Ana Sayfa

Yerelde gazeteci olmak: Gazetecilik ruhunu kaybettik, teknoloji tembelleştirdi



Gazetecilik sektörünün en hareketli mecrarası olan yerel basın, ekonomik ve teknolojik yaralar almasına rağmen ‘yerel medya’ya dönüşerek varlığını sürdürmeye devam ediyor. Yerel basını olumsuz etkileyen en önemli sebepler arasında, ‘Gelişime ayak uyduramayan veya dönüşüm yüzünden gazeteciliğin aslını unutan kişilerin meslekte var olması’ yer alıyor. Kendini daima yetiştirmeye adayan gazeteciler sayesinde yerel medya, vatandaşların bilgilenmesi konusunda basının çekirdeği olmaya devam edecek.



Ayşegül Gedik / Gazeteci Adayı

2424aysegulgedik@gmail.com

 

Belirli bir bölgede konumlanmış, o bölgede yaşayan insanları ilgilendiren yerel basın, dinamik bir gazetecilik örneği sergiliyordu. Mahalli yönetimlerde kamu ile vatandaşların arasında köprü görevi görerek bilgi alışverişini sağlayan yerel basın, günümüzde ‘yerel medya’ olarak adlandırılıyor. Gelişen ve değişen her şeye uyum sağlanıldığı gibi, gazetecilerinde sayısallaşarak ivme kaydeden haberciliğe aldanıp, gazetecilik yapmayı, özgün içerikler üretebilmeyi unutmamaları gerekiyor.

Gazetecilik yapmayan ancak imtiyazlarından faydalanan fırsatçıların ise önüne geçilebilmesi için günümüzde bir düzenlemeye ihtiyaç duyuluyor. Gazeteciler, muhatabını bildikleri takdirde yerel basının tüm sorunlarının aşılabileceği inancındalar. Yerel medya konusunda araştırmalar yapan ve mesleğe yıllarını adayan AYGAD Başkanı Ahmet Işıkdağ, UİGAD Genel Sekreteri Selçuk Taşdemir ve gazeteci-yazar Yusuf Özgür Bülbül, yerel medya ile ilgili  tespitlerini ve sorunlarla ilgili çözüm önerilerini aktardı.

* Ahmet Işıkdağ - AYGAD Başkanı

 

“Gazetecilik ruhunu kaybettik”

Anadolu Yazarlar ve Gazeteciler Derneği (AYGAD) Başkanlığını 2018 yılından beri sürdüren Ahmet Işıkdağ, yerel basın sorunlarının aslında basın mensuplarının meslek birlikteliği sağlayamamasından kaynaklandığını dile getiriyor. Habere giden gazetecinin bülten isteme lüksünün olmadığını savunan Işıkdağ, gazetecilik ruhunun kaybedildiğini, teknolojinin uyum sağlanacak bir araç yerine gazetecileri tembelleştirdiğini şu sözlerle açıklıyor: “Gazetecilik sıradanlaşıyor. Yerel basın teknolojiye uyum sağlayamayıp tembelleşiyor. Evrim geçiren habercilik gazetecilik ruhunun kaybolmasına neden oldu. Savaş Ay ve Mehmet Ali Birand kitlesi yok artık. Gazeteci yerinde sayamaz, kendini yeterlilik seviyesine getirmek durumunda copy paste yaparak habercilik yapanların vatandaştan bir farkı olmaz.

Türk basını, doğru habercilik yapıp dünyaya doğru haberler servis etmiş olsaydı, Suriye politikasında en azından dünyanın yüzde 50’si bize destek olabilirdi. Uğruna can verdiğimiz Filistin bile bu politikada bizi haksız buldu. Bu meslekte alaylı tabiri içerisinde yerinde saymayarak, yaşınız ne olursa olsun her gün kendinize bir şeyler katmalısınız. Biz bilmemeyi tercih ediyoruz. Eğitim çitamızı yükseltip ufkumuzu açabilirsek birçok şeyi aşarız. Hangimiz, kaç yabancı dil biliyor. Basın mensupları bilmemeyi tercih ediyor. Temel sorunumuz maalesef cehalet”

* Selçuk Taşdemir - UİGAD Genel Sekreteri

“Gazeteci Sorgulama Sistemi Oluşturulmalı Gazeteciler Muhatabını Bilmeli”

Uluslararası İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği (UİGAD) Genel Sekreteri Selçuk Taşdemir, yazılı basının internet yayıncılığından ayrı değil birlikte ilerlemesi gerektiği inancında. ‘Yerel basın biter / bitmez’ tartışmalarına “Yerel basın ulusal basının kaynağıdır, ilan alabilmek için varlığını sürdürmek zorunda” cümlesiyle noktayı koyan Taşdemir, Yerel basının itibarsızlaştırıldığının altını çizerek, gazetecilerin sorunlar karşısında başvuracağı bir muhataba ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Kurum kimliğini, gazetecilik yapmadan kullananları belirlemek için basit bir yazılımla ‘Gazeteci Sorgulama Sistemi’nin oluşturulması gerektiğini şöyle detaylandırıyor:

“Türkiye’nin, İletişim alanında muhatap alacağı bir Bakanlığa ya da Genel Müdürlüğe ihtiyacı var. Gazeteciliğin sorgulanabildiği GBT benzeri bir sistem, günümüzde gazetecilik yapmayan ancak imtiyaz sahibi olmak için kurum kimliği alan sahte gazetecilerin önüne bu şekilde geçilebilinir. Bu sorgulama sisteminin içerisinde Muhabir, editör, genel yayın yönetmeni hatta hukuk danışmanları da yer almalı. Devletin, İçişleri Bakanlığı bünyesinde iletişim alanından sorumlu bir birim dahi olabilir. Çözümler basit sadece adım atmıyoruz, gazeteciliği itibarsızlaştırıyoruz. Bir vatandaş turizm konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığını nasıl muhatap alıyorsa, bir gazeteci de İletişim Bakanlığını veya İletişim Genel Müdürlüğünü muhatap almalı. Gazetecilerin muhatap alacağı bir birim yok.”

“Yerel basın itibarsızlaşıyor”

“Bozuk Türkçeyle, anlamsız ifadelerle gazetecilik yapıyormuş gibi kendini lanse edenler, yerel basının itibarlaşmasına neden oluyor.” ifadelerini kullanan Selçuk Taşdemir şöyle devam ediyor:

“Meslek etiği ve denetimi uygulanıyor olsa, bu işler kaymakamlıklara, ilçe belediyelerince yönetilmiş olsa iyi ve kötü ayrışmış olur. Üniversite mezunları 212 basın sigortası, sosyal haklar istiyor ancak alaylılar işi ticari anlamda yapıyor. Yerel basında ekonomik anlamda üniversitelilerin isteklerini karşılayamadığı için istihdam edilemiyor. Kendi alanları içerisinde sömürülüyorlar.“212 basın sigortasına tabiyseniz gazetecisiniz, değilseniz gazeteci de değilsiniz” düşüncesi yanlış. Basın sigortasıyla gazetecileri kategorize etmek bu mesleğe yapılmış en büyük haksızlıktır. İnternet gazeteciliğine yönelenler için denetimler, her önüne gelenin gazetecilik yapmaması için gerekli.”

* Yusuf Özgür Bülbül - Gazeteci

Yerel medya üzerine hazırladığı dosya haber çalışmalarıyla tanınan gazeteci Yusuf Özgür Bülbül ise, yerel medyanın güçlü olmasını kentlerin gelişim düzeyine bağlıyor. “Yerel basın yerel demokrasi olarak karşımıza çıkıyor ve artık basın yerine medyayı kullanıyoruz. Teknolojik dönüşümle birlikte medyanın geleneksel iş modellerinin çökmesi yerel medya da alternatif yayımların karşımıza çıkmasını sağlıyor. Vatandaşların sağlıklı bir şekilde bilgilenmesi, demokratik süreçler için vazgeçilmez olmayı sürdürüyor. Yerel medyanın iyi habercilik yapması demek o lokaldeki demokrasinin de ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Yerel medyası güçlü olan bir kentte şeffaflık daha da yüksektir.” sözlerini kaydeden Bülbül,  Daha gelişmiş kentlerde yerel medyanın daha güçlü, daha az gelişmiş bölgelerde ise hem mecra sayılarının giderek azaldığı hem de çeşitli sebeplerden ötürü daha iyi bir gazetecilik yapmanın mümkün olmadığını belirtiyor.

“Yerel isimler ve yayım tercihleri başarıyı etkiliyor”

“Dünyada yerel gazeteciliğin önemi giderek artıyor” diyen Bülbül sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Ülkemizde de alternatif yerel mecraların sayısı her geçen gün artmakta ve dijitalde daha iyi ve bağımsız bir gazetecilik söz konusu olmaktadır. Buna karşın oranları az da olsa bazı basılı yayımların dijitaldeki mecralardan iyi olduğu da gözlemlenebilmektedir. Yerel dijital yayımcılıkla ilgili en önemli hususlardan biri de yerel isimlerdir. Yerel isimleri kullanan ve yerel sorunları işleyen, yerel köşe yazılarına yer veren amatör sporlara yer veren yayım organlarının etkileşim ve erişimlerinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Son olarak, yerel medyaya yönelik artan eğitimlerle birlikte bu alanda görev yapan gazetecilerin de daha kalifiye hale geldiğini söyleyebiliriz.”

POPÜLER KONULAR