Lafı hiç eğip bükmeye gerek duymadan...
- “Ama şöyle, ama böyle” demeden...
- “Karşı taraf da şöyle yapıyor, böyle yapıyor” demeye tenezzül etmeden...
- Kendi mahallelerinden gelecek her türlü eleştiriyi göze alarak...
Ekrem İmamoğlu’nun yanlışına yanlış deme erdemini gösterdiler, gösterebildiler.
*
İşte bu yüzden...
Emin Çölaşan, Fatih Portakal, Yılmaz Özdil ve Barış Yarkadaş’ı kutluyorum, “Helal olsun” diyorum, tebrik ediyorum.
*
- Cepheleşme illetinin yol açtığı “Herkes karşı tarafı eleştirsin” ilkesini tuzla buz ettikleri için bravo onlara!
*
- “Yanlışı yapan bizim taraftan olunca susarız” yaklaşımını çöp sepetine fırlattıkları için helal olsun onlara!
*
- “Yanlış yapsa da İmamoğlu’nu yıpratmayalım, ilerisi için ondan beklentilerimiz var” demedikleri için tebrikler onlara!
*
İki ayrı mahalleye bölünme belası var ya başımızda...
Bu beladan kurtulacaksak...
Ancak böyle yaklaşımlar sayesinde kurtulacağız inşallah!
TÜRKİYE'NİN EN TEHLİKELİ MESLEĞİNİ AÇIKLIYORUM
EN tehlikeli meslek:
Tartışma programında moderatörlüktür.
*
- Her an arada kalabilirsin.
- Ayırmaya çalışırken yumruk yiyebilirsin.
- Atılan bir bardak yüzüne isabet edebilir.
- Konuklar bir anda anlaşıp seni hedef alabilir.
- Herkes kendini kurtarır, olan sana olabilir.
- Avuç avuç antidepresanlar bile fayda sağlamayabilir.
- Stresten tırnak yemeye başlayabilirsin.
- Her program bittiğinde kendini Waterloo Savaşı’ndan çıkmış gibi hissedebilirsin.
- Gerilim anlarında felç geçirebilirsin.
- Üç gün dinlensen kendine gelemeyebilirsin.
*
Gerçekten de şu anda Türkiye’nin en tehlikeli mesleği tartışma programı moderatörlüğü...
Üstelik baretsiz, çelik yeleksiz, yani savunmasız, yani önlemsiz, yani her türlü tehlikeye acayip açık biçimde icra edilmekte...
* Ayrıca bütün kesimlerin aynı anda tüm hınçlarını üzerlerine çekme meselesi var ki... O konuya girmiyorum bile.
Aldıkları parayı sonuna kadar hak ediyorlar deyip kaçıyorum.
Yazının devamını okumak için tıklayınız