karşılamasından ötürü de sevinçliyiz.
Eşiyok kaynaklı iftira ve yalanların gerçek arka planı budur. İsmini her şeye rağmen güvenlik nedeniyle saklı tuttuğumuz editör bir açıklama yapmak isterse, kendi kimliğini açıklayarak yapabilir.
Ahval, kuruluşunu ilk gününden beri olduğu gibi hiçbir cemaatle, sosyal veya siyasi grupla, hizip veya parti ile organik, ideolojik ve/veya maddi bir ilişki içinde olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Bunun aksini iddia ve ispat niyetiyle iftira ve bilgi kirliliği yayanlar için, üç yıla yakın süreyi kapsayan haber ve yorum içeriğimiz olduğu gibi kamuya açıktır. Boşa çaba sarf edildiği kolayca anlaşılacaktır.
Küresel krize ve yansımalarına rağmen aynı güç ve şevkle, temel ilkelere sonuna kadar bağlı, bağımsız ve özgür bir haber kurumu olarak yolumuza devam etmekteyiz ve edeceğiz.
Son olarak rakibimiz olan ilkeli medya kuruluşlarına da bir çağrımız var: Evvelce de bazı "vukuatları" olduğundan haberdar edildiğimiz bu editör hakkında sizleri de dikkatli olmaya davet ediyoruz.
Türkiye'de eleştirel ve dürüst medyanın gücü ve güvenilirliği, ancak içindeki çürük elmalar ayıklandıkça artacaktır.
Ahval için konu kapanmıştır.
Ahval çalışanları
