Dün Bilgi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Yerelde Siyasal İletişim ve Kampanya” başlıklı panelde, 31 Mart 2024 yerel seçiminde CHP’nin başarılı olduğu Manisa ve Eskişehir belediyeleri konuşuldu.
Prof. Dr. Aslı Tunç’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin konuşmacıları Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Basın Danışmanı Önder İnce ve Eskişehir Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü Uğurcan Usgül, bulundukları bölgelerde kampanya süreçlerini nasıl oluşturduklarını ve seçimi hangi koşullar altında kazandıklarını anlattılar.
Panelde sözü ilk alan CHP’den seçilen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in Basın Danışmanı Önder İnce oldu:
“6 Ocak 2024’te önümüze bir anket geldi. Aramızda 18 puan fark vardı. Bir önceki belediye başkanı nevi şahsına münhasır bir kişi. Manisa’da yaklaşık 3 bine yakın evi var. Topraktan zengin bir ailenin çocuğu. Belediye başkanlığı döneminde o zenginliğine zenginlik de katmış. Kendi koruma eskortuyla belediyeye gidip bütün güvenlikleri hazır olda bekletip 10. kata çıkan, özellikle de son dönemde kimseyle ilişki kurmayan, sonrasında da Çeşme’de, İzmir’de hayatını sürdüren bir belediye başkanıydı.
Tabii ilk olarak 3T dediğimiz formülü uyguladık. Yani önce teşhis ederiz, sonra kendimizce bulduğumuz yanlışları teşhir ederiz, en sonunda da tedavi yöntemlerimizi koyarız ve buna uygun kampanya süreçleri yürütmeye çalışırız. Bizim adayımız Manisa’nın evladı bir mimar ve daha önce kent suçlarına karşı mücadele etmiş bagajı temiz bir adaydı.
2019’daki yerel seçimlerde Millet İttifakı olarak İYİ Parti adayını desteklediğimizde yüzde 38,05 oy alınmış ama MHP’nin adayı yüzde 55 ile seçilmiş. Son yerel seçimde ise biz 507 bin oy aldık rakibimiz 250 binde kaldı. Yani eksi 20’den gelip 22 puan fark attık. Tabii ki bu dönüşüm sürecinde alan hakimiyeti ve çözümlemesi yaparken ilk defa CHP’ye oy vereceğini söyleyen AK Partili ve MHP’li seçmenlerle karşılaştık. İşte orada tam da bizim alanımızı çok ilgilendiren bir dijital kampanyaya dönüştü süreç. Çünkü Manisa’da X’ten ziyade Facebook ve TikTok kullanıcısı çok yüksekti. Videolarımız bir anda 70-100 bin izlenmeye başladı. Çünkü konvansiyonel medyayı değil dijitali kullandık. Bunu da hap şeklinde sunduk."
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan 19 Mart operasyonlarıyla ilgili tabanı milliyetçi olan Manisa’da ciddi bir tepkiyle karşılaşmadıklarını söyleyen İnce, “İdeolojik kırılma biraz zaman alacak ancak daha hak temelli bir şey ortaya koyduğumuzda çok büyük eleştirilerle karşılaşmıyoruz. Ama “Biz seni Ekrem Başkan’ı savunasın diye seçmedik” diyenler de oluyor Ferdi Başkan’a. Ancak bunu söyleyenlerin oranı yüzde 10’u geçmez” dedi.
Eskişehir’in efsane Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in ardından kentin yeni CHP’li belediye başkanı olan Ayşe Ünlüce’nin seçim kampanyasına ilişkin gözlemlerini anlatan Eskişehir Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü Uğurcan Usgül ise süreci şu sözlerle aktardı:
“İlk olarak Yılmaz Büyükerşen dönemi nasıl doğdu onu anlatmak lazım. Yılmaz Hoca’nın artık rektörlük dönemi bitmiş, öğrencileri ve akademisyenler “bırakmayın” diye ağlarken, Yılmaz Büyükerşen’e rahmetli Bülent Ecevit’ten teklif gidiyor ve Büyükerşen belediye başkanlığına böyle aday oluyor. O dönem Eskişehir’dekiler “Hocam bize akıl verme, para ver” diyorlar. Yılmaz Hoca da üniversitede şehirle ilgili yaptığı bütün bilimsel çalışmaları ve projeleri akademisyen ekibini de yanına alarak “26 hedef 26 proje” adlı bir seçim kampanyası başlatıyor. 1999’da seçimi kazanıyor ancak o dönem aynı zamanda 17 Ağustos depremi oluyor. Dolayısıyla elimizdeki bütün makina ve ekipmanları deprem bölgesine yolluyoruz ve makina parkuru, itfaiye araçları deprem bölgesinde eskidiği için Yılmaz Hoca’nın elinde hiçbir şey kalmıyor.
Ardından ekibini İtalya’ya gönderiyor, ellerinde metrelerle gondol, kano ölçüleri alıyorlar. Yılmaz Hoca hepsini sınava tabi tutuyor. Sonra da Eskişehir’e dönünce “Şimdi gördüğünüz her şeyi bu şehre yapmanızı istiyorum” diyor. Daha sonra Yılmaz Hoca yıllarca bu projelerini yapmaya devam etti.
31 Mart yerel seçim süreci bizim açımızdan başta çok karışıktı. Çünkü Özgür Bey geliyor Eskişehir’e, genel merkezden ekipler geliyor, Yılmaz Bey “bırakmayacağım" diyor… Bu süreçte ne şehir ne de parti Yılmaz Hoca’yı kırıp bir saygısızlık da yapmadı ve diyalogla ilerledi. Ayşe başkanımız o dönemde genel sekreterimizdi. Başarılı da bir genel sekreterdi. Ama ne böyle bir hedefi vardı ne de siyasi arenada konuşulan biriydi. Ayşe Başkan önce belediye meclis üyesi adayı oldu, sonra Büyükşehir Belediye Başkan Adayı. Önce şaşırdık “nasıl olacak” dedik. Bir süre sonra saha ziyaretlerine başlayınca “oluyor galiba”, bir 10 gün sonra da “ne güzel oldu” dedik. Yani kimse yadırgamadı.
Kampanyalarımız hep şöyle olur: Kampanya takvimi belli olur, ekip kurulur ve biz hep belediye ekipleriyle çalışırız. Çünkü örgütün pratiklerinden kaynaklı bazı hataları sıkıntıları olur. O yüzden biz de belediyelerdeki kadrolarımızla ve akademisyen anlamında ekiplerle besleyerek birlikte çalışırız. Genellikle özel ajanslarla çalışmayız. Bu süreçte çok sağlam bir kampanya yürütüldü, Eskişehir halkı da aklıselim hareketi gördü ve sahip çıktı. “